Kıdem tazminatıyla ilgili önemli bir düzenleme kapıda. Normal şartlarda her gazetede manşet olması gerekir, nihayetinde 11 milyon çalışanı ilgilendiren bir gelişme. Özet geçeyim; çalışanların kıdem tazminatı kaldırılıyor. Yani elbette kimse kaldırıyoruz demiyor, bu hükümetin her icraatında olduğu gibi burada da bir postmodern bir makyaj var. Pembe bir gözlükle bakarsanız kıdem tazminatını kaldırma işinde ne müjdeler gizli. “Yetmez ama evet”  denilecek kadar sürprizli. Ayrıntısını bilmeyenler altta bahsettiğim kaynaklardan okuyacaktır, taslağın özü, çalışana kıdem tazminatını vermemek için çevrilen hayli zekice tasarlanmış bir oyun gibi. Hâl böyle olunca hem muhalif medyaya, hem de yandaşına bol bol malzeme çıkıyor tabii. Dünkü gazetelere şöyle bir bakınca bu çeşitliliği görmek mümkündü. Doğal olarak bu haftaki Köşe Vuruşu’nda medyamızın “kıdem tazminatının kaldırılması”  konusuna yaklaşımını ele almak istedim.
 
HABER ASLINDA NEYDİ?
Milliyet gazetesi, tartışmalı düzenlemeyi tamamen deşifre eden Fehim Genç imzalı bir haberle, manşette görmek hariç, bir gazetenin yapması gerekeni yapmıştı. Matbu gazetede “işten atılana kıdem tazminatı 5 yıl sonra” başlığını, internette “işten atılana tazminat yok” başlığını kullanan haber, bu düzenlemeyle patronların işçileri işten çıkarmasının gayet kolaylaştığı, kıdem tazminatını almak için 5 yıl iş bulamama şartı getirildiği, evlenen kadına ve askere giden erkeğe kıdem tazminatı ödemesinin kaldırlacağını haberleştirmişti. Aynı şekilde Habertürk’te “Çalışanın kıdemine ambargo” başlıklı bir ön sayfa haberiyle taslağın ayrıntılarını veriyordu. İki gazete de tasalağa bir gazetenin bakması gereken yerden bakmıştı.
 
PEKİ NEYE DÖNDÜ?
Yazının girişinde herkese malzeme var demiştik. Taslağın içinde yer alan, “ev almak isteyenlere  hak ettiği kıdem tazminatının yarısını önceden ödeme” avantajı, yandaş medya için hayat kurtarıcı bir unsur olmuştu. Örneğin; Star gazetesi ön sayfadan “ev alan işçiye kıdem tazminatı müjdesi” başlığıyla yeni taslağı müjdelemiş, 11 milyon çalışan emekliliği beklemeyecek vurgusunu yapmıştı. Sabah gazetesi ise yine ön sayfadan “Tek güne bile kıdem” başlığıyla taslağı allayıp pullayacak başka detaylara ulaşmıştı. Star gazetesi patronların okuduğunu düşündüğü ekonomi sayfasında, “patronun işsizlik sigortası payı düşüyor” diyerek bir müjde de patrona vermişti. Posta gazetesi, sanki  önceden alınacak yarım tazminatla ev alınabiliyormuş gibi “ev parası kıdemden” başlığıyla taslağı güzelliyordu. Özetle Pazartesi günü Hürriyet’ten Zaman’a kadar pek çok gazetenin özellikle internet sitelerinde taslağın diğer detaylarına göz atmaksızın “ev almak isteyene kıdem tazminatı müjdesi” diye bir haber dolaşıma girdi. Doğrusu, taslağın emekçiyi hak kaybına uğratan diğer detaylarının ortaya çıkması öncesinde başarılı bir makyaj olmuştu. Gazetemiz BirGün, bu haberleri önceden sezmiş olacak ki, “gasp planına ev ile makyaj yapılıyor” başlıklı bir iç sayfa haberiyle okurunu uyardı. Haberin çok taze olması nedeniyle eldeki veri sınırlı, bu yazı haliyle bir gün önceden yazıldığı için bugünün gazetelerinde de kim bilir ne sürprizler bekliyor bizleri.
 
TAZMİNATLAR TOKİ’YE
Çok değil “kıdem tazminatı gaspının ev hayaliyle makyajlanmasından” daha bir hafta önce, ev hayaline kapılanları sel götürdü bu ülkede. 12 insan öldü. Üstelik o evleri devletin toplu konut yapımından sorumlu kurumu TOKİ yaptı. Yeni merkez medya 12 insanın öldüğü felaketin üzerini hızla kapatırken, kıdem tazminatları gasp edilen çalışanlara, ev müjdesi veriyor coşkuyla. İnsanların kıdem tazminatlarının yarısını çekip misli misli borçlanacakları o evleri kim yapacak? Elbette TOKİ. Birikim dergisinin o çok isabetli kapağında “İnşaat ya Resulallah” diye özetlediği anlayışa uygun şekilde. Oralara yapılan konutların sayfa sayfa ilanları lüks ve konfor vaadiyle gazeteleri de donatacak tabii ki. “Bak yine basın sektörü kazanacak, çarklar dönecek” diyecek kadar pembe gözlük takmışlara, basın çalışanlarının Türkiye’deki diğer pek çok sektörde olduğu gibi sosyal güvencelerinin, sendikal haklarının nasıl yerlerde süründüğünü hatırlatmaya bile gerek yok. Bir çalışanın kıdem tazminatı gasp edilirken, masanın başına oturup “ev alan çalışana kıdem tazminatı” müjdesi diye haber yazmak zorunda kalması ise hayatın en büyük çelişkisi. İşte büyük çelişkimiz bu. Ancak Brecht’in dikkat çektiği gibi umut da çelişkilerde.