Yaşama aşina
İlk nefesimizden itibaren an be an deneyimlediğimiz hayat bizi ilk olarak annemizin kokusuna ve dokunuşuna aşina kılar. İçine doğduğumuz ortamda gördüğümüz ilgi ve şefkat üzerimizde güven duygusu yaratır. İlgisizlik ve şiddet ise psikolojik ve bedensel gelişimlerimize ket vurur. Ebeveynler, çocukların ilk altı yılında onların duygusal ve zihinsel potansiyellerini koruyup ileriye taşıyan başlıca mimarlardır. Mimarlık ölçü ve tutku işidir. Yetişkinlere, çocuklarının geleceğine dair en büyük dileklerinin ne olduğu sorulduğunda çoğundan ‘kendi ayakları üzerinde durabilme’, ‘mutlu ve başarılı olma’ cevapları alınır. Yeni çağın dikkat çeken ve bir o kadar dikkatleri çalan gösterişli enstrümanları bu istek ve amaçları önemli ölçüde gölgelese de mutlu çocuk yetiştirmenin kendi mutluluklarından geçtiğini fark edenler için hayat sayısız ilham kaynağıyla doludur. İnsan kendi değerini, diğer insanların değerini, canlılığın mucizesini, yaşama hakkını ve onurunu ne kadar küçük yaşta algılar ise geleceği adına o denli sağlam ve şefkatli adımlar atar. Çocukların canını çok ama çok yaktığımız bu dünyada huzur ve anlayış kayıplara karıştı. Herkesin ihtiyaç duyduğu arkadaşlık ve güven kavramları yaralı. Yarayı sarmak için tüm bu kavramlara onarıcı bir tutumla yaklaşan, parlak dokunuşlara sahip, etkileşimli okumaya elverişli kitaplardan bahsedeceğim bugün. İnsana ve hayata aşinalığı duyumsatacak, yaşamı güzelleştirmeyi kolaylaştıracak dört kitaptan…
∗∗∗
BANA ÖYLE BAKMA, yedi ayrı dile çevrilmiş ve farklılığını keşfeden tüm çocuklara adanmış etkileyici bir farkındalık kitabı. Her çocuğun biricik oluşunun altını çizen ve bu vurguyu görünüş, davranış, hissedişler üzerinden gerçek örneklerle destekleyen anlatı, okurunun üstüne farklı olanın duygu giysisini geçiriyor. Kararlı ve haklı ifadeler ile her sayfada üstümüzdeki giysi biçim değiştiriyor. Çocukların kendilerinden farklı olduğunu düşündükleri kişileri ezmeden, üzmeden hareket etmeleri mutlu bir yaşamın anahtarı. Bize benzemeyene gözümüzü dikip baktığımız yerde zihnimizi dürtüp odağımızı değiştiren yazarın dili net ve etkili. Çizerin çizgileri sımsıcak ve samimi. Bu sayede kitap dönüştürücü bir güce sahip ve ziyadesiyle yüreklendirici.
ARKADAŞLAR, çocuk edebiyatı alanında ödüllü bir sanatçı olan Van Hout’un siyah zemin üzerinde canlı renk ve çizgileri kullanarak arkadaşlığı anlattığı resimli kitabı. Arkadaşlık kavramı her sayfada yalnız bir sözcükle açıklanmış. Okul öncesi çağdaki çocukların keyif alacağı, çizimlerin ayrıntılarına dalacağı bir çalışma. Metindeki sadelik yetişkinlere yaratıcı yorumlama alanı açıyor. Kitaptaki düşsel canlılar sıkılıyor, birbirine sataşıyor, küsüyorlar ama öyle bir an geliyor ki arkadaşlığın özündeki onarıcı tatlar onlara tebessüm etmeyi ve sarılmayı hatırlatıyor. Sonrası mı? Sonrasını çocuk yüreğinin bilgeliğine kalıyor.
Arkadaşlıkta sataşmalar ve küslükler olağan, kavgaları önce kimin başlattığı ise genelde tartışmalıdır. ÖNCE O BAŞLATTI adlı kitabın çatışma yönetimini esas almış hikâyesi okurlara bakış açılarıyla olayları yönlendirme olanağı sunuyor. Yazar Maùti, Goffredo de’Topis adlı tekerlemesiyle Hans Christian Andersen yarışmasında birinciliğe layık görülmüş üretken bir yazar. Kitapta, yedi yaşındaki kavgacı Tito’nun en sevdiği oyuncağını kırık bulması ile başlayan süreç seçeneklere gebe. Çocuk oyuncağını tamir etmeye çalışabilir ama hakem ya da yargıç arayışına da girebilir. Hatta suçu yansıtabilir. Farklı senaryolarıyla eğlenceli ve düşündürücü bir kurguya sahip olan kitabın resimleri karikatür tadında. Sizce kuralına uygun kavga etmek mümkün mü? Cevabı oyunlarla keşfetmeye ne dersiniz?
Eve Yolculuk adlı kitabıyla geniş kitlelerin kalbinde taht kuran yazarın BİR LEMURDAN NASIL KURTULURSUN? adlı hikâyesinde küçük bir çocuğun yolu sevimli bir lemur ile kesişiyor. Lemurun davranışlarına karşı çocuğun bazı çekinceleri var. Tanış olmak, arkadaşlık kurmak gibi kavramlar yer yer ironiye göz kırparak esprili bir biçimde ele alınmış. Sıra dışı bir arkadaşlık isteğini görmezden gelmek nelere sebep olur? Kaçma isteği yoğun bir ilgiyi beraberinde getirirken karada, suda hatta havada bir kovalamaca başlar. Çocuk lemurdan kurtulduğunu düşünürken önemli bir gerçeklikle baş başa kalır! Dönüş yolunun kalabalıklaştığı ve yolculuğun aşamalarına herkesin aşina olduğu hikâyede aşinalık denen hâl anlayışı beraberinde getirip arkadaşlığa bir şans veriyor.
∗∗∗
Parlak bir zihin zorbadan, duru bir kalp zalimden büyüktür. Bir toplumda okuma kültürü yaygınlaşıp saygınlığa eriştikçe bu yaman karşıtlıkta umutlu dönüşümler gerçekleşir. İyi bir okur, insana ve doğaya, toz zerresine ve evrene, düş ile gerçeğe aşinadır. Ancak ve ancak yaşama aşina olanlar zorluklara karşı direnir, yaşamı sever, savunur ve korur.
İyilikle kalın…