Üretici örgütlenmesinin zirai uzmanlıkla iktidar güdümü arasında bir alana sıkıştırılmasının, gıda kriziyle ilgili olarak geldiğimiz noktada tohumdan sofraya her aşamayı sermaye lehine belirleyen önemli bir rolü var. Örneğin bu sene mısır, arpa, buğday, fındık gibi birçok üründe alım fiyatları beklentinin altında açıklandı. Bu durum tarım politikalarının piyasacı bir bürokratik alana sıkıştırılmasına bir sorun olarak vurgu yapmamız ve kır-kent örgütlenmesini düşünürken bu bağlamı ıskalamamamız gerektiğini hatırlatıyor.

Sermaye çıkarları gıda sistemini öylesine belirlemeye başladı ki çiftçiler artık hiç de çekinmeden zarar ettiriliyor. Bunun son örneği Çukurova Pamuk, Yerfıstığı ve Yağlı Tohumlar Tarımsal Satış Kooperatifleri Birliği’nden (Çukobirlik) geldi. Birlik geçtiğimiz günlerde 2023-2024 kampanyası kütlü pamuk alım fiyatlarını açıkladı. 42 randıman kütlü pamuk alım fiyatını 18.5 TL/kg olarak duyurdu.

“Girdi maliyetlerinin yüzde 110-130 arasında arttığı bir süreçte pamuk fiyatı böyle olursa gelecek yıl kimse pamuk ekmez” diyen Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu 23-24 lira beklentisini ifade etmişken 18.5 liranın gelecek yıl pamukta daha fazla dışa bağımlılığa sebep olacağına vurgu yapan Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru ise alım fiyatının 25 lira olarak beklendiğini açıkladı[1]. Ancak Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa Şubesi’ne göre 1 kilo kütlü pamuğun maliyeti de zaten 23 lira 2 kuruş idi. Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa Şubesi de bu bağlamda 32.22 lira beklenti açıklamıştı.

Dahası, geçen yıl Çukobirlik tarafından güncellenen son fiyat zaten 21 lira idi. Yani Çukobirlik pamuk alım fiyatını geçen yıla göre %11.9 düşürmüştü. Avans olarak nitelenen ve piyasa şartlarına göre artması beklenen fiyatın üreticiler için en hafif tabirle haksızlık olduğuna katılmamak mümkün değil. Bu haksızlığı mümkün kılan koşul ise neoliberal tarım politikalarının üretici örgütlenmesinin sınırlarını belirliyor olması ve buna alternatif bir örgütlenme çabasının yaygınlaşmaması ve engellenmesi.

Çukobirlik, “Tarım reformu” kapsamında Tarım Satış Kooperatif ve Birliklerini yeniden düzenleyen 4572 sayılı Kanun’la 2000 yılında ilk tasfiye edilen tarımsal birliklerden biri oldu. Bu tasfiyeyle birlikte Birlik’in çiftçi lehine piyasayı regüle etme rolü elinden alınmış oldu. Diğer birçok birlik ve kooperatif gibi daha ziyade şirket tarzında işletilecek bir yapı olarak kurgulandı. Bugün alım fiyatının geçtiğimiz senenin de altında olmasını sağlayan en önemli etken bu bağlam. Ancak ne yazık ki yapılan itirazlarda kuruluşun çiftçilerle arasındaki mesafesine işaret eden ve örneğin bir demokratik yeniden yapılandırma talep eden bir öneri göremiyoruz. Hal böyle olunca tarım politikaları fiyat hesaplamalarına sıkışırken sonuçta güçlü olanın kazandığı bir pazarlık unsuru olma halini aşamıyor.

Şüphesiz bu üretici örgütlerinin piyasacı bir bürokratik alana sıkışmışlığı kadar bağımsız örgütlülüğü olmamasıyla ve bununla ilişkili bir biçimde üreticinin maliyet/geçim sorunlarının, itirazlarının toplumsallaşamamasıyla da ilgili. Etki alanı yaygın olduğu kadar da dağınık bir sorun kümesi karşımızda duruyor.

Dağınıklığın da müsebbibi iktidar ise bunu kendi güdümünde tutmak için elinden geleni ardına koymuyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde ele aldığım sözleşmeli üretim yönetmeliğinde sözleşmeye taraf olmak hakkı tanınan “tarımsal amaçlı örgütleri” kendi güdümündeki yapılarla veya zirai uzmanlıkla sınırlandırıyor. Toprağı işleyenlerin, üreticilerin söz hakları bir kez daha rafa kaldırılıyor. Üreticilerin üretim, geçim ve yaşam koşulları şirketler arası bir pazarlık unsuruna dönüştürülüyor. Şirketlerin maliyetin altına fiyat belirleme cüretini aldıkları yer güçlendiriliyor.

Tarımsal alana ilişkin piyasa dışı ve bağımsız bir örgütlenmenin belirleyiciliği hiç olmadığı kadar acil. Sorunun bu boyutunu atlayan hiçbir tarım politikası eleştirisinin de anlamlı bir etkisi olmayacağı açık. Aksi takdirde Çukobirlik’ler, TMO’lar, Cargill’ler, Ferrero’lar; tekeller, bürokratlar ve ithalatçı ve ihracatçı şirketler, zincir marketler gıdamıza, emeğimize el koymayı sürdürecekler.

[1]: https://www.bloomberght.com/cukobirlik-pamuk-alim-fiyatini-acikladi-uretici-tepki-gosterdi-2339312