Sercan Meriç

sercanmeric@birgun.net
Tuna Kiremitçi: Meksika kartelleri bile Türk polisiyesine hizmet ediyor

Müzisyen ve yazar Tuna Kiremitçi, hem Perihan Uygur polisiyesinin üçüncü kitabı Tehlikeli Şarkılar’ı hem de Tuna Kiremitçi ve Arkadaşları albümünün üçüncüsünü yayınladı. Kiremitçi ile son kitabını ve kitap ekseninde Türkiye’deki müzik alanındaki baskıları konuştuk.

Tuna Kiremitçi ve Arkadaşları projesinin tamamlandığını kaydeden başarılı sanatçı, bu konuda yaşadığı zorlukları da anlattı. 

Başkomser Perihan Uygur polisiyesinin üçüncü kitabı Tehlikeli Şarkılar ile Tuna Kiremitçi ve Arkadaşları albümünün üçüncüsü aynı tarihlerde yayınlandı. Sizin açınızdan yoğun geçen bir süreç… 

Evet, tipimden beklenmeyecek kadar çalışkan bir kişi olduğumu söyleyebilirim. Bazen işlerin üst üste geldiği oluyor. Şu anda hayatımda hem müziği hem de kitap yazmayı aynı anda yapıyorum, bu benim için ilk kez oluyor. Daha önce uzun yıllar sadece müzik yaparak veya sadece kitap yazarak geçirdiğim dönemler oldu. Pandemi döneminde, bütün müzisyenler gibi ben de işsiz kaldığımda bir polisiye roman yazma fikri vardı kafamda. Şimdi üçüncü Perihan Uygur kitabına kadar geldik. 

Üçüncü kitaba geçmeden önce Perihan Uygur karakterinin nasıl ortaya çıktığını anlatır mısınız? 

Polisiye türünün geçmişine bakıldığında, her yeni yazarın yeni bir karakter getirdiğini görürüz. Hercule Poirot’sından Sherlock Holmes’üne kadar… Her yeni polisiye eser, genellikle orijinal bir karakter sunar. Ben de böyle bir karakter yaratmam gerektiğini düşündüm. Bu düşünce zihnimde dolaşırken, tesadüfen bir gazete haberi gördüm. Bir asayiş şube müdiresi ile yapılmış röportajdı. Bu röportajı okurken, karakterin sıkı bir polis olduğunu anladım ve hemen zihnimde yeni bir polis karakteri canlandı. Sonunda, pandemi döneminde eşim ve dostlarım "Artık şunu yaz" dediğinde, Perihan Uygur'un hikâyesini yazmaya başlayabileceğimi hissettim. Macera böyle başladı. 

Tehlikeli Şarkılar, düzenlenmesi planlanan bir festival ve gerici yapıların tepkisi üzerinden hikâye şekilleniyor. Son dönemdeki gelişmeleri nasıl hikâyeye yedirdiniz? 

Müzik festivalleri bildiğim bir konu. Bu fikir, bir konser sonrası Ankara'dan dönüş yolunda bir dinlenme tesisinde geldi. Müzik festivalinde işlenen bir cinayet fikriyle ilgili olarak önce şaka olsun diye menajerime söyledim. O da “iyi fikir” dedi. Düşündükçe, bu fikir daha mantıklı hale geldi. Ancak hikâyeyi şekillendirmek için bir arka plana ihtiyaç vardı. Bu noktada, Zeytinli Rock Festivali’ni iptal ettirmeye çalışan tarikat imdadıma yetişti. Hikâyenin diğer yarısını tamamladı. Bu, toplumsal bir konu haline geldiği için günümüz polisiyesine uyan bir hikâye haline geldi. Bugünün polisiyesi toplumsal meseleleri işlemeye çok müsait. Toplumsal konular, polisiye edebiyatta tartışılıyor. Ahmet Ümit'in "Sis ve Gece" romanından itibaren bizde de böyle. Polisiye edebiyatının beni cezbetmesinin nedenlerinden biri de bu. 

Kitapta da gönderme yaptığınız Doğan Duru ve Güneş Duru kitabı okudu mu? 

