İki yıldır neredeyse hiç birimizin deneyimlemediği garip bir süreçten geçiyoruz. Önce evlerimize kapandık, salgına yakalandık ya da yakalanmadık. Neredeyse gelmesi kaçınılmaz olan ekonomik kriz etkisini fazlasıyla göstermeye başladı. Son olarak Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla zaten sağlıksız, depresif ruh halimiz doruk noktaya çıktı. Teknoloji durur mu? Kötü niyetli yasadışı tipler hemen bundan faydalanacak yöntemler geliştirmeye başladı.

Siber güvenlik şirketi Eset, dünya çapında topladığı veriler ışığında bir araştırma yapmış. Yeni bir hastalığımız var! Doomscrolling!

Nedir bu Doomscrolling? Kötü haber bağımlılığı. Bunu tetikleyen en önemli etken tabi ki akıllı telefonlarımız, tabletlerimiz. Yani sistemden hiçbir şekilde kopmuyor oluşumuz diyebiliriz. Eskiden sadece radyo, TV, gazeteler ile haberleri alırken, şimdi kesintisiz ve anlık olarak tüm gündemi takip edebiliyoruz. Bunun güzel yanları olduğu gibi kötü yanları da maalesef var. Aslına bakarsanız her şeyin aşırısı zararlı değil midir? Normal olarak bu durumunda zararlı olduğunu anlamamız çok zor değil.

Kötü haber takip bağımlılığının temel nedeni “endişe.” Bunu yoğun olarak salgın başlangıcı yaşamaya başladık. Hatırlasanıza, deliler gibi internette araştırdık, sosyal medya paylaşımlarını takip ettik, Whatsapp mesajları aldık, gönderdik. Sebebi korku ve endişemizi yenmek için hastalığı tanıma, korunma güdüsü. Bir durum karşısında kontrol sahibi olma istediğimiz bizi maalesef “Kötü Haber Takip Bağımlısı” yapıyor. Mevcut durumu değiştiremeyeceğimiz hissi bizi endişeye sürüklemekte.

COVİD-19’a tam alışmaya başladık, ülkemizde ağır bir şekilde hissedilen ekonomik kriz ortaya çıktı. Yine bizim düzeltemeyeceğimiz bir durum ve yine endişe! Bir önceki krizde nasıl bilen bilmeyen doktor, salgın uzmanı olduysa, yeni krizde bir anda herkes ekonomist oldu. Herkes bir şeyler paylaşmaya, izlemeye, anlamaya çalıştı. Bugüne geldiğimizde ise herkes savaş uzmanı! Maalesef şimdi herkes savaş ve etkileri üzerine konuşuyor. Rusya, Ukrayna’yı gerçek bombalarla vururken, bizim buralarda yalan yanlış haber bombardımanı altında kaldık.

Genel anlamda bu durumun en kötü yanları birkaç tane diyebiliriz. Bilgi kirliliği yüzünden gerçekten uzman ve ehil kişilerin söyledikleri arada kaynıyor ve ulaşması gereken kitlelere ulaşamıyor. Bu en büyük kaosun birinci sebebi. Halbuki işin uzmanları anlaşılır şekilde bilgilendirme yapabilecekken bunu fırsata çevirmeye çalışan soytarıların arasında kalmak zorunda kalıyorlar. Kötü ve yanlış haberin bir huyu vardır. Çok ama çok hızlı yayılır. Bunu düzeltmek ve doğrusunu anlatmak inanın çok zordur.

Endişemizden kaynaklı bir şekilde, durmadan bu kötü haberleri arka arkaya okumaya ve izlemeye başlıyoruz. Başta da dediğim gibi teknoloji sebebiyle sistemden hiçbir şekilde kopmadığımız için durdurulamaz bir halde kötü haberleri takip etmeye devam ediyoruz. Mutsuzlaşıyor, umutlarımızı yitiriyoruz. Daha çok kötü haber okumak, paylaşmak, yakınlarımızı uyarmak istiyoruz. Bu döngü gerçekten çok tehlikeli.

İşte bu noktadan sonra kötü niyetli insanlar sahneye çıkıyor. Ne konuda dijital bir yoğunlaşma varsa, bilin ki orada dolandırıcılar sizden önce yerlerini almıştır. Ardı ardına kötü haberleri takip ederken önümüze düşen tüm bağlantılara şuursuzca tıklamaya başlıyoruz. İşte bu işin uzmanları bizi böyle avlıyor. Sahte bağlantılar ile kimlik, kredi kartı, çok önemli kişisel bilgi ve görsellerimizi çalmak için tuzaklar kuruyorlar. Sonra ya ele geçirdikleri kredi kartlarımız, banka bilgilerimiz ile bizi soyuyor ya da bizden fidye isteyerek gelir elde etmek istiyorlar. Siber güvenlik şirketleri son dönemde bu tip olayların sıkça yaşanmaya başladığını söylüyor.

Peki ruh halimizi düzeltmek, kötü haber bağımlılığından nasıl kurtulabiliriz?

Aslında yapılabilecek en basit şey kötülüklerden mümkün olduğunca kaçınmak diyebiliriz. Biliyorsunuz kötü haberlerin dışında bir de Instagram gibi bir problemimiz var. Orada da müthiş mutlu ve şaşalı hayatları takip etmekten kendimizi alamıyoruz. Bunların hepsi benzer problemler. Kurtulmanın en önemli adımı net, kendimize sınırlar getirmek, kötü ya da iyi haberlere orantısız maruz kalmamak. Bize faydalı olacağını düşündüğümüz fiziksel aktivitelere katılmak, yapmak, etrafımızda olan pozitif insan sayısını arttırmak, iyi haberler okuma eğilimine girmek. Bunlar en basit yapabileceğiniz adımlar. Hiç mi kötülüklerden haberdar olmayalım? Hayır tabi ki haber almaya devam edelim ama süreksizce değil. Doğru haber kaynağı havuzumuzu yaratalım, sağlamalı haber tüketme alışkanlığı edinelim. Doğruluğundan emin olmadığımız hiçbir şeyi asla paylaşmayalım. Yanlış paylaşımlar hızla çığ gibi büyüyor. Böylece hem ruh sağlığımız normalleşmeye başlar hem de dolandırıcıların tuzaklarından uzaklaşmaya başlarız. Güzel, mutlu haberlerin bol bol geldiği günleriniz olsun.