Google haklıdır demiyorum ama Yandex de bir pırlanta değil. Kimsenin tüketiciyi düşündüğü yok anlayacağınız. 2020 yılında teknoloji savaşlarını çok daha sertleşerek arttığını göreceğiz. Para büyük, pazar büyük, rekabet büyük!

Teknoloji dünyası ve krizleri

Aralık ayı teknoloji dünyası için ülkemizde oldukça hareketli geçiyor ve en çok konuşulan konular krizler oldu. 450 binin üzerinde kredi ve banka kartı bilgisinin çalınması ve ardından Yandex’in Google’ı rekabet kurumuna şikâyeti sonrası Google’ın aldığı kararlar gündemi epey bir meşgul etti.

Detaylarına girip tekrar anlatmayacağım ancak aslında teknolojik yapıda dışa bağımlılık, yaygınlaşan dijitalleşme ve karşılaştığımız krizler çok kırılgan ve kontrolümüzde olmayan bir piyasamız olduğunu bize bir kez daha gösterdi. Google, Türkiye pazarına girecek yeni Android telefonların içinde uygulamalarının olmayacağını açıkladığı anda akıllara hemen Huawei ile ABD’nin arasında geçen savaş akıllara geldi. Türkiye’de Google hizmetleri mobilde kullanılmayacak mı? Tarafların doğru düzgün açıklamalar yapmaktan kaçındığını, mevzunun etrafında dönerek aralarında top çevirdiğini gördük. Belirsizlik ortamı telefon üreticilerini olduğu kadar, tüketicileri de gerdi.

Bu belirsizlikler bize pek çok sorunu beraberinde getirecek. Eğer Google, Yandex ‘Rekabet Kurumu’ ile bir anlaşmaya varamazsa sonuçlarından hem kendileri hem tüketiciler olumsuz etkilenecek. Google çok rahat görünse de bence dünyanın genelinde yeterince antipati kazandığını söyleyebiliriz. Herkese, “Tek bir işletim sistemi ve ona bağlı bir ekosisteme dahil olmak ne kadar mantıklı?” sorusunu sordurdular bir kere!

Çin devi Huawei kendi işletim sistemi çalışmalarına girdi, Samsung’un zaten üzerinde çalıştığı bir işletim sistemi var. Oppo, Xiaomi, Meizu, LG, Sony, Asus gibi markalar Android ve onun getirdiği problemlerden kurtulmayı seçerse ne olur? Amerika’da iOS kullanan Apple cihazlar yoğun kullanılıyor ancak Android’i tüm dünya yoğun kullanıyor. Penetrasyon olarak baktığınızda dünyanın büyük bölümü Android kullanıcısı. Google hizmetlerini veren alternatif mecralarda yok değil. Mail, depolama, takvim vs. hepsini farklı kaynaklar üzerinden ücretsiz olarak kullanabiliyorsunuz. Google’ın en iyi yaptığı şey bunları bir havuzda toplayarak hem entegre hem de teferruatsız kullanıma açması olmuştu. Şimdi dünya devi markalar kuruntulu ve ukala Google’a bu kadar bel bağlamanın sakıncalarını çok daha fazla hissetmiş durumda. Onların eli de armut toplamayacaktır diye düşünüyorum. Google, global bir dayak yiyebilir. Bence bunu fazlasıyla hak ediyor. YouTube’da reklam verenler Google’ı nasıl ‘seve seve’ yola getirdiyse, telefon üreticileri, tüketiciler bu ayarı çok daha sert verebilir.

YANDEX’İN ŞİKÂYETİNE GELİNCE

Tamam serzenişinde haklı olabilir. Bıçak kemiğe dayanmış olabilir. Gözünün önünde deli deli paralar kazanan Google’ı benzer işi yapan kim olursa olsun kısık gözlerle izler. Yandex şu noktayı kaçırıyor. Dolayısıyla Rekabet Kurumu da… Google silah zoruyla telefonların içerisine benim uygulamalarımı kurun demiyor ki! Herkes bu durumdan memnun zaten. Yandex büyük abilere gidip ağlayacağına telefon üreticileri ile anlaşarak kendi uygulamalarını da entegre etmenin yollarını arasaydı. Google neyi başardıysa onlar da kendileri bunu başarsaydı ya! Bu arada hatırlayanlar vardır, Windows işletim sisteminde Yandex arama motoru sabit yüklü gelirdi eskiden. Şimdi diyemiyorum çünkü Windows işletim sistemli telefon kalmadı. Belki de Yandex yanlış ata oynamanın cezasını kendisi çekiyor. Gücü yetmediği için, atı alan Üsküdar’ı geçtiği için şikâyet ederek kendi gemisini kurtarmaya çalışıyor. Olan yine Türk kullanıcılara oluyor. Yandex de bildiğiniz üzere yerli ve milli bir şirket değil. Rus şirketi. Yani aslında bizi zerre düşünen yok.

Google haklıdır demiyorum ama Yandex de pırlanta değil. Kimsenin bizi düşündüğü yok anlayacağınız. Turkcell’in Yaani’si yerli ve milli deniyor ancak dünya çapında bir arama motoru olmadığı da aşikâr. Bir de sadece arama motoru olmak yetmiyor. Google reklam, içerik trafiği konusunda da standartları elinde bulundurduğu için asıl mesele buradan kopuyor zaten. Yeni geliştirilen bu hizmetlerin çok ama çok geniş kitleler tarafından kullanılması lazım ki dünya ile entegre işler yapabilelim. YouTube, web siteleri, mobil uygulamalar, arama motoru gibi komplike bir platformu yaratmak kolay iş değil. Üstelik standartları çok güçlü verilere oturmuş, reklam verenler tarafından kabul gören bir sistem yaratmak, yaymak hiç kolay iş değil. Sorunların kaynağı da burası aslında. Paranın kontrolünü Google’da olması. Google’ı terbiye etmenin tek yolu para! Ancak parayla ayar verilince adım atan, kendini dünyanın kralı olarak gören marka, aslında tüm bunları bir bütün olarak değerlendirdiğinizde eli çok güçlü olarak karşımızda duruyor.

Hangi alanda olursanız olun rekabet olmak zorunda. Rekabetin olmadığı her durumda tüketici her zaman kaybeder. Güç tek bir kişi ya da kurumun elinde toplanırsa da aynısı olur. YouTube’un bir rakibinin çıkmasını mesela ben çok istiyorum. İçerik çöplüğüne dönüşen ancak mecbur kaldığımız için içeriklerimizi orada yayınladığımız bu platform hiç ama hiç masum değil. Algoritması ile oynanmış video platformu. Genetiğiyle oynanmış mısır gibi bir şey diyebiliriz.

2020 yılında teknoloji savaşlarını çok daha sertleşerek arttığını göreceğiz. Para büyük, pazar büyük, rekabet büyük!