Toplumu değiştirmek, yaşam anlayışınızı kabul ettirmek, yobazlık, bağnazlık yerine iyi bir Müslüman olmanız hem bu ülke hem de vatandaşlar için daha hayırlı olacaktır.

Müslüman kardeşim oku!
Fotoğraf: Depo Photos

Bugün bu yazımı belki de bu gazeteyi hiç okumayan, hatta okuyanlardan ve Birgün çalışanlarından, yazarlarından  hiç hazzetmeyen muhafazakâr bir kitle için yazacağım.

Deniz yıldızı örneğinde olduğu gibi bir kişide bile farkındalık yaratıp düşünmesini sağlayabilirsem ne mutlu bana…

Sevgili muhafazakâr arkadaşım. 29 Ekim 2023 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutlayacağız. Sizlerin oylarıyla seçilen cumhur ittifakının seçim sloganı “Türkiye Yüzyılı” idi. Geçen günlerde Hande Yener’in konserinin iptal olması için  Balıkesir Sivil Toplum Platformu’nun altında imzası olan kuruluşlar ve bunları oluşturan sizler nasıl bir bildirinin altına imza attığınızın farkında mısınız? AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı sn Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin 50 yıldır Avrupa Birliği’ne girememesinin bir haksızlık olduğunu düşünerek, Avrupa Birliği üyesi olabilmemiz için yeniden harekete geçmişken böyle çağdışı bir manifestoyla ülkemize ne kadar zarar verdiğinizin farkında mısınız?

Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde milyonlarca genç şarkı söyleyip, dans edip eğlenirken, müziğin sayesinde sosyalleşi, farklı kültürleri tanırken sizler helal yoldan, kontrollü bir şekilde kültürel faaliyet ve etkinliklerde bulunulması öğüdünü nasıl verebiliyorsunuz? 

Bu yazdıklarınız küreselleşen dünyada AB’ye girme sürecimiz yeniden başlamışken Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasında bir engel değil mi? 

Diyorsunuz ki “bu festivaller, gayri ahlaki ilişkilere, sarhoş edici içki ve madde kullanımına, isyan ve başkaldırıya yönlendirmektedir.”

Yani diyelim ki namazında niyazında bir genç , sevdiği bir sanatçının konserine gitti diye birden içki içmeye, madde kullanmaya, isyan ve başkaldırıya mı mı girişecek?

Yani bu nasıl bir mantıktır? Böyle diyerek dini inançların bir şarkıyla ya da bir konserle bu kadar kolayca değişebileceğini düşünmek yüce dinimize saygısızlık değil mi?

Devam edelim “Ülkemizin ekonomik zorluklarla mücadele ettiği bu zorlu günlerde, bu gibi faaliyetlere son verilmelidir” diyorsunuz. Yani bu bir anlamda ne demek. Müzisyenler ve müzik sektöründen (ses-ışık sistemi, ulaşım, güvenlik, lojistik, reklam, turizm, pazarlama v.) ekmeğini çıkaran yüzbinlerce insan aç kalsın. Peygamberimiz (s.a.v ) Hazreti Muhammed “yanı başındaki komşusu açken tok olarak geceleyen kişi (olgun) mümin değildir.”

Derken siz hangi cüretle, aileleriyle birlikte milyonlarca insanı açlığa mahkûm etmek istiyorsunuz? Gerçekten de anlamak mümkün değil.

Gelelim işin en vahim tarafına; diyorsunuz ki “yapılan her türlü etkinlikte de kız-erkek bölümünün ayrılması.”

Yani bu konserler haremlik-selamlık olsun istiyorsunuz. Yani kızımızla, eşimizle, annemizle, ablamızla beraber bir konser izlemeyelim. Onu bırakalım hiç tanımasak bile sinemada, tiyatoda, toplu ulaşım araçlarında, konserlerde niye kadınlarla birlikte olmaktan bu kadar kaçınıyorsunuz? Her kadın gördüğünüzde şehevi duygularınız uyanıyorsa belki de psikolojik destek almalısınız. Toplumu değiştirmek, kendi yaşam anlayışınızı herkese kabul ettirmek, yobazlık, bağnazlık yerine iyi bir Müslüman olmanız hem bu ülkede yaşayan vatandaşlar hem de ülkemiz için daha hayırlı olacaktır.

Fazla uzatmayayım dönelim yine Haremlik-Selamlık konusuna.

Bu bir defa Anayasaya aykırı.

Ama belki sizler için dini hükümler daha önemli. O zaman da TC Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi internet sitesine bakalım ne yazıyor bu konuyla ilgili.

Haremlik selamlık İslam’ın bir emri değildir. Uzun süren oturmalarda ve sohbetlerde, rahat olabilmek ve hoş olmayan davranışlardan korunmak için, özellikle Osmanlı döneminde alınmış bir tedbir ve tercihtir. Doğrusu İslam ahlakı açısından fena da değildir, tercihe şayandır. Ancak bunu İslam’ın bir emri gibi görüp, kadınla erkeğin bir arada bulunamayacağını söylemek ve bunu dinin bir vazgeçilmezi kabul etmek doğru değildir.

Bunu da sanırım anlatabilmişimdir. Son bir söz. Ne demişti sn Cumhurbaşkanımız ‘Türkiye Yüzyılı’ ile ilgili.

“Ülkemize eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ulaşımdan enerjiye, sanayiiden tarıma, spordan sosyal desteklere kadar her alanda çağ atlattık mı?”

Sizin de gözünüzden kaçmamıştır burada neyin eksik olduğu. SANAT…

Gelin bu eksikliği yasaklayarak, korkutarak, cezalandırarak, ötekileştirerek değil, birleştirerek giderelim…