Yusuf Tekin’in TBMM’de yaptığı “Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023 yılı itibarıyla geçerli 2 bin 709 tane protokolü var. Bunların içerisinde, sizin ‘tarikat, cemaat’ dediğiniz, bizim ‘STK’ dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Onlarla protokol yapmaya da devam edeceğiz.” açıklaması malumun ilanı.

Tüm okullar şirketleşmiş tarikatlarla kuşatıldı. Kamusal, eşit, parasız, laik eğitim, ücretsiz okul yemeği hakkı için ayrılmayan kamu kaynakları, kamu arazileri, halkın bütçesi yıllardır tarikatlara aktarılıyor.

On protokol diye belirtilen açıklamanın çok ötesinde bu tarikat kuşatması.

Örneğin “Eğitime Destek Platformu” yapılanması. Kimler yok ki bu platformun içinde? Ensar,  TÜGVA, İHH, Hayrat Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Memur Sen/Eğitim Bir Sen… İl il, ilçe ilçe düzenli olarak gerçekleştirilen  platform toplantılarına dernek, vakıf, platform adıyla tarikatlar, il, ilçe milli eğitim müdürleri, valiler, kaymakamlar, il, ilçe müftüleri, Diyanet görevlileri, belediye başkanları, MÜSİAD temsilcileri, AKP  il/ilçe örgütü yöneticileri, okul idarecileri katılıyor. O ilde, ilçede eğitim kurumlarında yapılacak çalışmalara, faaliyetlere birlikte karar veriyor, birlikte planlıyorlar.

ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum.” protokolü ile ataması yapılmayan binlerce psikolojik danışman ve rehber öğretmen varken önce 48 ilde başlatılan sonrasında tüm illere yaygınlaştırılan manevi danışman adıyla imam, vaiz, vaize, müezzin vb kişilerin okullarda tüm ülkeyi ve tüm okulları kapsayan ve her eğitim öğretim yılında uygulanacak şekilde faaliyet yürütmeleri kararı ile tarikat, cemaat protokollerinde yeni bir aşamaya geçtiler. Bu protokolle tarikat yapılarının varlığı kalıcı, sürekli ve tüm okulları ve okul türlerini kapsayan bir hale getirilmiş oldu.

20. Milli Eğitim Şurası’nın en kritik kararlarından biri 4-6 yaş Kuran kurslarının yaygınlaştırılmasıydı. Aralık 2021’de gerçekleştirilen Şura sonrası 4-6 yaş Kuran kurslarının yaygınlaştırılmasına hız verildi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul öncesi öğrenci sayısını “başarı” diye açıkladıkları artış sayısının gerçek nedeni ise yine MEB örgün eğitim istatistiklerinde saklı.

2023 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda  okul öncesi eğitimin zorunlu olması yer almasına karşın 2023 itibarıyla 5 yaşta okul öncesi eğitim hâlâ zorunlu eğitim kapsamında değil. 14 Ekim 2023 tarihli Resmî Gazete’ de yayımlanan yönetmelikteki “… okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların okulda geçirdikleri süredeki temel ihtiyaçlarını, öz bakım süreçlerini ve eğitim programının uygulanmasını desteklemek amacıyla katkı payı alınır.” ifadesi ile fiilen paralı olan okul öncesi eğitim hukuken de paralı hale getirildi.

2021-22 eğitim-öğretim yılında öğrenciler en yüksek oranda %46,4’le ilköğretim okullarına bağlı resmi anasınıflarında öğrenim görürken 2022-23’te bu oran %29,4’e düştü.  Okul öncesi kurumlarda en yüksek artış ise %7,5’le “toplum temelli kurumlar”  oldu. 2022-23 eğitim-öğretim yılında toplum temelli kurumlarda öğrenim gören öğrenci sayısı da bir önceki eğitim-öğretim yılına kıyasla %21,3 arttı. Diyanet  verilerinde  ise bu sayı daha da yüksek.

Toplum temelli kurumlar Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı 4-6 yaş kursları ile belediyelerce ve derneklerce açılan kreşleri kapsıyor. Dernek sözcüğünün yer aldığı her cümlenin aslı ise tarikatlar. Okul öncesi eğitim kamu okullarında ücretli iken tarikatların, Diyanet’in açtığı 4-6 yaş Kuran kurslarında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile imzalanan protokolle öğrenci başına ücret veriliyor. Kamusal okul öncesi eğitime ayrılmayan bütçeler okul öncesinde de tarikat yapıları için kullanılıyor.

Bir rejim, siyasal İslam rejimi inşa ediliyor. Okul öncesinden yükseköğretime tüm eğitim kurumları kuşatma altında.

Patronların ve şirketleşmiş tarikatların büyümesi, karlarına kar katması için siyasi iktidarın attığı her adım sınıfsal ve politik bir tercih. AKP politik tercihinin, temsil ettiği sermaye sınıfının ihtiyaçları ve siyasi bekası için yapması gerekeni yapıyor.

Bizim için asıl mesele ise emek, laiklik, kamusal haklar mücadelesinden vazgeçmeyenler olarak bu denli topyekûn bir kuşatmaya karşı mücadeleyi okul okul, mahalle mahalle örgütleme, büyütme kararlılığından vazgeçmeme meselesidir.