Ülkenin, derler ya, çivisi çıktı; gerçekte sorun bundan da derindir;  toplumun ortak temelleri iyice çürütüldü; çivi bile tutmuyor.  

Giderek kalıcılaşan ve ağırlaşan hukuksuzluk, eğitimsizlik ve işsizlik gibi çok ağır sorunlar var. Bunların tartışılması bir yana, sorun olarak görülmesi bile artık söz konusu olamıyor. 

Çünkü toplumsal çöküntü ve çürümüşlüğün günlük dışavurumları tüm toplumu sarıp sarmalıyor. Havada, kaydı tutulmayan ancak tutarı milyonlara giderek milyarlara varan dolarlar uçuşuyor. 

Uçuşan dolarlar, açlığı, pahalılığı, yoksulluğu, kadın cinayetlerini, milletvekili Can Atalay’ın tutukluluğunu unutturuyor. 

Bu ortamda, ülkenin para piyasasının en üst yöneticisi, -Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası- TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan hafta başında kurumun sayfasında toplumu bakın nasıl da aydınlatıyor! 

BİR AÇIKLAMA Kİ! 

“Dezenflasyonu anlamak için ilk önce enflasyonun ne olduğundan söz etmek gerekiyor. Enflasyon, fiyatların genelindeki sürekli artıştır. Enflasyon aynı hayat standardını korumak için zaman içerisinde daha fazla para ödenmesine neden olur. Dezenflasyon ise fiyat artış hızının azalması anlamına gelmektedir”. 

Halkımız anlasın diye bu tanım daha da açılıyor: 

“Yüksek enflasyondan düşük enflasyona geçiş sırasında düşen enflasyon sürecine dezenflasyon denir. Dezenflasyon sürecinde enflasyon oranı azalır. Dezenflasyonla birlikte paranın satın alma gücü kademeli olarak toparlanır. Ulusal paranın tasarruf işlevi öne çıkar. İktisadi birimler yatırım ve tüketim kararlarını daha sağlıklı almaya başlar”. 

Ve büyük müjde veriliyor: 

“Enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün sağlanmasıyla, 2024 yılının ikinci yarısında dezenflasyon süreci başlayacak. Dezenflasyon döneminde, fiyatlarda artış hızı yavaşlayacak ve enflasyonda aşağı yönlü bir eğilim görülecek. Dezenflasyon dönemini istikrar dönemi takip edecek. Enflasyon düşüşünü sürdürerek tek haneli rakamlara ulaşacak”. 

ASIL AÇIKLANMASI GEREKEN 

Yaptığı konuşmalarda da dezenflasyon kavramını özenle vurgulayan ancak ona ulaşılması için 2024’ün ikinci yarısını, yerel seçimlerden sonrasına işaret eden Başkan Erkan’ın öncelikle iki konuya açıklık getirmesi gerekiyor. 

Bunlardan birincisi TCMB’nin bilançosunun ne ölçüde güvenilir olduğudur. Bırakalım geçmişin tartışmalı 128 milyar dolar olayını bir tarafa, son zamanlarda yeniden bilanço ile ilgili toplamı 20 milyar dolarları aşan tutarlar tartışılmaktadır. Ayrıca dövizi baskılamak için uygulanan ve milyarları yutan Kur Korumalı Mevduat (KKM) ödemelerinde durum nedir? 

İkincisi, TÜİK’in enflasyon ve büyüme başta olmak üzere diğer istatistiklerinin çok büyük güvenilirlik sorunudur. Bugün, TÜİK’in istatistiklerine pazara giden Ayşe teyzeler de inanmıyor. Yıllardır süregelen bu çok acı gerçeğe karşın, bir yenisi bugünlerde, işçi ve işveren kesimleri arasında başlayacak ve milyonlarca insanı doğrudan etkileyecek olan asgari ücret görüşmelerinde TÜİK’in istatistiklerinin kullanılacak olması, enflasyonla ilgili her türlü açıklamayı, buna dezenflasyon da dâhil, tamamıyla anlamsız kılmakta değil mi?    

Başkan Erkan’a, sorulacak başka sorular da var. 

Ülke ekonomisi bugünlere “Faizi, Nass belirliyor, bize ne oluyor” diyen;  bugünlerde de yüksek kira isteyen ev sahiplerine “Sizde vicdan yok mu” diye soran Başkan Erdoğan anlayışıyla geldi. Başkan Erkan’ın hafta içinde İSO’da söylediğiniz “Biz üzerimize düşeni yaparken şu ya da bu sebeple ‘algı, kabul, itibar’ üçlüsü devreye girmiyorsa, enflasyonu daha yüksek bir maliyetle de olsa bu patikaya oturtmaya azimli ve kararlıyız” sözleri yeterli mi? 

Yine, Başkan Erkan, geldiğiniz ABD’de sokaktaki insan bile enflasyonu “en büyük halk düşmanı” olarak görür; enflasyona neden olan siyasetçileri de halk düşmanı sayar; oy vermeyerek cezalandırır. TCMB Başkanı Erkan yerel seçimlere giderken enflasyona neden olanlar halk düşmanıdır gerçeğini dile getirir mi? 

Bu ülke halkı yıllardır enflasyonun tüm biçimlerini yaşadı; yaşıyor; çok büyük çoğunluğuyla her gün bu nedenle biraz daha yoksullaşıyor. Bu nedenle öyle, halkın deyimiyle “ölme eşeğim ölme” türü Dez açıklamasının satın alınması hiç de kolay değil, bu nedenle, daha çok çaba gerekiyor.