Kitaplığımı düzenlerken Sel Yayınlarının yayımladığı 2019 Doğa Defteri Ajandası elime geçti. Bu ajandayı doğa farkındalığı temalı kitapların arasına koymamın bir anlamı vardı. Onu özel kılan gündönümleri, fırtınalar, uçanlar ve çiçek açanlar başlıklarıyla okura sunduğu doğa hafızasıydı. Bize, mitlerden bilimsel gözlem ve araştırmalara kadar mevsimlerin coğrafyamıza özgü kalp atışlarını ay ay takip etme şansı tanıyordu. Kıvırdığım sayfaları açıp yeniden okudum. Mezopotamyalı çoban tanrı Temmuz’un “tahıl ruhu” aramızdaydı. Temmuz ayının tekinsiz yağmurları yüksek sıcaklıkları kadar zararlıydı. Bu aya ait ritüeller tarihin imbiğinden süzülürken kültürden kültüre farklılık gösteriyordu. Değişmeyen bir şey vardı ki o da mevsimlerin getirdiği ilk hasadın hak gözetilerek paylaşılmasıydı. 

Günümüzde toprağa ve toprağın emekçilerine geçmişteki kadar yakın değiliz. Çocukluğumuzdaki tatlardan nicedir uzağız. Dayanışma ruhu romantik bir eda ile aramızda şöyle bir dolaşıyor ve hemen kayboluyor. Kına çiçeği, kor çiçeği, gayret çiçeği doğal hayata duyduğumuz özlemin çayırlarında açıyor. Bozkır toygarı, kır incirkuşu, küçük kumkuşu öttü ötecek mi, uçtu uçacak mı kimse bilmiyor. 

Yazımı sıcak bir Temmuz sabahında yazıyorum. Dışındaki ve içindeki dünyayı keşfetmekten vazgeçmeyen çocukların toprak kadar cömert, tahıl gibi bereketli bakışlarını yakalamak, neşelerini de hüzünlerini de gözlemlemek isteyen yetişkinlere etkileşimli okuma olanağı sunan üç kitaptan bahsetmek istiyorum.

DÜNYADA 100 KİŞİ OLSAYDI  

Dünya nüfusunun milyarlarla ifade edildiği evrende küçük çocukların dünyadaki demografik yapıyı, sosyo-ekonomik ve kültürel dengeleri zihinlerinde canlandırması zor olabilir. Kuzey İrlandalı yazar Mc Cann buna bir çözüm bulmuş ve dünyayı 100 kişinin yaşadığı küresel bir köye indirgemiş. 100 kişinin cinsiyeti, genetik özellikleri, konuştuğu diller, eğitim düzeyi istatistik biliminin kolaylaştırıcılığıyla sınırlı örneklemlerle açıklanmış. Barınma, çalışma, doğal kaynaklardan faydalanma gibi yaşamsal sorunlara dair dikkate değer bir gelecek perspektifi sunulmuş. Kitapta yaşantılar farklı olsa da dünyanın bir köşesinde filizlenen sorunun herkesi etkileyeceği gerçeği netliğini koruyor. Neden sonuç ilişkileriyle genişletilmiş olan metinde çözüme giden yollar da yer alıyor. Kolayca idrak ettiğimiz o yollar ancak harekete geçtiğimizde aşılabiliyor. 

Redhouse Kidz, Yazan: Jackie McCann, Resimleyen: Aaron Cushley, Çeviri: Şiirsel Taş 

AY’IN GİTTİĞİ GECE 

Ay’ı yalnızca bizlere yansıttığı ışık ile tanımlayan, biçimsel ya da mistik yönüyle önemseyenlere yazarın hazırladığı bir sürpriz var. Bir gece ay kayıplara karışıyor ve yerinde bir parça peynir sallanıyor. Bu ilk sahne yazarın muzip anlatımına dair sinyal veriyor. Kuş ile Bay Bilimci Ay’ı bulmak için yakıtı peynir olan bir uzay aracı ile yola çıkıyorlar. Güneş sisteminde soruşturma başlıyor. Macera boyunca huyu suyu ve uydularıyla gezegenler vücut buluyor, dile geliyor ve bildiklerini paylaşıyorlar. Hikâyede Plüton’un işaret ettiği kara deliğin çevresi çocukların ilgisini çekecek tuhaf ve eğlenceli resimlerle dolu, içi ise sıra dışı. Bay Bilimci’nin yakarışı, kuşun hazırladığı ‘sana neden ihtiyacımız var’ listesi Ay’ı ikna edebilecek mi? İngilizce öğretmenliğinin yanı sıra yaratıcı çocuk projeleri tasarlayan yazar Heilig, Ay’ın görünen yüzünü ve sitemkâr düşüncelerini okura aktarırken değersizlik duygusuna da ayna tutuyor. Eski bir dost sayesinde dünyaya doğru dönüş yoluna geçen kahramanları son sahnede umulmadık bir görüntü bekliyor!

Beta Kids, Yazan ve Resimleyen: Jonathan Heilig

CEPLERİNE ÇİÇEK DOLDURAN ÇOCUK

Çocuklar ve yetişkinler için yazdığı romanlarıyla tanınan ve Habitat TV’de yayınlanan Kareli Öyküler programını hazırlayan Tolga Gümüşay bu kez Köprü Kitaplar koleksiyonuna özel samimi öyküler kaleme almış. Bellek gizemli bir sandık. İnsan ne yaşayacağına her zaman kendisi karar veremediği gibi, hangi yaşanmışlıklarının kısa sürede zihninden süpürüp atacağını, hangilerini ömür boyu belleğinin başköşesinde saklayacağını da bilemiyor” diyen yazar belleğinin başköşesinde yer alan anılarından edebi bir duygu haritası yaratmış. Aile, arkadaşlık, yatıştırıcı sesler, yüreklendirici olaylar, zamanın sihrini taşıyan objeler, motifler ve mekanlar gerçek ile rüyanın iç içe geçtiği bir atmosferde buluşmuş. Okurken kış gecesi küçük bir odayı ısıtan soba kadar sıcak, ilk aşk kadar esintili, suçluluk duygusu kadar sert iklimlerden geçebilir ve çocuğunuzun iç dünyasına sihirli bir geçit açabilirsiniz.

Günışığı Kitaplığı, Yazan: Tolga Gümüşay, Editör: Semih Gümüş

***

Kafka’nın günlük notları ve kısa hikâyelerinden derlenen Hayvan Öyküleri adlı kitabı okurken “çocuksuluğu korumak” ve “çocuksulukla yaşlanmak” ifadelerinin yanına birer tik atmıştım. Heyecanı, neşeyi, merak duygusunu koruyan ve yaşamın her dönemine bağışlayıcı bakmayı kolaylaştıran çocuksuluğu güçlendirmek elimizde. Ay’ı karşılayacağımız gece, dünya denen küresel köyde ceplerine çiçek dolduran yüz kişiden biri olabilmek dileğiyle!

Kipatlı Günler…