Sercan Meriç
sercanmeric@birgun.netSiyasiler izin almayı ne zaman öğrenecek?
Altılı Masa, seçimlerden önce Türkiye’yi nasıl yöneteceğine dair geniş bir metin hazırladı. Adı Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ydi. Bu metinde ekonomiden sosyal hayata, eğitimden teknolojiye dek birçok konu başlığı mevcuttu. O konu başlıklarından birisi de “Kültür” idi. Metnin 29’uncu sayfasında yer alan bir maddede şöyle deniliyordu: “Sanatçının telif haklarını koruyacak; ihlalden ve korsandan korunması için her türlü tedbiri alacağız.”
Bu metni hazırlayan partiler CHP, İYİ Parti, Saadet, Gelecek, DEVA ve Demokrat Parti idi.
Metnin kamuoyuna duyurulmasında söz alan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale de “Sosyal politikalar” bölümünü aktarmıştı.
Özlale, o toplantıda partisinin de imzacısı olduğu bu bağlayıcı metin üzerine şevkle konuşmuştu. Özlale, dün öyle bir yanlışa imza attı ki, bu metinde yazanların düzen muhalefeti tarafından da hiçbir şekilde içselleştirilmediğinin son örneği oldu.
Akşener’in açıklamalarını okumuşsunuzdur. Partisinin önümüzdeki yerel seçimlerde her ilde aday çıkaracağını belirtti. Özlale de hemen akabinde İzmir’de belediye başkanlığını duyuran bir video paylaştı. Video, siyasilerin klasikleşen sıkıcı videolarından birisiydi. Ancak, politikacıların sanata ve sanatçılara nasıl önem vermediğinin son bir örneğiydi.
Özlale, İzmir ile ilgili paylaştığı kampanyasında Deniz Tekin’in “İzmir’de Bir Gün Batımı” şarkısını fon müziği olarak kullandı. Tekin, daha sonra bu videoyu Twitter’da (X) alıntıladı ve kendisinden izin alınmadan şarkısının kullanıldığını ifade ederek, “Bu videoda kullanılan ‘İzmir'de Bir Gün Batımı’ şarkısı için yorumcu olarak benden de, eser sahibi olarak babamdan da izin alınmamıştır. Bilginize artık ne diyeyim” dedi.
Tekin’in tepkisi ilk değildi, belli ki son da olmayacak.
Son seçimlerden kısa bir süre önce de AKP, Kenan Doğulu’nun “Yaparım Bilirsin” şarkısı izinsiz bir şekilde kullanılmıştı. Bir başka örnek de Dombra ile ilgili. 2014 yılında Uğur Işılak, bu şarkıyı AKP seçim müziği olarak düzenlerken, şarkının sahibi Arslanbek Sultanbekov’dan izin almamıştı ve Sultanbekov’un tepkisi sert olmuştu.
Bu örnekler çoğaltılabilir…
Siyasiler ve siyasi partiler, sanatçıların şarkılarını, hak ve hukuk göz etmeden kullanmayı alışkanlık haline getirmiş görünüyor. İktidarda da, muhalefette de durum aynı. Kendi partisinin imzacısı olduğu bir metne dahi bağlılık gösteremeyen Özlale’nin, nasıl bir siyasi performans göstereceği aşikar.
***
Siyasilerin ve siyasi partilerin sanatçıları bu şekilde zor durumda bırakması ile ilgili sinema ve müzik alanındaki telif meselesiyle ilgili en yetkin avukatlardan birisi olan Sedef Erken’i aradım. Erken, izinsiz kullanımlar ile beraber hem maddi hem de manevi hakların ihlal edildiğine değinerek, “Sanatçıların eserleri, özellikle siyasi propaganda amacıyla izinsiz kullanıldığında geri dönüşü de yok. Sanatçıların bu konuda bir tazminat hakkı var. Ancak, hukuk sistemimizin yargılamalarının uzun sürmesi, bu zararların telafisinin ya hiç gerçekleşmediği ya da çok uzun bir süre sonra gerçekleştiği anlamına geliyor. Bu durum, sanatçılar için büyük bir haksızlık oluyor. Sanatçılar bundan dolayı çok ciddi maddi ve manevi zarara uğruyor” dedi.
