Sercan Meriç

sercanmeric@birgun.net

İsmail Arı "Şeyhin ölmesiyle Menzil’de eşbaşkanlık sistemi uygulanıyor. Ancak kardeşler arasında anlaşmazlık var ve bu, dernekler, vakıflar ve şirketler arasında kavgaya dönüşmüş durumda" diyor.

Menzil’in bilinmeyenleri

Gazeteci İsmail Arı, ikinci kitabı Menzil’in Kasası ile beraber son yılların en tartışmalı tarikat yapılanmasına mercek tutuyor. Arı, Menzil’e dair birçok bilinmeyen unsuru gün yüzüne çıkarırken, söz konusu tarikatta uzun yıllar boyunca yöneticilik yapmış bir ismin tanıklıklarına da yer veriyor.

Küçük bir tarikat iken büyük bir holdinge dönüşen Menzil’in hikâyesi, 15 Temmuz 2016’ya giden süreci akıllara getiriyor.

Arı ile son kitabı ışığında tarikatın geldiği noktayı konuştuk…

Menzil’in köklerinden başlayalım istiyorum. Menzil ailesi nasıl filizleniyor? Nasıl bu tarikat kuruluyor?
Menzil’i yöneten aile, önce Bilvanis’te bulunuyordu. 1970’li yıllarda Kahta ilçesine yerleştiler. Kahta’da bulunan Durak köyünü satın aldılar. Daha sonra adını Menzil olarak değiştirdiler. 1990’lı yılların ortalarına kadar bürokraside veya devlet kadrolarında etkili olamayan, özellikle bölgedeki köylerden gelen düşük eğitim seviyesine sahip insanların tercih ettiği bir tarikat gibi görünüyor. Çünkü Menzil’in İslam anlayışı, birçok kişi tarafından sorgulanan bir tarzda yapılandırılmış. Tövbe seansları gibi İslam’da yer bulmayan ritüelleri olduğunu belirtiyorlar. Özellikle 1990’ların ortalarından itibaren bürokraside örgütlenmeye ve ticarete büyük önem verdiler. AKP ile birlikte 2000’lerden sonra büyük bir atılım yaparak devlet kadrolarında etkili oldular. Kamu kurumları, TSK, emniyet gibi birçok alanda örgütlendiler ve yeni şirketlerle ticari faaliyetlerde bulunarak büyük bir sermaye biriktirdiler.

Menzil’in şeyhi Abdülbaki Erol’un geçen yılki ölümü nasıl bir etki yarattı?
Şeyhin ölmesiyle Menzil’de eşbaşkanlık sistemi uygulanıyor. Ancak kardeşler arasında anlaşmazlık var ve bu dernekler, vakıflar ve şirketler arasında kavgaya dönüşmüş durumda. Görünüşe göre kavga daha da büyüyecek, hatta bazı yerlerde tekmeli yumruklu kavgaların yaşandığı iddia ediliyor. 

Sağlık Bakanlığı’nda etkili oldukları uzun yıllardır biliniyordu. Kitabın vesilesiyle Narkotik Şube’de de çok etkili olduklarını öğreniyoruz. Menzil’in bunlardan başka hangi alanlarda güçlü?
Özellikle son yıllarda TSK’da güçlendikleri ortaya çıktı. Jandarma içinde de güçlendikleri ifade ediliyor. Emniyet içinde de birçok polis memurunun olduğu belirtiliyor. Eski Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın ve Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın cemaat mensubu olduğu biliniyor. Üniversitelerde hızla örgütlenmeye başladıkları ifade ediliyor. Fethullahçılarla benzer bir yürüyüşe tanığız. 

