Ülke geneli olmasa da varlıklarıyla bölgelerinde seçim sürecine etki yaratan çok fazla aday ve olay oldu. İmamoğlu’nun başarısı sadece İstanbul’da değil göç veren Anadolu kentlerine kucak açarak yarattığı etkiyle, Türkiye’nin dört bir yanındaki sandıklara yansıdı.

İmamoğlu CB, Konya CHP
Fotoğraflar: AA

28 Mayıs sonuçları Türkiye genelinde o kadar şaşırttı ki, İstanbul’da inanılmaz bir başarı gösteren İmamoğlu’nun “başarılı yönetici” algısı oransal olarak azaldı. Rakibe 12 puan fark atılmasına, İstanbul’da ilçe sayısı 12’den 26’ya yükselmiş olmasına rağmen, Üsküdar, Etimesgut ve Adıyaman sonuçları İmamoğlu’ndan daha fazla konuşuldu.

2019’da sadece İstanbul seçimi yinelenmiş, İmamoğlu büyük bir haksızlığa uğramış ve ikinci seçim tüm Türkiye’nin meselesi haline gelmişti…

Bir ay önce biri “İstanbul’da ilçe sayısı 26’ya çıkacak, İmamoğlu 12 puan fark atacak ama buna rağmen ilgi odağı olamayacak” dese buna inanmazdık ama tam da böyle oldu. Ve ülke genelindeki bu duruma İmamoğlu’nun da sevindiğini düşünüyorum.

Peki İmamoğlu’nun başarısı İstanbul seçimi ile mi sınırlı? Diğer illere hiç etkisi olmadı mı? Ulusal başarıyı İmamoğlu’nu görmezden gelerek okumak mümkün mü?

İMAMOĞLU NEDEN TÜRKİYE’Yİ GEZİYOR?

Beş yıl boyunca İmamoğlu ne zaman yurtiçi geziye çıksa, yandaş medya ona buradan saldırdı: Neden Türkiye’yi geziyorsun?

Oysa bu sorunun yanıtı çok basit: İmamoğlu tüm Türkiye’yi geziyor çünkü İstanbul tüm Türkiye’den göç alıyor. İstanbul’da göçmen kentlerin yüzbinlerce üyeli dernekleri var. Bu derneklerin başkanları İmamoğlu’na geliyor ve “Başkan bizim şehre garaj gerek, bize otobüs gerek, cenazelerimiz için uçak gerek” diye hiç durmadan talepte bulunuyorlar. İstanbul’da sana oy verecek 300 bin seçmeni olan bir kente gitmemek, o şehre destek olmamak mümkün mü?

İmamoğlu beş yıl boyunca mükemmel belediyecilik yaparak sadece İstanbul halkına değil, o halkın büyük kısmının hâlâ aşkla bağlı olduğu “memleketlerine” de hizmet etti. Hizmet gören bu kentlerdeki seçmenler, biraz da İmamoğlu nedeniyle kendi bölgelerindeki adaylara oy verdiler…

İmamoğlu sadece İstanbul’daki başarısıyla dolaylı olarak değil, göç veren Anadolu kentlerine kucak açarak direkt etkiyle de, Türkiye geneli seçimlerde etkili oldu.

Bir arkadaş sosyal medyadan “2028 için ne düşünüyorsun?” diye sordu. “İmamoğlu CB, Konya CHP” dedim.

‘MANSUR BABA’

Mansur Yavaş bir video çekip, küçük bir Anadolu ilçesine selam yolladı diye, orada seçimi kazanan CHP adayları var. İmamoğlu da, Yavaş da göç alan kentlerdeki bu tanıma uyan seçmene kol kanat gerdikleri için, hem kentlerinde rekor oy aldılar hem de Türkiye’deki oyları yükselttiler.

Devlet gaddarlaştıkça ve devletin başındakiler halkın yoksulluğuyla empati yapmayı bıraktıkça “devlet baba” kavramını unuttuk. Ama Ankara’dan bir adam “Mansur Baba” olarak yükselişe geçti. Devletin uzatmadığı yardım elini Mansur Yavaş’tan gören halk, ona sımsıkı sarıldı. Türkiye’nin büyük çoğunluğu için Mansur Yavaş bir belediye başkanından öte; dürüstlük, tutarlılık ve olumlu anlamıyla “devlet” gibi birçok kavramın vücut bulmuş hali.

İlk gün yazdığım bir cümleyi tekrarlayayım: Akşener masadan kalktıktan sonra Kılıçdaroğlu yine de 48 gibi bir oy alabildiyse, bunda da İmamoğlu ve Yavaş’ın kefaletinin önemli payı var.

VAHAP SEÇER, HERKESİ GEÇER

Bu seçimin bir süprizi de Mersin’di. Mersin 8 partiden vekil çıkartabilen, ülkedeki belki en kozmopolit kent. Üstüne deprem mağdurları ve Suriyeli göçmenlerin de yoğun olduğu bir kent.

