İktidardan yana tavır koyunca, onların yaptıklarını alkışlayıp yanlarında yer alınca siyaset olmuyor, ama en ufak bir karşıt görüşte bulunursak sanatı siyasetin içine sokmuş oluyoruz. Neyse yine siyaset yapmış olmayayım.

Siyaset müziğin neresinde?
"Sevgili genç arkadaşım sen de dünyadaki yaşıtların gibi eğlenmek, özgürce yaşamak istiyorsan bu konser yasaklarına duyarsız kalmayıp tepki göster."

İzmir bile yavaş yavaş eski güzelliğini yitirmeye başlamış. Dün Basmane’nin arka sokaklarında Sanathanekonak’ı ararken sanki güzelim bir şehirde değil de hiç bilmediğim, gitmediğim bir Afrika şehrinin arka sokaklarındaydım.

Her bir sokaktan başka bir sokağa geçince artık şaşkınlıktan ziyade kendimi güvende hissetmeme durumu yaşadım ki en kötüsü buydu.Neyse ki Sanathanekonak’ı bulunca bu umutsuzluk yerini mutluluğa bıraktı. Dün gösteri yaptığımız yer eski bir Silahhane iken şimdi çok güzel bir yazlık sinemaya dönüşmüş. İsmi de Sanathanekonak olan bu mekân 300 kişi kapasiteli. Sanathanekonak’ın  bu dezavantajlı bölgenin sosyal dönüşümüne de katkı sağlayacağı bir gerçek. Dileğimiz bu tür kültür ve sanat merkezlerinin ülkenin dört bir yanına yayılması.

Oyundan sonra birer yorgunluk birası içerken yan masada promili biraz yükselmiş iki arkadaş sanatçının nasıl olması gerektiğini tartışıyordu. Birisi sanatçının sadece sanatıyla ilgilenmesi gerektiğini söylerken karşısındaki sanatın kendisinin de  bir siyaset olduğunu savunuyordu. Benim konuya bakışım gayet net ama ülkeyi yönetenlerin bu durumu -sanatçının siyasetin dışında kalıp kalmaması- yorumlaması farklı. Hatta bazı sanatçı arkadaşlarımın da. Yani ben bir konuda hükümetin icraatlarını beğenmeyip bunu dile getirdiğim zaman siyaset yapmış oluyorum, ama aynı icraatı savunan bir başka arkadaşım siyaset yapmış olmuyor. Böyle bir bakış açısı olabilir mi?

Yıllar önce bir meslek birliği toplantısında Kültür Bakanlığıyla ilgili çözmemiz gereken bir durum vardı ve o zamanki bakanımız yanlış hatırlamıyorsam Nabi Avcı’ydı.

Onunla buluşup sıkıntılarımızı nasıl aktarmamız gerektiğini tartışırken, masamızın en büyüğü ve o dönemde bir meslek birliği başkanı ağabeyimiz bunlara gerek olmadığını direkt reisten randevu alıp sorunu beş dakikada çözebileceğimizi söyleyince biz bunun etik olmadığını, bağlı olduğumuz bakanlığı ve Nabi Avcı’yı yok saymak anlamına gelebileceğini söyleyince siz siyaset yapıyorsunuz diye kükremişti.

Metin Karataş -o zaman bir müzik meslek birliği yönetim kurulu üyesiydi- gayet mantıklı bir şekilde“ağabey sen saraya gidelim deyince siyaset olmuyor, biz gitmeyelim deyince mi siyaset oluyor” diye taşı  gediğine koymuştu. Ama anlayana…

Evet iktidardan yana tavır koyunca, onların yaptıklarını alkışlayıp yanlarında yer alınca siyaset olmuyor, ama en ufak bir karşıt görüşte bulunursak sanatı siyasetin içine sokmuş oluyoruz. Neyse yine siyaset yapmış olmayayım.

Müzik, konser yasakları, festival iptalleri artık o kadar çoğaldı ki koskoca -bir ara yasaktan o da nasibini almıştı- Wikipedi Türkiye’de müzik yasakları diye bir sayfa açmış.

Ne kadar üzücü değil mi? Pandemi’de önlem olarak başlayan konser yasakları artık sıradan bir durum haline geldi. Bundan 30 sene öncesine bir bakıyorum bırakın konser yasağını ülkemize gelen isimlere bir bakalım -genç arkadaşım sen de internetten bulabilirsin- Ahmet San’ın da hakkını yememek lazım. Mayıs ayından ekim ayı başına kadar yaklaşık beş aylık bir sürede kimleri getirmiş bu efsane organizatör bir hatırlayalım.

Guns N’ Roses, Elton John, Metallica, Sting, Bon Jovi, Scorpions, Michael Jackson ve Madonna. 

İnanması gerçekten de zor. Şimdi ben bir müzisyen olarak ne güzeldi o günler, nasıl ve neden bu hale geldik diye sorarsam bozgunculuk mu yapmış olacağım?

Bu kısır ve sığ kültür ortamı beni mutsuz ediyorsa, bunu dillendiriyorsam terörist mi olacağım? Gerçekten anlaması zor. Sevgili genç arkadaşım sen de dünyadaki yaşıtların gibi eğlenmek, konsere gitmek, özgürce yaşamak istiyorsan bu konser yasaklarına karşı duyarsız kalmayıp tepki göstermelisin. Biz müzisyenler şarkı söylemek, konser vermek, şarkılarımızı sizinle paylaşmak istiyoruz. Siyaset bunun neresinde?

Kalın sağlıcakla…