Temmuz ayında Hindistan’da düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi’nde konuşan Rus lider Putin, dış güçlerce Rusya’ya karşı hibrit savaş yürütüldüğünü söyleyecekti.

Saptama yeni değildi. Putin ve diğer Rus yetkililer "hibrit savaş" vurgusunu öncesinde de sıklıkla dile getiriyorlardı.

Moskova’da Crocus Konser Salonu’na yönelik IŞİD’in gerçekleştirdiği ve en az 133 sivilin katledildiği saldırı Rusların “hibrit savaş” vurgusunu akıllara getirdi.

Hibrit (melez) savaş tanımlaması görece yeni olsa da farklı araç ve yöntemlerin bir arada kullanıldığı, geleneksel savaşlardan farklı bir savaş dinamiğini tanımlıyor. Her türlü taktik, yöntem ve silah birbirine bağlı olarak kullanılabiliyor.

Ve bu “melezleşen” savaşların en çarpıcı uygulama sahası da Ukrayna. Köktendinciler, paramiliter milisler, paravan örgütler, özel askeri şirketler, faşist yapılar, ayrılıkçı gruplar hepsi birden devrede. Tabi ki Rusya'ya karşı.

MELEZLEŞEN SAVAŞLAR

ABD/NATO’nun yayılma hamlesine karşı 24 Şubat 2022’de Rus ordusunun saldırısı ile başlayan Ukrayna Savaşı, 21. yüzyıla özgü yeni nesil savaş türünün en kanlı örneklerinden.

Tam da bu nedenle Ukrayna’da savaş içinde savaş yaşanıyor.

Hibrit savaşı ilk kavramlaştıran isimlerden birisi ABD Ordusundan emekli Frank G. Hoffman.

NATO’nun dergisi NATO Review’de “Hibrit Savaş – Yeni Tehditler, Karmaşıklık" başlıklı makalede hibrit savaşın giderek daha da önem kazanmakta olduğu şu sözlerle vurgulanıyor: "Hibrit savaş, geleneksel ve geleneksel olmayan güç araçları ve bir devleti veya kurumu çökertecek yöntemlerin bir füzyonudur. Bu araç veya yöntemler bir düşmanın zayıf noktalarından faydalanmayı ve sinerjik etkiler yaratmayı mümkün kılmak amacıyla senkronize şekilde harmanlanmıştır. Kinetik araçlar ve kinetik olmayan taktikleri bir araya getirmenin amacı düşman bir devlete mümkün olan en büyük hasarı vermektir.”

Aynı makalede hibrit savaşın belirgin özellikleri şöyle tanımlanıyor: “Birincisi, savaş ve barış zamanı arasındaki çizgi belirsizleşir. Bu da savaş eşiğini tanımlamayı veya kestirebilmeyi güçleştirir. Dolayısıyla savaş olgusu da belirsizleşir. Hibrit savaşın ikinci belirgin özelliği ise belirsizlik ve dayandırma ile ilişkilidir. Hibrit saldırılar genellikle çeşitli belirsizliklerle doludur. Bu belirsizlikler hibrit aktörler tarafından suçun ve mukabelenin bir yere veya kişiye dayandırılmasını güçleştirmek için gayet bilinçli bir şekilde yaratılır ve geliştirilir. Diğer bir deyişle, hibrit saldırıya hedef olan bir ülke ya hibrit saldırıyı tespit edemiyor ya da bu saldırıyı yapan devlet veya sponsoruyla ilişkilendiremiyordur.”

GERASİMOV DOKTRİNİ

Jeopolitik mücadelenin, güç-nüfuz kapışmasının şiddetlendiği küresel düzende, güç merkezleri her türlü yol ve yöntemi, taktik ve teknikleri bir arada kullanıyor. Dünya değişiyor, haliyle savaşların biçimleri de.

Hibrit savaş üzerinde çalışmalar yapan Rus General Valery Gerasimov’a göre 21. yüzyılda artık savaş alanları ve savaş dışı bölgeler arasındaki çizgiler bulanıklaşmaya başladı. Klasik savaşın kuralları temelinden değişti. “Gerasimov Doktrini” olarak bilinen yaklaşıma göre saldırıların herhangi bir yerde ya da her yerde olabileceği anlamına gelen bu “hibrit savaş” gelecekteki savaşların temel karakteristiği olacak.

UKRAYNA’DA SAVAŞ İÇİNDE SAVAŞ

Geleneksel (konvonsiyonel) yöntemler ile geleneksel olmayan (hibrit) yöntemlerin aynı anda kullanıldığı Ukrayna’da üç farklı savaş türü ile karşı karşıyayız.

Konvansiyonel Savaş: İki ülke ordusunun karşı karşıya geldiği Ukrayna savaşı geleneksel yani konvansiyonel yönü olan bir savaş. Klasik savaş tanımlamasının tüm veçhelerini burada görmek mümkün. Cephe çatışmalarının, bilinen taktiklerinin, stratejisinin yaşandığı bu savaş bununla sınırlı değil.