Vahap Seçer bu kadar zıt grupların bir arada durduğu aşırı göç alan bir kentte %59,5 ol alarak %60,1 alan Ankara’dan sonra ikinci yüksek oyu alan belediye oldu… Daha ilginci, 2019’a göre oyunu 15 puan artırarak, tüm büyükşehirler içersinde oyunu en fazla artıran başkan oldu. Bunu nasıl başardı sorusuna yanıt verdiği videolar saatler sürüyor. Halk hizmet edeni seçti, hizmet edenin gayreti sadece o kentte değil, her yerde duyuldu.

Mersin seçimi bize ilginç bir veri daha sağlıyor: Mersin’in %60 oy alacağı daha yaz aylarından belliydi. Ulusal gündem Mersin seçmenine hiçbir etki yapmadı. Vahap Seçer seçimi %90’lara yaklaşan memnuniyet ve %60’da sabitlenmiş rekor oyla kazandı.

Medyanın ilgisi doğal olarak her zaman İstanbul ve Ankara üzerinde. Ama Mersin’deki bu rekor başarı, bakışları haklı olarak Seçer’e çevirdi.

ADANA GİBİ BAŞKAN

“Enkaz edebiyatı” yapılacaksa, 2019’da Adana için yapılabilirdi. Adana, sadece geçmiş dönemden değil, uzun yıllardan beri nüfusa göre geliri en düşük, nüfusa göre borcu en yüksek büyükşehirlerin başında geliyordu. Karalar, 2019’da mazbatasını aldığında makam odasına bile icra gelmişti.

2019’da geliri 1, borcu 4 lira olan Adana’da bugün 16 kat değişmiş bir tablo var: Artık borç 1, gelir 4 lira. Adana’nın bir başka sorunu kırsal kesimin yer yer Ortaçağ şartlarında yolsuz, susuz yaşıyor olmasıydı. Karalar onca borca ve sıfır devlet desteğine rağmen, bunca fakirin gönlüne girmiş ki, güçlü rakiplerine karşı galip geldi. Adana çok sert bir yer ve Zeydan Karalar’a inanılmaz kötülükler yapıldı. Bu bir avuç kötü insan, “Zeydan’a sımsıkı sarılan” bir kent karşısında ezildi. Karalar böyle çalıştıkça Adana il sınırı içinde kimse saçının teline dokunamaz, çünkü onun arkasında bir kent var.

Vahap Seçer de, Zeydan Karalar da “mühendis başkanlar…” Her ikisi de kendi mizaçları ve kentlerinin taleplerine göre mühendis gibi çalıştılar. Tıpkı Mersin gibi Adana’da da seçim başarısı çok önceden belliydi ve ülke geneli hava ne yönde eserse essin, yaklaşık bu sonuçların alınacağı biliniyordu. İmamoğlu ve Yavaş gibi, Seçer ve Karalar da sınavlara değil, derslere günü gününe çalışan öğrencilerin eminliğiyle kampanya yürüttüler.

KİBİR SEVMEYEN KENT

Antalya, Adana ve Mersin’den daha kalabalık bir kent olmasına ve 2009’da AKP’ye ilk yenilgiyi tattırıp ulusal gündemin başına geçmesine rağmen, bu seçim ülke geneli seçimlere düşük etkisi oldu. Muhittin Böcek ulusal medyada çok az göründü, modern iletişim tekniklerini neredeyse hiç önemsemedi. Buna rağmen kaybedeceğini iddia edenleri şaşırttı ve kaybetmek bir yana, Antalya’nın neredeyse bütün ilçeleri CHP’ye geçti.

Yıllar önce bir Antalya Belediye Başkanı, purosunu yakması için yaverini işaret parmağıyla gel gel yaparak çağırmış. Bu olay hala hatırlanıyor… Gel de Daniel Kahneman’ın irrasyonel kararlar teorisine hak verme. Antalya’nın her seçim başkan değiştirmesinin nedenlerini araştırırken, hep aynı yanıtı alırdık: "Çünkü Başkan çok kibirliydi…” Kibir sözcüğüne bu kadar takıntılı bir başka kent bilmiyorum.

Bu seçim ne zaman Antalya’dan bahsetsem, sosyal medyadan birileri şikayetlerini dile getirdi. Kent merkezlerindeki CHP’li seçmeni memnun etmek çok zor. Öte yandan sosyal medyada sesleri çıkmasa da kırsal kesim insanlarının da eşit oy hakkı var. İyi ki çobanların ve profesörlerin oyları eşit. Mersin’de ve Adana’da olduğu gibi kıpkırmızıya boyanan Antalya haritası gösterdi ki, Antalya bu mütevazı halk çocuğunu çok seviyor.

