Muhalifler kabuğuna mı çekildi? 24 Haziran seçimleri bir hayal kırıklığı yarattı, özellikle CHP yönetiminin basiretsizliği yılgınlığı arttırdı vesaire… Ama faşist baskı ortamında zaten ağzını açanın da sesi kısılıyor. Şimdilik.

Hayal kırılınca tamir edilmesi zordur, yeniden hayal kurmak, hayal dünyasında oyalanmak yerine acı hakikatlerle yüzleşmek daha isabetlidir tabiî ki…

Tamam, Saraylılar 16 yıldır iktidardalar ve biriktire biriktire (çala çala) güç kazandılar. Oysa muhalefet cenahında biriktire biriktire güç kazanma yerine uzun süredir çağın hızla tüketme alışkanlığına uygun bir anlayış revaçta; “bir şey yapayım sonucunu hemen alayım” deniliyor, Twitter’daki gibi hemen tepki alınsın, ‘tt’ olunsun isteniyor.

Gerçi şimdi atılması gereken muhalif adımlar ve tohumlar 16 yıl önce atılsaydı bugün meyvesini verecekti. Elbette şimdiye dek yapılmadı / yapılamadı diye bundan sonra da yapılamaz denilemez. Her aktif muhalif kendisini aynı zamanda bir tohum, bir çekirdek olarak görebilmeli, yeşermesinin ve meyve vermesinin zaman alacağını bilerek!
Yapacak çok şey var.

Bir muhalif kişi kukumav kuşu gibi düşünür.

İki muhalif kişi dertleşir.

Üç muhalif kişi işbölümü yapar ve her şey böyle başlar.

‘Her şey’ ve ‘başlamak’ önemlidir ama en önemlisi zaten başlatılmış olan şeyi sürdürmektir: Tohum ekmek ve ekilmiş tohumların yeşermesi için çaba sarf etmektir.

İşte bu da her daim muhalif bir iştir. Ve her ne kadar memlekette işsizlik yüzde yirmileri geçse de bu alanda mebzul miktarda iş vardır.

Öyleyse? Önce muhalefet işçisi olmak lazımdır. En vahim işsizlik muhalefet düzlemindekidir ve daha da vahimi o düzlemdeki gizli işsizliktir, muhaliflerin parti ve dernek binalarında sıkışıp kalmasıdır.

İş nedir? İş, pratiktir. Bir kuvvet bir cisim üzerinde etki ettiğinde ve kuvvetin uygulama yönünde değişiklik olduğunda bir iş yapılmış olur. Fizikte ölçüsü joul’dür ama toplumsal hayatta örgütlü pratiktir.

Fizik yasasıdır: Uygulanan kuvvet ile yer değiştirmenin yönü birbirine dik açıda ise iş yapılmamış olur. Demek ki muhalefet eylemi de dik açıdan, tepeden zorlamayla yapılamaz.
Bu kadar aşikâr.

Fizik yasasıdır: Cisim yer değiştirmiyorsa iş yapılmamış olur. Harcanan çaba bir değişim yaratmadıkça muhalefet bir işe yaramamış demektir. Artık bir işe yaramayan eylemlerden ve tarzlardan vazgeçmek lazımdır.

Bu kadar aşikâr.

Fizik yasasıdır: Uygulanan kuvvet ile yer değiştirme zıt yönlerde olursa kuvvetin cismin üzerinde yaptığı iş negatif olur. Dolayısıyla muhalefeti geriye götürecek her çaba kayıp hanesine yazılmaktadır.

Bu kadar aşikâr.

Kayıp hanesi? Mesela nereleri kazanacağını değil nereleri kaybedeceğini konuşan bir CHP yönetimi zihniyeti ibretliktir.

Artık o zihniyet açısından geçerli olan nereleri kaybedeceği de değil, nerelerini ve nelerini kaybedeceğidir, muhalefet niteliği başta olmak üzere… Belki de “her şeyi biliyoruz” diye kostaklandıkları için umutsuz bir vaka haline geldikleri dahi söylenebilir. Ne demişti Epiktetos? “Bir insanın bildiğini zannettiği bir şeyi öğrenmesi imkânsızdır.”

Çözüm de aşikâr. CHP yönetiminin yaptığının tersini yapın, güçlü bir muhalefet doğrultusunda ilk adımı ve tohumu atmış ve ilk muhalif işi yapmış olursunuz.

Havalimanı inşaat işçilerinin direngenliğini örnek alan bir muhalefet işçiliğinden vazgeçilmezse, işçiler-emekçiler de muhalif olur çünkü.