Maltepe’den izlenimler: Sınıfın aklı sandıkta
Fotoğraf: BirGün

Meydanın rengi seçimdi: İstanbul’da seçim arifesine denk gelen 1 Mayıs, birçok yönüyle değerlendirilecek olsa da “emek bayramı”na damgasını vuran sandıktı. Sabahın ilk saatlerinden itibaren konuşmaların sona erdiği ana kadar alanda yaptığım gözlemler ve izlenimler ışığında şunları söyleyebilirim: Bu 1 Mayıs’ı öncekilerden ayıran en belirgin özellik yaklaşan seçimdi. Haliyle konuşmalar, talepler ve sloganlara da yansıyan ruh hali bu yöndeydi.

Değişim isteği meydanda: Değişim isteği her yerde olduğu gibi İstanbul’da da meydana yansımış durumdaydı. Sınıf tüm dikkatiyle seçime odaklanmış durumda. Öncelik tek adam sultasından kurulmak olunca, haliyle sandığa, özellikle de Cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlenilmiş ruh hali, meydana sinmişti. Sandıktan çıkacak sonuca bel bağlandığı için tüm konuşmalar da politik eksende, seçim odaklı gerçekleşti.

Yasaklı son 1 Mayıs: Bunun “yasaklı” yani Taksim dışındaki son 1 Mayıs olacağı yönündeki temenniler hem kürsü konuşmalarında hem de alandaki kitlenin kendi aralarındaki konuşmalarına hâkimdi. Her konuşma Taksim’e göndermeyle son buldu.

Taksim sızısı: Maltepe, Yenikapı, Bakırköy, Kadıköy… Tüm meydanlar toplansa da bir Taksim Meydanı etmediği görüldü. Deniz kenarında yeşillikler içinde olsa da Maltepe Meydanı, Taksim’deki coşkuyu, ağırlığı ve aidiyeti vermiyor. Bir kez daha tanık olduk ki, işçi sınıfının, emeğin, 1 Mayıs’ın buluşma yeri Taksim’dir. Çimlere uzanmış gençler de platformdan yapılan konuşmalarda da Taksim’de kutlanacak bayramın özlemi, isteği, heyecanı vardı.

Coşku, heyecan, neşe azdı: Şunu söylemekte beis yok; Bu 1 Mayıs katıldığım-katıldığımız 1 Mayıs’ların en coşkulusu değildi. Bunun da çeşitli nedenleri vardı. Deprem etkisi, yorgunluk, seçim vs... Yine de kadınların, set işçilerinin, sinema emekçilerinin, Oyuncular Sendikası’nın ve de her kesimden gençlerin yoğun olarak katılımı dikkat çekiciydi. Esnek çalışan, sendikasız, güvencesiz çalışan emekçiler de vardı alanda.

Renklilik: Coşku görece az olsa da renklilik her zamanki gibiydi. Sendikalardan derneklere, siyasi partilerden örgüt çevrelerine, emek ve meslek örgütlerinden çevre derneklerine yüzlerce yapının yer aldığı meydan, renk cümbüşüydü adeta. Atılan sloganların çeşitliliği, taşınan pankartların renkliliği deniz kenarındaki yeşil alanı renkten renge boyadı.

Mücadele istemi: Tören Avusturya İşçi Marşı, Çav Bella, Enternasyonel ile başlarken kitlenin şarkı ve marşlara hep bir ağızdan katılımı özlenen sınıf ve mücadele isteminin dışavurumuydu. Kürsüden yapılan Türkçe, Kürtçe, Arapça konuşmalar da dikkat çekiciydi.

Sınıfın talepleri: Konuşmalar, açıklamalar seçim eksenli olunca emeğin talepleri görece geri planda kaldı. İşçilerin, emekçilerin talepleri daha fazla ön plana çıkartılıp 1 Mayıs’tan sonrasını da kapsayacak şekilde aktarılabilirdi.

Kadınlar etkisi: Alandaki kadın sayısı oldukça dikkat çekici. Çocuklarıyla gelen aileler meydanı şenlik alanına çevirdi. Kadın örgütleri de olabildiklerine alana akmışlardı.

Deprem sancısı: Hemen her konuşmada depremde enkaz altına kalan canların sızısı vardı. Emek bayramını coşkuyla kutlamanın yitip giden 50 binden fazla yurttaşa “ihanet” olacağı duygusu hâkimdi. Doyasıya halaylar çekilmedi, şarkılar gür söylenmedi önceki yıllara kıyasla.