Serbay’ı gençliğinin ilk yıllarından tanırım. Çocukların, gençlerin eğitim hakkı, eğitim emekçilerinin hakları ile ilgili nerede bir eylem varsa, Serbay hep oradaydı. Eylemler sırasında hep onu arar olmuştu gözlerim ve o hep oradaydı. Her haberini aynı heyecanla, coşkuyla, titizlikle ve cesaretle hazırlardı. O, asla karanlığa teslim olmayan o toprakların, isyanını Asi Nehri’nden alan Defne’nin çocuğuydu.

Bugün ülkenin her yerini tarikat karanlığıyla kuşatan bu örgütlü kötülük çocukların, gençlerin yaşamlarını, umutlarını karartmasın, ülkeyi kuşatmasın diye Ensar haberini yaptı. Cesaretle haykırdı. Ensar yurtlarında o çocuklara yaşatılanları bu memleketin hiçbir yerinde hiçbir çocuk bir daha yaşamasın diye ülkeyi bir örümcek ağı gibi saran tarikatlara ve yüzlerce tehdide meydan okudu. Defne halkı için bu memleketin çocuklarının, gençlerinin mutluluğu, geleceği vazgeçilmeziydi ve Serbay Defne’nin çocuğuydu.

Serbay’ ın yüreği hep memleketiyle, memleketi için atardı. 9 Kasım 2011’de BirGün gazetesinde Hatay’ı 7,2’lik büyük bir depremin beklediğini on bini aşkın binanın riskli olduğunu, acilen önlem alınması gerektiğini, önlem alınmazsa en az kırk bin kişinin yaşamını kaybedeceğini yazdı. 6 Şubat’ta o asla unutamayacağımız acılar yaşanmasın diye kalemiyle, haberleriyle mücadele etti.

7 yıl önce yine yaşadığı topraklar için o toprakları daha güçlü yaşatabilmek, kooperatifler kurabilmek için her gün yeni başarılara imza attığı gazeteciliği bırakıp memleketine döndü.

Depremin yaşandığı ilk anlarda Sosyete (Salı) Pazarı’nın yanındaki spor salonuna bir yılı aşkın dayanışma faaliyetini sürdüreceğimiz Dayanışma Gönüllüleri ve SOL Parti dayanışma merkezimize ulaştığımızda Serbay oradaydı. Ve o günden bugüne Defne’den o hep yüreğini yüreğinde hissettiği topraklardan bir gün dahi ayrılmadı. Onu ilk gördüğüm anda gözlerindeki o acıyı asla unutamam. Sevdiklerini, dostlarını, evini, anılarını kaybetmişti.

Aylarca ülkenin dört bir tarafından gelen arkadaşlarımızla birlikte dayanışma faaliyeti yürüttük. Bir an bile yorulmadan yaşadığı acıları yüreğinde saklayıp Defne’yi, Hatay’ı yeniden kurma kararlılığından bir an bile vazgeçmeden koşturdu Serbay durmaksızın. Tırları birlikte boşalttık, yüzlerce dayanışma kolisini birlikte hazırladık, çocuk, gençlik dayanışma etkinliklerinden, hukuk buluşmalarına, sağlık taramalarına, sobaların, jeneratörlerin dağıtımına, mahalle mahalle çadırların kurulmasına, duşların, tuvaletlerin inşasına, yemekhanemizin, kütüphanemizin, çadırdan kültür evlerimizin kurulmasına aylarca birlikte çalıştık. Yem, gübre, fide dayanışması için onlarca köye, mahalleye ulaştık. Defne, Hatay tekrar ayağa kalkacaksa üreterek ayağa kalkacak, üreterek o güzelim kent yeniden kurulacaktı.

Hatay’da başlayan ve artık başta Hatay, deprem bölgesi olmak üzere tüm ülkeyi saran riskli, rezerv alan, kamulaştırma adıyla Hatay’ı ve tüm memleketi bir rant alanına dönüştüren ilk karar Tarihi Çarşı’yı da kapsayan riskli alan kararıydı. Bu ilk kararı ilk kez gündem yapan daha depremin ilk haftalarında alınan bu karara karşı yıkımın ortasında iki yüzü aşkın kişiye ulaşarak ve örgütlenen eylemle dava açılmasını sağlayan da Serbay ve arkadaşlarıydı.

