Siz bu satırları okurken, Nishimura Kuyruklu Yıldızı Dünya’ya en yakın geçişini yapıyor olacak. Nishimura kuyrukluyıldızı 17 Eylül’e kadar sadece kuzey yarımkürede, sabah saatlerinde doğu ufkunda görünecek.

Nishimura ve onun kuyrukluyıldızı

Kuyruklu yıldızlar, tarih boyunca insanları en çok büyüleyen gök cisimlerinden olmuştur. Antik tarihte gözle görünür kuyruklu yıldızlar genellikle “kötü uğur” olarak yorumlandı; zaman ilerledikçeyse, bu yorum biçim değiştirdi. Örneğin çok da uzak olmayan geçmişte bazı tarikatlar (“kültler”), kuyruklu yıldızları bir “uzaylı gemisi” olarak yorumladılar ve o gemiye binerek bir üst boyuta geçmenin tek yolunun toplu intihar olduğunu düşündüler. Bu sahte inanç nedeniyle onlarca insan kendilerini öldürdü. 

Hâlbuki kuyruklu yıldızlar, üzerlerinde su (buz) olan kaya parçalarından ibaret. Bunların susuz versiyonlarının atmosfere girerken bıraktığı yanma izini “dilek tutma” olarak yorumlayıp, uzaktan geçerken Güneş’in sıcaklığı nedeniyle buzlarının erimesine bağlı olarak arkasında yeşilimsi bir iz bırakan versiyonlarının “ölüm” ile ilişkilendirilmesi, insan zekâsının gülünç zaaflarının çarpıcı bir örneği. 

Güneş Sistemi içinde çok çeşitli kuyruklu yıldızlar var; bunların bir kısmı Plüton’un da içinde bulunduğu Kuiper Kuşağı’ndan geliyorlar. Bazılarıysa Plüton’dan 1000 kat uzakta bulunan ve Güneş Sistemi’nin etrafını saran Oort Bulutu’ndan geliyorlar. Ama nereden gelirlerse gelsinler, bunların hepsi, günümüzden 4.6 milyar yıl kadar önce Güneş Sistemimizin oluşumundan arta kalan kaya kalıntılarından ibaretler. Normalde gözle görünemeyecek kadar uzakta, donmuş bir halde bulunan bu kayalar, gerek Güneş Sistemi içindeki pertürbasyonların gerekse de görece yakından geçen yıldızların kütleçekim etkileri nedeniyle rotalarından saparak Güneş Sistemi içine yönelebiliyorlar. Güneş’e çok yaklaştıklarında, uzay vakumu nedeniyle buzları süblimleşmeye (buzdan direkt olarak gaza geçmeye), dolayısıyla yüzeylerinde tozları fışkırtmaya başlıyor. Bu fışkıran gaz ve tozlar, Güneş’ten gelen yüklü parçacık rüzgârlarının etkisinde Güneş’ten zıt tarafa bakan yüzüne doğru uzamaya başlıyor. Ayrıca bu yüklü parçacıklar, kuyruklu yıldızın saçtığı buzlu toz içindeki siyanit ve karbon moleküllerinin etrafındaki elektronları daha yüksek enerji seviyelerine zıplatarak, etrafa yeşilimsi bir ışık saçmalarına neden oluyor. Bu da kuyruklu yıldızlara o karakteristik rengini veriyor. Nasıl ama? Tüm detayları bilince, korkacak bir şey kalmıyor, öyle değil mi?  

Kuyruklu yıldızlar, kapkaranlık uzayın arka fonunda o kadar soluklar ki onları Güneş’e yeterince yaklaşmadan ve bir miktar da olsa ışık saçmaya başlamadan önce keşfetmek imkânsıza yakın. Ama günümüzde gökyüzüne çevrilmiş o kadar çok sayıda amatör, yarı-amatör ve profesyonel teleskop ve kamera var ki doğru zamanda doğru yere bakan biri illa ki çıkıyor. İşte bunlardan sonuncusu, 11 Ağustos 2023 günü standart bir dijital kamerayla gökyüzü fotoğrafçılığı yapan Hideo Nishimura. Nishimura, göğü fotoğraflarken yeni bir kuyruklu yıldız keşfediyor ve bunun şerefine keşfedilen kuyruklu yıldıza “Nishimura Kuyruklu Yıldızı” adı veriliyor (resmi adıysa C/2023 P1). 

Keşfin öyküsü 

Keşfin öyküsünü, Dünya’nın en çok ziyaret edilen astrofotoğrafçılık sitesi olan NASA Astronomy Picture of the Day (APOD) sayfasının her gün yayınladığı fotoğrafları ve bugüne kadar yayınlanmış binlerce astrofotoğrafı Evrim Ağacı için azimle Türkçeye çeviren ekibimizden Çınar Civan’ın çevirisiyle okuyalım (projeyi incelemek için: https://evrimagaci.org/apod): 

“Nishimura Kuyruklu Yıldızı çıplak gözle görülebilecek mi? Kuyruklu yıldızların belirsizliği göz önüne alındığında, kimse kesin olarak bunu söyleyemez. Yine de şu anda iyi bir olasılık gibi görünüyor. Kuyruklu yıldız yalnızca on gün önce Hideo Nishimura tarafından standart bir dijital kamerayla 30 saniyelik pozlamalar sırasında keşfedildi. O zamandan beri, C/2023 P1 Nishimura’nın parlaklığı arttı ve iç Güneş Sistemi boyunca izlediği yol belirlendi. Kuyruklu yıldız Güneş’e doğru ilerledikçe mutlaka yoğunlaşmaya devam edecek ve muhtemelen Eylül ayı başlarında çıplak gözle görülebilecek bir cisim haline gelecek. Sorun şu ki kuyruklu yıldız açısal olarak Güneş’e yakın olacak, bu nedenle onu yalnızca gün batımı veya gün doğumu yakınında gözlemlemek mümkün olacak. Kuyruklu yıldız, Merkür gezegeninin yörüngesi içinde Güneş’e o kadar yaklaşacak ki çekirdeğinin parçalanma ihtimali bulunuyor. Resimde görülen Nishimura Kuyruklu Yıldızı; üç gün önce June Lake, Kaliforniya, ABD konumunda yeşil bir komaya ve ince bir kuyruğa sahipken görüntülendi.” 

Evet, siz bu satırları okurken, Nishimura Kuyruklu Yıldızı Dünya’ya en yakın geçişini yapıyor olacak. 17 Eylül’e kadar sadece kuzey yarımkürede, sabah saatlerinde doğu ufkunda görünecek olan Nishimura, bu tarihten sonra güney yarımküreden görünmeye başlayacak. Kuyruklu yıldızı daha yakından görmek isterseniz, teleskoplarınızı Aslan (Leo) takımyıldızına çevirebilirsiniz. Ancak yeşil kuyruğu görmeyi beklemeyin; çıplak gözle sadece beyaz bir leke gibi görebileceksiniz. Anca yeterince güçlü bir teleskopla bakarsanız yeşil rengi görebilirsiniz. 

Astronomların hesaplarına göre Nishimura’nın Güneş etrafındaki yörüngesi 430 yıl kadar sürüyor. Dolayısıyla son geçişi, Galileo’nun göğe ilk teleskobu doğrultmasından bile önce, 1500’lerde yaşandı. Sonraki geçişse 2450’lerde yaşanacak. 

Kaçırırsanız, muhtemelen asla göremeyeceksiniz.