Kitapta, uzun yıllar Menzil içinde bulunmuş bir kaynakla yaptığın söyleşi de yer alıyor. Gazeteci olarak bu kişiyle ilişkin nasıl başladı?
Menzil’i dolaylı yoldan bir süredir takip ediyordum. Kızılay’ı takip ederken, orada bazı satın alımların Menzil’e bağlı şirketler tarafından gerçekleştirildiğini öğrendim. Kızılay’a dair araştırma yaparken, Menzil’e dair kitaptaki anlatılara kaynaklık eden kişiyi buldum. Bu kişi, cemaatin içinde uzun yıllardır bulunmuş bir isim. Cemaatin para trafiğini, bürokratlar ve siyasilerle kurduğu ilişkileri biliyor. Çocukluğundan beri Elhüseyni ailesine yakın. “Menzil’in Kasası” da o kişi aslında…

Menzil’de modern köleliğe benzer bir durumla karşı karşıya mıyız?
Menzil tarikatında şeyhler lüks bir yaşam sürerken, tarikat üyeleri farklı şehirlerden gelip sevap kazanmak için çalışıyor. “Hizmet” adı altında yapılan çalışmalar, aslında tarikatın finansal kaynaklarını artırmak ve şeyhlerin konforunu sağlamak amacını taşıyor. Menzil köyüne gitmek isteyenler, adım attıkları anda şeyhlerin ailesine para kazandırmaya başlıyor. Otobüs biletleri, dinlenme tesisleri, restoranlar, kafeler, hediyelik eşya satan dükkânlar Menzil’i yöneten aileye ait. Polis ve askerlerin yıllık izinlerinin bir kısmını Menzil’de hizmet adı altında geçirdiği ve şeyhleri koruduğu da ifade ediliyor. Jandarma komutanlarının da Menzil köyüne gidip geldikleri, cemaat mensuplarıyla rahat bir şekilde ilişki kurdukları biliniyor. 

Kitapta, Cumhurbaşkanlığı koruma ekibinde bulunan birçok kişinin de Menzil tarikatından olduğunu yazıyorsun…
Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Fethullahçılar tarafından benzer şekilde gerçekleştirilen bir saldırının, benzer bir bağlılık ve itaat kültürüne sahip olan Menzil cemaatinde de gerçekleşebileceği belirtiliyor. Menzil mensubu kaynağım, Cumhurbaşkanlığı koruma ekibindeki cemaat mensuplarının, cemaat şeyhlerinin talimatlarına sorgusuz sualsiz uymaya eğilimli olduklarını ifade ediyor ve bu durumun ciddi bir tehlike oluşturabileceğini söylüyor. Ancak, bu konuda daha fazla detay vermemesi ve konunun hassasiyeti nedeniyle bu bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmasının riskli olabileceğini belirtiyor.

AKP’li İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Menzil’e yakın bir isim mi?
Menzil, bürokratları şu şekilde ayırıyor: bir tarafta sofi olanlar, diğer tarafta ise tarikatın isteğini kırmayanlar. Bizim kaynaklarımıza göre, Ali Yerlikaya Menzil’i kırmayan bir isim. “Ali Yerlikaya bizim isteğimizi geri çevirmez” diyorlar. 

Kitabı ithaf ettiğin iki çocuğun ölümüyle ilgili davanın üstü nasıl kapatılıyor?
Abdulbaki Dakak, Selin ve Mehmet adlı üç küçük kardeş, Konya’daki Menzil tarikatının bir çiftliğinde yaşamını yitiriyor. Bu trajik olay, çocukların babası tarafından önceden uyarılmasına rağmen, çiftlikte bulunan tehlikeli bir yem karma makinesine kapılarak gerçekleşiyor. Cemaatin mensupları, babanın uyarılarına dikkat etmeyerek çocukların hayatını kaybetmelerine neden oluyor. Olayın ardından, Menzil cemaatinin müritleri, okuma yazma bilmeyen anne ve babaya bir belge imzalatarak kan parası adı altında bir miktar para ödüyor. Kusurlu olmalarına rağmen hiçbir Menzilci hapis cezası almıyor. Bu çiftliklerdeki olayların, kamuoyuna yansıtılmamak ve soruşturulmamak için çeşitli yöntemlerle örtbas edildiği iddia ediliyor.