DEPREM

Hiçbir ses yankısız kalmaz, sadece bazen geç duyarız. İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Mersin ve diğer CHP’li kentlerin deprem bölgelerindeki varlıkları, o kentlerde yaşayan insanların belki de hayatlarında ilk kez CHP ile tanışmasını sağladı. Bazı şaşırtıcı seçim sonuçlarında, bu bölge insanlarına yapılan desteğin de payı olması gerekir.

KÖFTE

Seçimin son haftaları ortamın ısındığı, buz gibi katı algıların eridiği ve seçmen kararlarının değişebildiği dönemler. İşte tam bu dönemde AKP’nin Ankara adayı hesapsız servetiyle, İstanbul adayı ise hesapsız sözleriyle seçmeni incitti. Murat Kurum’un köftecilerle ilgili ettiği söz İstanbul seçimine 3-4 puan eklemiş olabilir. Ama günümüzde iletişimin sınırı yok. Bu tepeden bakma ve aşağılama karşısında; Kayseri’den Konya’ya, Erzurum’dan Malatya’ya her yerde serbest meslek sahibi insanlar incindi. Murat Kurum’un densizliği AKP’ye ülke çapında zarar verdi. Bu tip bir potu, Erdoğan 20 yıl boyunca kırmamışken, Kurum’un iki ayda çözülmesi, AKP’nin neden bir geleceğinin olmadığını da gösteriyor.

KOPYA ADAY

Balıkesir kampanya boyunca İstanbul ve Ankara’dan sonra ulusal gündemi en çok meşgul eden kentlerden biriydi. İyi Parti’nin bu şehirdeki vefasızlığı, cin fikirli rakibin Ahmet Akın’la aynı isimde bir kopya aday çıkartması ve son haftalarda mevcut AKP’li belediye başkanının esnaf ve iş dünyasını mafyatik cümlelerle tehdit etmesi, Türkiye geneli ulusal medyada sürekli konuşuldu. Günümüzde hiçbir şey bulunduğu yerde kalmıyor, kontrast olaylar anında Türkiye’ye mal oluyor. Balıkesir süreci ülke çapında CHP’ye yarar, AKP’ye zarar getirdi. Murat Kurum’un “köfte” gafından sonra, Balıkesir AKP’nin boğazına takılan bir piyaz oldu.

Erdal Beşikçioğlu’nun Etimesgut adaylığı sadece Etimesgut’un alınmasına değil, ülke genelinde seçmenin yumuşamasına ve AKP / MHP’nin sürekli gerdiği seçim ortamlarından sonra, “gülüş cümbüş” bir seçim yaşamamıza yol açtı.

ŞEHİR GURURU

Afyon merkez CHP adayı Burcu Köksal’ın DEM seçmeniyle ilgili sözleri İmamoğlu’ndan haklı biçimde en sert yanıtı aldı. Öte yandan paradoksal biçimde bu sert tepki nedeniyle Köksal’ın oyu da arttı ve “bir başka kent belediye başkanı”nın kendi adaylarına ezici konuşması, Afyon seçmeninde mikro milliyetçiliği yükseltti. Benzer biçimde “kurultay sarhoşu” bazı vekillerin bulundukları illerin sevilen başkanlarının önüne geçme çabaları, o kentlerdeki seçmenlerin de belediye başkanlarının yanında birlik olmasına yol açtı. Şehirlerin de gururu var ve en küçük bir şehir bile ne Ankara’nın, ne de İstanbul’un tepeden konuşmasına tahammül etmiyor.

‘MICRO INFLUENCER’LAR

Ülke geneli olmasa da varlıklarıyla bölgelerinde seçim sürecine etki yaratan çok fazla aday ve olay da oldu. Kadın ve genç adaylardaki artış, geçen seçimdeki kadın başkanların örnek olması, Denizli merkezdeki başarılı kadın başkan Şeniz Doğan’ın büyükşehir seçimine de etki etmesi, İstanbul’da İmamoğlu’nun yanı sıra hemen tüm ilçe adaylarının bağımsız ve güçlü kampanyalar yapması, İmamoğlu’nun siyasete girmesinde bile payı olan Hasan Akgün’ün bu seçim de Trakya İK Müdürü gibi doğru aday araması, Kazım Kurt’un aklımda kalan çivili reklamı, Bursa’da Mustafa Bozbey’in merakla beklenen rövanşı ve özellikle Mudanya ve Osmangazi’deki kampanya süreçleri, Giresun’da AKP’li bir ilçe başkanının seçmenlere “Allahsızlar!” diye seslenmesi, 2019’un en genç başkanı Ulaş Tepe’nin el büyütüp Ordu Merkez’de kampanya yürütmesi, Artvin’de son hafta “Sevda kuşun kanadında” şarkısının duyulması gibi yüzlerce konu, seçim başarısına seçim bölgelerinden taşan bir olumlu katkı sağladı. CHP’de AKP’nin aksine “emir eri” sinik adaylar yok, bu nedenle her il ve ilçede kendine güvenen, yaratıcı, yenilikçi ve kapsayıcı dil CHP’den geldi.