Başlığa bakınca soruyu yanlış sorduğumu düşünebilirsiniz çünkü genellikle soğan mı, TOGG mu karşılaştırması yapıldığını duyuyorsunuz. Ama izninizle ben bugün soğan ile doları karşılaştıracağım.

Malum, mutfağımızın önemli malzemelerinden birisi olan soğanın fiyatı oldukça yüksek. Muhalefet de haklı olarak bunu gündem yapıyor. 30 lirayı geçmiş olan soğan fiyatı da ilgi çekiyor. Erdoğan da konuşmalarında soğana çok sık atıfta bulunuyor; soğanın tepesine bir yumruk vurarak nasıl kırıp yiyebildiğinden bahsediyor ama doların tepesine bir yumruk vurmaktan bahsedemiyor çünkü o yumruğu vuramayacağını çok iyi biliyor.

Fiyatı bu kadar artmış olmasına rağmen Erdoğan’ın hemen her konuşmasında soğandan bahsediyor olmasının sebebi ne olabilir? Bu sorunun yanıtı gayet açık: birkaç hafta içerisinde yeni mahsul soğan piyasaya girecek ve fiyatında bir düşüş olacak. Bu olduğu zaman da dönüp diyecek ki “bakın gördünüz mü biz soğan fiyatını düşürecek tedbirler aldık ve başarılı olduk.” Vatandaş buna ne der, seçimlerde göreceğiz.

Peki ya dolar?

 Bildiğiniz gibi döviz piyasasında çok hareketli günler yaşanıyor. Dolar endeksi tüm dünyada düşerken doların TL karşısındaki değeri artıyor. Uzun süre 18’in, daha sonra 19’un altında tutmak için çaba sarf ettikleri dolar bugün bankalararası piyasada 19,40, Kapalı Çarşı’da ise 20,30’un üzerinde işlem görüyor. Diğer bir ifade ile kurları baskılamaya yönelik devreye sokulan tüm tedbirlere rağmen kurların yükselişi devam ediyor.

Kur baskılaması öyle bir hal aldı ki ülkede bankalar arası piyasa ve Kapalı Çarşı olmak üzere iki farklı kur seviyesinin oluştuğunu ve bu piyasalar arasındaki farkın da yüzde 5 seviyelerine ulaştığını görüyoruz. Böyle bir fark, sermaye hareketlerinin serbest olduğu ve dalgalı kur politikası uygulandığı söylenen bir ekonomide normal bir durum olarak kabul edilemez.

Üstelik bankalararası piyasada oluştuğu söylenen 19,40 TL dolar seviyesinden de işlem yapma imkânınız yok. Eğer bankanızdan dolar ya da başka herhangi bir döviz, hatta altın almak isterseniz ödemeniz istenen kur Kapalı Çarşı’da oluşan kur ile paralellik gösteriyor. Fakat bankanıza satmak isterseniz bu kurun yaklaşık yüzde 5 altında bir fiyattan satmanıza izin veriliyor.

Demem o ki televizyon ekranınızın bir köşesinde gösterilen kur, aslında yok. En azından sizin için yok.

O zaman soralım: dolar kurunun bu kadar yükselmiş olmasına ve daha da yükseleceğine ilişkin beklentilerin güçlü bir biçimde görülmesine rağmen iktidarın doların seviyesinden hiç bahsetmiyor olmasını nasıl yorumlamalı? Soğandan bahsederken dolardan bahsetmemelerinin nedeni ne olabilir?

Evet, bildiniz! Soğan tarlaya ekerek çoğaltabileceğiniz bir ürün ama doları ne ekerek ne de basarak çoğaltamıyorsunuz, arzını artırma imkânları oldukça kısıtlı. Belki gidip Körfez ülkelerinden bir miktar daha getirmeye çalışacaklar. Getirseler bile ne kadar getirebilirler ki? 3-5 milyar dolar? O kadar. Bu da bir derde deva olacak bir miktar değil.

Doların yükselişini önleyebilmek için hem arz tarafını hem de talep tarafını etkileyecek işler yapmaları lazım. Talep tarafı için mesela dış ticaret açığını azaltmak, TL’ye olan güveni tesis etmek, ekonomik belirsizliği azaltmak gibi işler yapmaları gerekiyor. Arzını artırmak için ise dış ticaret fazlası, yabancı sermaye girişi gibi konularda mesafe kat etmeleri gerekiyor. Bunların hiç birisini yapamadıkları için dolara olan ilgi ve kurlardaki artış yokmuş gibi davranıyorlar. Hiç o konulardan bahsetmiyorlar çünkü dövizde olup biteni bilmenizi istemiyorlar.

Her neyse. Bugün bayram. Siz şimdi bayramı sevdiklerinizle birlikte kutlamanın keyfini çıkarın. Nasıl olsa Pazartesi gününe kadar piyasalar kapalı.

İyi bayramlar.