12. Kalkınma Planı’nda ve öncesinde müfredatın değişeceğine yönelik çok sayıda açıklama yapılmasına rağmen laikliği savunan demokrasi güçleri hâlâ yeterli tepkiyi vermiş değil.

Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra yalnızca basına açıklama, sosyal medya paylaşımı yapmakla ve reddedilen meclis önergeleri ile sınırlı kamusal ve laik eğitim mücadelesini bir mücadele programı üzerinden hayata geçirme iradesini yitirmiş bir rutine, ezbere sıkışan sanal bir hayat yaşanıyor.

Milli Eğitim Bakanı açıklıyor.1-5.-9. sınıflar için müfredat değişikliği en geç Aralık başında yapılacak. Değerler eğitimi referans alınarak yapılan hazırlıklar tüm kademelerde hayata geçirilecek. İlerlemeci, aydınlanmacı yaklaşımdan uzaklaşılarak fıtrat vb “değerler” öne çıkarılacak.

Öğretim programları, kişinin, toplumun, ülkenin geleceğiyle birebir ilişkilidir, nasıl bir ülke sorusuna verilen cevaptır ve bu yüzden de politik metinlerdir. Bu nedenle müfredat, birilerinin aklına geldiğinde ve tek bir siyasal anlayışa göre değiştirilecek konular değildir. Eğitimcilere rağmen değil, ülkenin tarihsel geçmişi, evrensel değerler ve dünyanın bugünkü durumunu göz önüne alarak, pilot uygulamalarla ve bir dizi çalışmayla gerçekleştirilmelidir. Gündeme getirilen müfredat AKP’nin müfredatıdır. Bu müfredat uygulandığında önceki yedi müfredat değişikliğinde de birebir yaşadığımız gibi olacak olan bugünden bellidir. Cumhuriyet, halk egemenliği ve yurttaşlık tamamen tarih olacak, laik, kamusal eğitimin kalan son kırıntıları da ortadan kaldırılacaktır.

Son müfredat değişikliğini hatırlayalım. 2017’nin Ocak ayında bir KHK niteliğinde yeni müfredat taslağı gündeme getirildi. Bu taslağın, gündeme getiriliş zamanından içeriğine ve amacına kadar bir siyasal rejim inşasını amaçladığı çok açıktı.

• Cumhuriyet tarihi ve dönemin kazanımları önemsizleştirilerek Osmanlı vurgusu öne çıkarıldı.

• Evrim kuramı çıkarılarak, müfredata cihat girdi, müfredatın laik ve bilimsel içeriği budandı.

• Sanat ve felsefe konuları azaltıldı.

• Bilimsel konular tırpanlanarak, rekabetçilik vurgusuyla eğitimin ticarileştirilmesi, piyasanın, sermayenin ihtiyaçlarının temel alınması esas alındı.

• Müfredatın tüm omurgası dini değerler (şükür, kanaat, haram vb) üzerine inşa edildi.

• Geçmişi, bilimsel yaklaşımla irdelemek yerine “kadim dünya” denilerek; derslerin içerikleri adeta bir din dersine, hatta ilahiyat dersine dönüştürüldü.

• Taslağın kimler tarafından ve nasıl hazırlandığı kocaman bir bilinmeyendi.

• Demokratik bir görüntü vermek için -artık bir algı yaratmaya da ihtiyaç duymuyorlar- isteyenin taslak hakkında görüş bildirmesine olanak sağlanıyoruz denildi, görüş bildirmek için verilen süre son derece kısa tutuldu, taslak hakkında gelen 165 bin görüşün değerlendirilip değerlendirilmediğine, nasıl bir sonuç çıkarıldığına dair ise hiçbir açıklama yapılmadı.

• Taslak alanında etkin bağımsız eğitimciler tarafından hazırlanmadı. Örneğin Talim Terbiye Kurulu Başkanı ilahiyatçıydı. (Şu anki TTK Başkanının geçmişi ise Maarif Vakfı mütevelli kurulu üyeliği ve ÖNDER İmam Hatipliler Derneği yönetim kurulu üyeliği)

Müfredatla,12. Kalkınma Planı ile hedef alınan yalnızca laik, bilimsel eğitim değil. Özel okulların %20’ye ulaşması için çalışma yürütüleceği, özel okullarda boş kalan kontenjanların devlet okulu öğrencilerine belli bir bedel karşılığında tahsis edileceği, başta özel meslek liseleri olmak üzere kamu kaynaklarının, halkın bütçesinin özel okullara, sermayeye aktarımının daha da hızlandırılacağı açıklamaları ile eşit, parasız, kamusal eğitimin de son kırıntılarının yok edilmesi amaçlanıyor.

Öğretmen yetiştirmede Öğretmen Akademileri kurulacağı açıklaması ile hizmet içi eğitimin de ticarileştirileceği, Öğretmen Meslek Kanunu’nda “yeterlilikler “ üzerinden köklü değişiklikler yapılacağı ve performans, rotasyon gündemleri ile de esnek, güvencesiz çalışmanın artırılacağı halkın değil, iktidarın öğretmenini yaratma kuşatmasının da artarak sürdürüleceği ilan ediliyor.

Yalnızca seçimden sonra attıkları adımlar ne yapılmaya çalışıldığının açık ilanıdır. ÇEDES, zorunlu din derslerinin artışı, okul öncesinde de mescit zorunluluğu, karma eğitimi kaldıracağız açıklamaları, seminerlerde tüm öğretmenlere din eğitimi ve öğretimi verileceği açıklaması.

Laik, kamusal eğitime son darbeyi hazırladıkları günlerde Zeren’in, kızkardeşimizin sesi olacağız diyerek memleketin her yerinde yükselen gençlerin haklı ve meşru isyanı yürüyeceğimiz yolu gösteriyor.