Dün bu köşede "ötekiler" ailesinde olan geri dönüşüm işçilerinin hayatlarına ilişkin kaldığımız yerden devam edelim.

 

Dün bu köşede “ötekiler” ailesinde olan geri dönüşüm işçilerinin hayatlarına ilişkin kaldığımız yerden devam edelim.

“Kişi başına düşen milli gelir 11 bin dolar” yalanını AKP’nin hükümetinin ekonomi kurmayları söylüyor.

Oysa hakikat bize başka şeyler söylüyor: Milyonlarca insanın payına düşen yoksulluk, işsizlik ve çöpler.

 
Hani benim milli gelirdeki payım” diye soruyor ve ekliyor “abi kim kaybetmiş ki biz bulalım” diyor, çöp konteynerini karıştırıp milli gelirden payına düşen atıkları ayıran Osman.
 
Birileri bozuk düzenin yolsuzluk ve hırsızlık rejiminde “milli gelirden payına düşen” milyonlarını ayakkabı kutularına saklarken geri dönüşüm işçileri milli gelirden payına düşeni çöp konteynerine girerek topluyor.
Ellerinde eldivenleri, yüzlerinde maskeleri, kokularından rahatsız olmadan çöpleri ayrıştırıyorlar. Milli gelirden paylarını alamasalar da geri dönüşümünü sağlayıp, ülke ekonomisine katkı sağlıyorlar.

ÇÖPE ATILAN İSTİHDAM VE GERİ DÖNÜŞÜM!

 
TÜİK’İN 2012 verilerine göre Türkiye’de 25.8 milyon ton belediye atığıve 17,5 milyon ton imalat sanayi atığı üretiliyor. Geri dönüşüme kazandırılan oran ise % 20-25 civarında !
 
Avrupa ülkelerinde geri dönüşüme ve ekonomiye kazandırılma oranı %55-65
 
AKP iktidarının, ekolojik geri dönüşüm politikasındaki beceriksizliği sonucu, her yıl milyonlarca ton doğal kaynak,binlerce geri dönüşüm işçisinin resmen istihdam olanağı ve milyarlarca dolarlık geri dönüşüm geliri çöpe atılmaktadır.
 
Ankara’daki geri dönüşüm işçilerinin “abisi” olan Mehmet Göçer “Biz hep giriş katlarda yaşıyoruz. Bu boş barakalar, çadırlar, gecekondularda. Yanıbaşımızdaki on beş katlı binalardan bize kuşbakışı ile bakanlarla ayrı değil aynı dünyanın insanları gibi yaşamak istiyoruz” diyor.
 
 
Geri Dönüşüm İşçiler Derneği Başkanı Dinçer Mendiloğlu ise “Geri dönüşüm işçiliğinin meslek olarak kabul edilmesi, güvenceli ve sigortalı çalışması şart.  Topladıkları atıkları aracılar olmadan fabrikalara doğrudan, değerinde satabilmelerine imkan sağlanmalı.  Avrupa modellerinde tehlikeli iş dalına girdiği için topladıkları atık miktarının %25’i kadar da risk primi alıyorlar” diyor.
 

Dertleri çok.

Geri dönüşüm işçileri Belediyelerin kendileriyle uyumlu çalışmasını, sosyal politikaların evrensel kazanımlarına göre adım atmalarını talep ediyorlar.

Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın alın terleriyle topladıkları atıkları düşük ücretlerle alıp, ana fabrikalara satan, aracıların emek sömürüsüne çanak tutan lisans politikasına ve uygulamasından şikayetçiler.

Öyle ki, sigortasız, güvencesiz, işçi sağlığı ve güvenliğinden yoksun ve her türlü meslek risklerine maruz kalan işçilerin çöplerden ayrıştırdıkları kağıtların 1 kg Ankara’dan 24 kuruşa yola çıkarken, ana kağıt fabrikalarına girişi 50 kuruşa ulaşıyor.

Aracılar alın teri dökmeden ve risk almadan yüzde yüz kazanç sağlıyorlar.

KÜLTÜREL YABANCILAŞMA

Göçü yaşayanlar kültürlerini de birlikte getiriyorlar. Fakat iktidarın ve yerel yönetimlerin kentleşme politikaları farklı kültürlerin kendisini korumasına izin vermiyor.

Zorunlu göçle gelen Kürt, Suriyeli, Dom, Çalgıcı, At arabacı ve Kalaycı bir çok geri dönüşüm işçisi kendi yaşamlarını ve kültürlerini koruyamadığı için, kültürlerine, yaşam öğretilerine yabancılaşıyorlar.

Bu yabancılaşma, kentin varoşlarında, barakada, çadırda ve gecekonduda yaşayan gençleri ve çocukları etkiliyor. Özenme merakı. onları arabesk, karmaşık ve rekabetçi bir kültürün tuzağına düşürüyor.

Geldikleri yerlerdeki büyük aile yaşamlarının parçalanmasına ve dayanışma kültürünü tahrip eden acımasız rekabete kurban oluyorlar.

Özellikle gençlerdeki rekabetçi ve arabesk hayat onları aşırı bireyselleşmiş dünyaya sürüklüyor. Geri dönüşüm işçilerinin bir kesimi, yabancılaşma tahribatlarına karşı çözümler arıyor.

Kültürlerini korumak ve dayanışmayı örgütlemek için Çankaya’da, kültürler bahçesinde bir ikinci el pazarı açma projeleri var. Çankaya Belediyesi ile tüm demokratik kurumlarının desteklerine ihtiyaçları var.

Kendilerini sınıfsal, kültürel ve sosyal olarak örgütlemek için bir de dernek yerine ihtiyaçları var. Katıklarını atıklardan kazanların hikâyelerini anlatmak, tanıtmak ve toplumun kendilerine yönelik önyargılarını kırmak için ayrıca yayın çıkarmak için destek arıyorlar.

Onların da bizden bekledikleri şey gayet açık: Görünmek! Anlaşılmak! Tanınmak, Saygı ve Dayanışma!