Sorunun çözümüyle ilgili sorduğum soruyu ise şöyle yanıtladı: “Müzik meslek birliklerinin bu tür konularda net tavırlar alması ve kamuoyunu aydınlatması çok önemlidir. Bir şarkı toplumla paylaşılınca, ‘Bu anonim zaten, hepimiz kullanabiliriz’ gibi bir algı oluşuyor. Bunun nedeni, toplumun Türkiye'deki telif hakları konusunda bilinçsiz olmasıdır. Bu durum siyasiler ve siyasi partiler için de geçerlidir. Herkes telif hakkının olduğunu bilir, ancak bu hakların kapsamı, neyin yasaklandığı, ne yapılması gerektiği veya yapılmaması gerektiği gibi konularda bilgisiz. Bilinçli olanlar bile zaman zaman ‘izinsiz kullanalım, cezasını öderiz’ gibi bir yaklaşım içinde olabiliyor. Bu nedenle, telif haklarının ihlal edilmesini önlemek için Kültür ve Turizm Bakanlığı ve meslek birlikleri tek başına yeterli değil. Yıllar önce üzerinde çalıştığımız ve sırasını bekleyen bir yeni telif kanunu var. Bu kanunun da bir an önce yeni medyalara uygun olarak yenilenmesi ve hayata geçmesi lazım.”
Son olarak siyasilerin, bir şarkıyı kampanyalarında kullanmak isterlerse nasıl yol alabileceklerine dair ise şu bilgileri verdi Erken: “Sanatçının veya onun temsilcilerinin, avukatı veya menajeri gibi, bu tür durumlarda mutlaka iletişime geçmeleri ve yazılı izin talep etmeleri gerekiyor. İzin verilmediği takdirde de şarkıyı kullanmaması lazım.”
***
Bu köşede her daim kültür politikaları alanındaki çarpıklıkları size aktarmaya çalıştık. Türkiye’de bu mesele o kadar derin ki, güzelliklerden bahsetmeye fırsat olmuyor.
Bu sefer yazımızı bitirirken, Van’da 18-27 Eylül arasında düzenlenecek Uluslararası Üvecinka Tiyatro Festivali’ne değinmek istiyorum. Bu festival geçen yıl kaybettiğimiz kıymetli dostumuz Ragıp Ertuğrul anısına düzenleniyor. Festivalde ilk olarak Ertuğrul’un yazdığı İstanbul Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenen ‘Tangopera’ adlı müzikal oyun sahnelenecek.
Festivalde kapsamında Nazan Kesal Yaralarım Aşktandır, İran Daylemun Tiyatrosu Karavan, Aralık Sahne Madonna Kürk Mantolu, Betül Arım Dışarda Hiçbir Şey Var, Irak Duhok Tiyatrosu Şanogerîya Dîno, Gürcistan Tskhinvali Machabeli Theatre, Tiyatro Kalemi Tuvaldeki Kadınlar, Azerbaycan Devlet Pantomim Tiyatrosu Palto, Amed Şehir Tiyatrosu Dek û Dolabên Scapen, İstanbul Devlet Tiyatrosu Tangopera, Düşevi Oyuncuları Sardunya Kokan Kadınlar, Altkat SanatTen Rengi, Proje NO2 Bernarda oyununu sahnelenecek.
Burhan Şeşen ve Dilek Türker Akdamar (Ahtamar veya Ağtamar) Adasında katılımcılar için özel bir müzikal anlatı yapacaklar.
Ayrıca; Senem Cevher oyunculuk atölyesi, Müge Saut Tiyatroda Hareket atölyesi, Emere Saka Kukla atölyesi, Turgay Nar Oyun Yazarlığı atölyesi, Nurullah Tuncer Sahne Tasarımı atölyesi, Kamer Yıldız Ok Karakterin Dramatik Yolculuğu atölyesi, Turgay Ön ve Cüneyt Yalaz Politik Tiyatro atölyesi yapacak. Fethi Demir ve Gürkan korkmaz ilk dönem ve modern tiyatro tarihini anlatacak.
Türkiye tiyatrosunun yaşayan efsanesi Dilek Türker, festivalde söyleşi ve imza günü yapacak.
Edebiyatımızın önemli isimleri Faruk Duman, Seyithan Kömürcü ve Müştehir Karakaya da söyleşiler düzenleyecek.