Hibrit Savaş: Paramiliter güçlerin, örgütlerin, devlet dışı aktörlerin, özel askeri şirketlerin, ayrılıkçı yapıların birden kullanıldığı hibrit savaşın en çarpıcı örneği Ukrayna. Konvansiyonel yani geleneksel savaşın yanında ikinci bir savaş stratejisi olarak devrede. Büyük bir dezenformasyon ve siber saldırılarla da beslenen bu savaş türünün örneklerine saha çokça rastlayacağız.

Vekâlet Savaşı: Görünürde savaşanlar Ukrayna ve Rusya. Ancak Ukrayna, Rusya ile Batı emperyalizmi arasındaki hegemonya/güç mücadelesinin kanlı sahnesi. Bu nedenle “vekâlet savaşının” da en bariz örneklerinden. ABD’nin, NATO’nun, Batılı ülkelerin Ukrayna’ya silah, para, istihbarat ve lojistik desteği vekâlet savaşının özelikleri. Suriye, Libya, Yemen vekâlet savaşının sürdüğü diğer ülkelerden.

IŞİD NEDEN SALDIRDI?

Moskova’daki saldırı tam da “hibrit” türden. Saldırıyı IŞİD-Horasan üstlendi, Rusya Ukrayna’yı ve Kiev’e destek veren Batı’yı suçladı. Ukrayna ve ABD saldırıyla bağlantıları olmadığını açıklarken mevcut durum tam da “hibrit savaş” türünün göstergesi.

Tacik kökenli radikal İslamcıların taşeron olarak kullanıldığı IŞİD-H’nin üstlendiği katliam belirsizlikler silsilesi içerisinde, belki de hiçbir zaman tam olarak açığa çıkarılamayacak. Tacik, Kafkas, Uygur, Orta Asyalı radikal islamcı köktendincilerin Rusya'ya karşı husumeti yeni değil. Yeni olan Ukrayna savaşının yarattığı denklemde Rusya'ya karşı aktif olarak yeniden harekete geçirilmeleri.

Halihazırda Kiev saflarında savaştırılan pek çok İslamcı unsurdan bahsedilebilir. Kurdukları tugay ve gruplarla açık bir savaş da ilan etmiş durumdalar.

RUSYA'NIN 11 EYLÜL'Ü!

Şimdiden "Rusya'nın 7 Ekim'i" ve "Rusya'nın 11 Eylül'ü" olarak nitelendirilmeye başlanan saldırının hem Ukrayna savaşı üzerinde, hem de Ortadoğu'da kritik etkileri olacak. Putin'in Suriye ve Ortadoğu coğrafyasında daha sert bir şekilde köktendincilere karşı harekete geçmesi bekleniyor.

Putin, "Bu suçun tüm failleri, organizatörleri ve emrini verenler, adil ve kaçınılmaz olarak cezalandırılacaktır. Kim olursa olsun, onlara kim rehberlik ediyorsa" derken bu konudaki kararlılıklarını vurguladı.

Kremlin, silahlı saldırganların Ukrayna'da bağlantıları olduğu konusunda ısrarcı. Kiev ve ABD'den aksi yönde açıklamalar gelse de. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Adrienne Watson, "Ukrayna'nın herhangi bir müdahalesi olmadı" dedi. Zelenski yönetimi de ilgilei olmadığını açıkladı. Ancak bu açıklamalar Moskova'yı tatmin etmiş değil.

Putin, 2015'te radikal İslamcı muhalefete karşı Şam yönetimini fiili olarak destekleyerek Suriye'de aktif olarak devreye girmiş ve iç savaşının gidişatını değiştirmişti. Bu durum cihatçıların Moskova'ya olan öfkesini daha da büyüttü. 

KULLANIŞLI APARAT CİHATÇILAR

Kullanışlı bir aparat olduğu tescillenen IŞİD-H, ABD’nin hedefindeki Rusya, İran gibi ülkeleri vurmayı sürdürüyor. Rusya’yı içeriden vurmaya dönük hesaplar yapan ABD/Batı'nın tehlikeli stratejisi Moskova’daki katliamın son bulmayacağını gösteriyor. Cihatçıların koridora çevirdiği Türkiye de tehlike altında. 

Ortadoğu'da, Güney Doğu Avrupa'da, Suriye'de, Rusya'da yaşananlar birbirinden bağımsız değil. Güç merkezleri arasındaki hesaplaşma, etkinlik çatışması her bölgede benzer sonuçlar üretiyor. Yaşanan bu katliam da bir kez daha gösterdi ki emperyalist devletler, güç merkezleri ve işbirlikçileri arasındaki çatışmaların bedelini halklar ödüyor. Moskova “Crocus City Hall” konser salonundaki kanlı saldırı pek çok şey anlatıyor.