Müzisyenler çok kitap okumuyorlar Allah’tan… O yüzden henüz onlardan bir tepki almadım. Kitapta birçok müzisyen var. Genel olarak, sevdiğim ve saygı duyduğum müzisyenlerden bahsetmeyi tercih ettim. Bu, hem okurlar için keyifli bir deneyim olacak hem de müzisyenler kendileriyle ilişkilendirildiklerinde hoşlarına gidecek bir ayrıntı olacak. 

Kitapta otoriteye karşı birçok temanın işlendiğini görüyoruz. Siz de kısa bir süre önce bazı popüler figürlerle ilgili “Etliye sütlüye karışmıyorlar” açıklaması yaptınız. Bu konuda sanatçı nasıl bir tutum almalı? 

Ben o açıklamamı şimdi abartılı buluyorum. Demesem de olurmuş. Sanatçıların siyasetle ilgilenme zorunlulukları yok. Kitapları veya şarkıları aracılığıyla fikri meseleleri tartışabilirler. Bu tür açıklamalar, sanatçıların yıpranmasına yol açabilir çünkü açık hedef haline gelebiliyorlar. Teoman örneğinde olduğu gibi… Hassas oldukları için de kendi işlerini güçlerini yapamaz hale geliyorlar. İnsanlar da sanatçılara nazik davranmayı pek bilmiyorlar açıkçası. Ancak bir hayat perspektifi, dünyaya bakış açısı olması gerekir ki, sanatını yaparken ondan yola çıkarak yapacak. Bu kitabın içinde de Türkiye’ye, müziğe, polis teşkilatına, İstanbul’a, suç kavramına bakış açılarım yer alıyor.  

Perihan Uygur’un serüveni devam edecek mi? 

Bana da devam edecek gibi geliyor… Emekli olma ihtimali var, yurtdışına gidebilir… Kıbrıs mı olur, Bulgaristan mı olur, Meksika kartelleri ile mi savaşır… Bunların hepsi Türkiye’deki suç dünyasında var. Meksika kartelleri Türkiye’den Amerika’ya adam kaçırıyor. Meksika kartelleri bile Türk polisiyesine hizmet edecek duruma geldi. O yüzden de Perihan dünyaya açılabilir. 

“Tuna Kiremiçi ve Arkadaşları" albümünün üçüncüsü de yayınlandı… O proje devam edecek mi? 

Bu proje tamamlandı. 2017 yılında Pasaj Müzik'in sahibi Murat Doğan'ın fikri olarak başladı. Çok bestem vardı, yapıp kenara koyduğum. Murat'ın bilgisayarında demo olarak duruyordu. Müziğe başlayışımın 20’inci yılıydı. Tahmin ettiğimizden daha fazla ilgi gördü ve katılan sanatçılar da keyif aldılar. İki yıl sonra ikinci albümü çıkardık. Sonra, üçüncü albümü de tamamlamak istedik. Pandemi araya girdi, ancak sonunda başardık. Toplamda otuz şarkı ve hiçbirisi cover değil, hepsi özgün şarkılar. 29 farklı sanatçı yer aldı, Yıldız Tilbe 2 kez katıldı. Bu projenin bir miras olduğunu düşünüyorum, bu nedenle çağdaş çoksesli müziğimize bir hediye olarak görüyorum. 

Projede yer almayı isteyip de yer almayan sanatçılar oldu mu? 

Evet, oldu. Örneğin, Birsen Tezer ilk albümde yer almak istedi ancak katılamadı. İkinci albümde de istediği halde yer alamadı. Üçüncü albümde ben ona, "Eğer bu albümde istemenize rağmen yer alamazsanız, bu benim için bir tür totem haline geldi" dedim. O da, "İstiyorum ama yer alamayacağım" dedi. Bu nedenle hem güldük hem de bu totemi yerine getirdik. Bunun dışında, bazı sanatçılar şarkılarına uymadığı için katılamadılar. Ayrıca, bazı sanatçıların bağlı olduğu şirketler, menajerler veya organizatörler projeye katılmalarını engellediler. Melek Mosso ile böyle bir şey yaşadık. Üçüncü albümün yayınlanmasını istemeyen güçlü birtakım insanlarla karşılaştık. Ancak, Pasaj Müzik projeyi destekledi ve geri adım atmadı.