İmamoğlu mazbatasını aldı ve Türkiye’de neredeyse ufaktan devrim olmuş gibi bir rahatlama olduğu ta buralardan hissedildi. Bundan sonra muhteremler iyice gemi azıya alıp iptal ettireceğiz diye diretmezlerse yeniden ‘memlekette iyi şeyler de oluyor’ deme fırsatımız olacak. Zaten bundan sonra seçimi yenileseler açık oy gizli sayım da yapsalar cin şişeden çıkmış görünüyor ve kolay kolay gideceği […]

İmamoğlu mazbatasını aldı ve Türkiye’de neredeyse ufaktan devrim olmuş gibi bir rahatlama olduğu ta buralardan hissedildi. Bundan sonra muhteremler iyice gemi azıya alıp iptal ettireceğiz diye diretmezlerse yeniden ‘memlekette iyi şeyler de oluyor’ deme fırsatımız olacak.

Zaten bundan sonra seçimi yenileseler açık oy gizli sayım da yapsalar cin şişeden çıkmış görünüyor ve kolay kolay gideceği yok. Seçimi kaybedenler daha fazla kaybederler. Sayılarla oyun yapmayı seven ihtiyar arkadaş da ‘17 artı 19 onda çıkar üç ekle beş yine imamın oğlu’ falan diye nakaratını değiştirsin artık.

Bizim Brexit derdimiz ise bitmek bilmiyor. Kolay kolay biteceği de yok. Avrupa Birliği’nden en son parlamento bunun üzerine çalışsın iye uzatma istedik, aldık da. Uzatmanın ilk gününde meclis tatile çıktı. Gerçi sizin meclis sonsuza dek tatilde ama bizimki tatile çıkınca Bay Tusk biraz sinirlendi sanıyorum.

Brexit müzakerelerinde Jeremy Corbyn ve hükümet pazarlıkları henüz sonlanmadı ve önümüzdeki hafta hararetlenerek devam etmesini bekliyoruz. Aslında anlaşamayacakları bir şey yokmuş gibi görünse de iki partinin de Brexit konusunda kendi içinde bölünmüşlüğü liderlerin de işi yokuşa sürmesine yol açıyor.

Uzlaşılması gereken çıkış planı Gümrük Birliği anlaşması. Gümrük Birliği anlaşması Kuzey İrlanda sınır problemini ortadan kaldırdığı gibi gümrük duvarları olmadan AB ile serbest ticaretin de devamını sağlayacak.

Apaçık görünen diğer alternatif ise erken genel seçim.

Genel seçim olursa sağ seçmenlerin Muhafazakarlar, UKIP, Farage’ın yeni Brexit Partisi arasında bölünmesinden ötürü muhtemelen İşçi Partisi iktidar olacak. Ancak hiçbirşey çantada keklik değil. Brexit’ten gına gelmiş bir seçmen grubu da var. Ancak genel seçimin Brexit kararsızlığını çözmesi de zor.

Örneğin büyük şehirlerden ve görece yoksul bölgelerde güçlü olan İşçi Partisi’nin şehirlileri ve taşralıları da Brexit konusunda aynı duygulara sahip değiller. Şehirlerde, göçmen nüfusların da çok olduğu merkezlerde İşçi Partisi AB üyeliğinin aynen devamından yana. Kozmopolitan diyemeyeceğimiz ve ekonomik olarak sıkıntılı olan kuzey kent ve kasabalarında ise tersi eğilimler güçlü.

AB’nin Ekim’e kadar verdiği uzatmalar Gümrük Birliği seçeneği dışında yeterli görünmüyor. Genel seçim ya da ikinci referandum durumunda çok daha uzun süre gerekecek.

Bütün bu uzatmaların ve ara ara heyecanlanan müzakerelerin ciddi maliyeti var. Yüksek tansiyonlu tartışma günlerindeki borsalardaki oynamaları bir yana bırakırsak belirsizliğin maliyeti yüksek. Bazılarına göre olumsuz bir kararın maliyeti daha da yüksek olacak.

Bir avuç adamın habisliğinden Türkiye üç beş tane sandığı saymakla oyalanırken Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma örgütü Brexit’in etkilerine dair detaylı bir rapor yayınladı. Bu raporda İngiltere’nin AB’den bir anlaşma yapamadan ayrılması durumunda diğer ülkelerin kar ve zararları sunuluyor. Çin ve ABD’nin toplamda 15 milyar dolarlık fazladan ihracat imkanı bulması beklenirken, AB’nin bu durumda 34,5 milyar dolarlık ihracat kaybına uğrayacağı tahmin ediliyor. Bu senaryodaki ikinci en büyük kaybın ise 2,4 milyar dolar ile Türkiye olduğu vurgulanıyor.

Bu Türkiye’nin ihracatının yüzde 5’inden fazlasını oluşturuyor. Küçük görünmekle birlikte sıkıntılı bir ekonomi için dikkate alınması gereken önemli bir pay. Yani İngiltere’nin bir biçimde AB içinde kalması Türkiye’nin lehine.

İyi haftalar ve bol şanslar