Depremin tüm acılarının olanca yaşanılmaya devam ettiği günlerde ülke gündemi seçim gündemi olmuş, Defne, Hatay, yaşanılan sorunlar artık temel gündem olmaktan çıkarılmıştı. Hatay’ı, yaşanılanları unutturmayacağız demek için Serbay yüzlerce arkadaşımızla birlikte çadır çadır, mahalle mahalle halkın taleplerini halk için halkla birlikte yapılan yüzlerce buluşmayla birlikte örerek 22 Nisan Hatay’ı yeniden kuracağız yürüyüşünü örgütleyenlerden oldu. Meclisin işlevini tamamen kaybettiği günlerde meclis, milletvekili sayısı tartışmalarına gömülen seyirlik siyasete itirazdı bu yürüyüş. Gerçek olan halkın ve halkın taleplerinin öznesi olduğu bir mücadeleyi örmekti. Serbay’ın ve arkadaşlarının derdi memleket derdiydi.

Serbay’ a seçim çalışmaları sırasında en çok sorulan sorulardan biri adaylığını neden geç açıkladığı oldu. Çok sayıda adayın yaptığı gibi adaylığını aylar öncesinden açıklayabilirdi. Defne halkının talebi yapılan yüzlerce buluşmada sosyalistlerin ortak adayının çıkarılması talebiydi. Serbay’ ın, arkadaşlarının inandığı siyaset tarzı halkın taleplerinin örgütleyicisi olmaktı. 13 Eylül’de “Sorumluluğa Çağrı”yı yayınladılar. Sosyalistlere ortak aday çağrısı yaptılar. Aylarca yüzü aşkın toplantı yaparak, siyasi partilerin, yerel platformların, sendikaların, odaların, Defne halkının eşit öznesi olduğu bir aradalığı örmeye çalıştılar. Defne’de yapılan çalıştayda sola, sosyalistlere yaptıkları çağrı bu gece gündüz aylarca süren unutulmaz emeğin özetiydi.

“Defne bizim sınavımız. Biz sosyalistlerin, ilericilerin, devrimcilerin sınavı. Biz bugün yaşanılan o unutulmaz acılara rağmen Defne’de bir araya gelemeyeceksek nerede, ne zaman bir araya geleceğiz? Defne sosyalistleri, sosyalistler Defne’yi hak ediyor.” dediler.

Seçim sonucu ne olursa olsun bu çağrıya cevap vermeyen, bu çağrıda ısrar etmeyen tüm sosyalistler Defne, Hatay halkına bir özeleştiri borçlu.

Serbay ve arkadaşları bir arada Defne’yi yeniden kurma kararlılığından yaşanılan bu tabloya rağmen vazgeçmiyor. Yarım kalanı tamamlamak için adayız diyorlar. Defne’yi, bu kenti aylarca bir araya getirmeye çalıştığımız tüm sosyalistlerle, yerel platformlarla, sendikalar, odalar, Defne Halkıyla, oluşturacağımız halk meclisi ile yeniden kuracağız diyorlar.

Defne halkının değişim talebine karşı deprem öncesinde olduğu gibi deprem sonrasında da Defne, Hatay halkını yalnız bırakan yerel yönetimin listesinden aday gösterilmedikleri için sosyalist partilerin listelerinden aday yapılan siyaset tarzını reddediyorlar.

Serbay ve arkadaşlarının öncelikli derdi çocuklar ve gençler. Atacakları ilk adımın yerel üreticiyi de destekleyerek çocuklara tüm okullarda ücretsiz okul yemeğini hayata geçirmek olduğunu açıklıyorlar. Boğma rakı tesisi ile gündem olan mesele ise Defne topraklarında kooperatifleşmeyi hayata geçirerek, üreterek Defne’yi yeniden kurma kararlılığı. Atalık tohum tesisi kurmak ta bu çabanın, kararlılığının devamı. Barınma sorunu yaşayan tek bir kişi dahi kalmayana kadar belediyenin borçlarını ödemeyerek herkese ücretsiz konut hakkı, üretici/köylü yerel pazarı, Özbek-Tavla arasında boğma rakı tesisi, atalık tohum tesisi, kreşlerden, spor, turizm merkezlerine kadar atılması gereken tüm adımlar gerçek, sahici ve mümkün.

Halkı kentinin, ülkesinin öznesi olmaktan çıkaran seçimden seçime sandık demokrasisi anlayışına inat bir sonraki yerel seçimi beklemeden geri çağırma hakkını hayata geçirecek taahhütnameyi imzalıyorlar.

Kâğıtlara sığmayacak mal varlıklarının konuşulduğu günlerde Serbay yaşamını devam ettirmesini sağlayan can dostlarını, iki ineğini ve elli tavuğunu paylaşıyor “mal varlığı” olarak. Bir sosyalistin, devrimcinin nasıl yaşaması gerektiğinin özeti Serbay’ın hikâyesi.

Çünkü Serbay’ın hikâyesi, Defne’nin hikâyesi.