Memleketin temel gündemi yine seçimler… Yaşamımız açısından vazgeçilmez olan insanca yaşam hakkı, laiklik, asgari ücret, eğitim, sağlık tüm meseleler yine tali mesele haline gelmiş durumda.

Laikliğin, kamusal eğitim hakkının tahribatı yapılan tüm anketlerde memleketin en temel sorunlarından biri olarak ifade edilirken laik, kamusal eğitim hakkının son yıllarda bu denli az konuşulması, gündem dahi olmaması ise siyasi iktidarın başarısı. Siyasi iktidar bir senaryo yazıyor, o senaryonun çerçevesini çiziyor, o çemberin sınırları da hangi meselenin ne kadar gündem olup olmayacağını belirliyor.

PISA sonuçları ile siyasi iktidar “kindar dindar nesil” yaratacağız diye çıktığı yolda okuduğunu dahi anlamayan bir nesil yarattığını gösterdi. Bu sonuç ise yalnızca 15 yaşında, 196 okulda,7 bin 250 öğrenci ve %56’sını Anadolu lisesi öğrencilerinin oluşturduğu öğrenciler açısından geçerli. Okul türlerinin yarısından fazlasını imam hatip ve meslek liselerinin oluşturduğu gerçekliğin sonucu açıklansaydı, durumun vahameti daha net bir şekilde ortaya çıkacaktı. Yoksulluktan, eşitsizlikten kaynaklı örgün eğitim dışına çıkan öğrencilerin gerçek sayısı ise kocaman bir bilinmezlik.

∗∗∗

Sonuçları 16 Mayıs 2023 tarihinde paylaşılan Uluslararası Okuma Becerilerinde Gelişim Araştırması’nda değerlendirilen 5 yılda bir 4.sınıf öğrencilerine uygulanan PIRLS 2021’e ise Türkiye’nin de bulunduğu 57 ülke katıldı. Türkiye PIRLS 2021’e katılan OECD ülkeleri arasında temel altı düzeydeki öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke oldu.

2021-22 eğitim-öğretim yılında yüz yüze eğitime başlanmasının ardından, salgında ortaya çıkan öğrenme kayıplarının tespiti için ülke genelinde 7, 8, 11 ve 12. sınıf öğrencilerine yönelik kazanım değerlendirme uygulaması başlatıldı. 2021-2022 eğitim-öğretim yılının ikinci döneminde ülke genelinde 4, 7 ve 10. sınıf öğrencilerinin belirlenen derslerdeki kazanımlarını ölçmek için Öğrenci Başarı İzleme Araştırması gerçekleştirildi. Ancak tüm bu ölçümlerin ve uygulamaların sonuçlarına yönelik veriler açıklanmadı, kamuoyuyla paylaşılmadı.

Bu veriler neden açıklanmadı?

Verilerle ortaya çıkan gerçek tablo nedir?

Verilerin süreklilik taşımaması ve kamuoyuna açıklanmaması siyasi bir tercih. Kamuoyuyla verilerin paylaşılmaması, gerçeği görünmez kılıyor.

∗∗∗

Development Analytics’in COVID-19 Salgını Sırasında Türkiye'de Yürütülen Eğitim Müdahaleleri ve Bunların Çocukların Eğitime Erişimi ve Devamı Üzerindeki Etkisi raporunda Türkiye’de öğrenme kayıplarına ilişkin bilgilerin kamuya açıklanmaması, PISA 2021’in 2022’ye ertelenmesi ve TIMSS’ in 2023’te gerçekleştirilmesi nedeniyle Türkiye’deki öğrenme kayıplarının derecesini gösterecek uluslararası değerlendirme sonuçlarının mevcut olmadığı belirtildi.

UNESCO’nun 2021’de yayımladığı Salgına Bağlı Olarak Eğitimin Kesintiye Uğraması ve Öğrenme Yeterliliği Göstergeleri Üzerindeki Etkiler: İlk Sınav Sonuçlarına Bakış başlıklı raporunda öğrenme kayıplarının ve eşitsizliklerin arttığı, derinleşen yoksulluğun, çocuk yoksulluğunu ve beraberinde çocuk işçiliğini de artırdığı açıklandı.

Türkiye özelinde 2022 hane halkı tüketim harcamalarına ilişkin veriler –ki bu verilerin de gerçeği ne kadar ifade ettiği büyük bir soru işareti- geliri yüksek olanların eğitime daha fazla harcama yaptığını gösteriyor. Hane halkı eğitim harcamalarının yüzde 59,6’sı en yüksek gelire sahip yüzde 20 tarafından yapılırken harcamaların sadece yüzde 1,5’ini en düşük gelire sahip yüzde 20 yaptı. Sınıfsal eşitsizlik; eşit, nitelikli eğitime erişimi ortadan kaldırıyor. Örneğin, PIRLS 2021 verilerinde en yüksek ve en düşük düzey sosyoekonomik durumdaki öğrenciler arasında 110 puan fark bulunuyor.

Özetle PISA sonuçları ile ortaya çıkan tablonun vahametinin ötesinde bir gerçeği yaşıyor çocuklar.