Yeniliklerin evrimsel kökenini anlamak önemli, çünkü bu değişimler canlılığın gidişatını tamamen değiştirebilir. Doğadaki her tür, ona doğru şekilde bakmayı bilirseniz aklınıza hayalinize gelmeyecek gerçekleri size fısıldayabilir.

Yavaş yaşanan bir süreç: Evrim

Evrimin hızı, tarih boyunca en çok ilgi çeken ve tartışılan konulardan biri oldu. Darwin’den bu yana evrimin büyük sıçramalar yapmadığı, kademeli ve yavaş bir değişim süreci olduğu fikri hakim olsa da, ara ara Stephen Jay Gould gibi paleontologlar aslında evrimin uzun stabil dönemlerini bölen hızlı değişim sıçramalarıyla bezeli olduğu görüşünü ileri sürdüler. Bu durum, paleontolojik kayıtlarda kimi zaman karşımıza çıkan, evrimsel anlamda “hızlı” sayılabilecek birkaç milyon veya on milyon yılda meydana gelen büyük değişimleri izah edebiliyordu.  

SIÇRAMALI EVRİM  

Ancak “sıçramalı evrim” olarak bilinen bu hipotez, neredeyse hiçbir zaman kabul görmedi. Tam tersine, sonradan evrimin “modu” ve “temposu” olarak tabir edilen iki hız parametresi tanımlanarak, evrimin değişken hızlarda nasıl yaşanabileceği ve “sıçrama” gibi gözüken kayıtların peleoekolojinin köklü bir biçimde değişmesine cevaben, geçici olarak hızlanmış evrimsel dönemler olduğu anlaşıldı. 

Yeni çalışmalar da bu “sıçramalı evrim” fikrinin altını oyuyor gibi gözüküyor. Yeni yayınlanan bir çalışmada biyologlar, önemli evrimsel değişikliklerin dramatik ve büyük adımlarla değil, kademeli olarak gerçekleştiğini yeniden keşfederek; uçma, görme ve canlı yavru doğurma gibi devrimsel yeniliklerin nasıl ortaya çıktığına dair uzun süredir tartışılan soruya yanıt verdi. 

Sheffield Üniversitesi’ndeki bilim insanları ve Göteborg Üniversitesi ile Avusturya Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’ndeki ekip arkadaşları, görece yakın bir geçmişte yumurtlayan atalardan canlı doğum yapan türlere evrimleşmiş olan bir grup deniz salyangozunun genlerini baştan sona dizileyerek ve bu genleri dikkatlice inceleyerek, bu “hızlı evrim” ve “yavaş evrim” sorusunu çözdüklerini düşünüyorlar.  

Bilim insanları, salyangozların üreme tarzıyla neredeyse kusursuz bir şekilde ilişkili olan 50 geni tespit ettiler ve bunların ortaya çıkış zamanını tahmin etmeyi başardılar. Sonuçlar, bu genlerin geçmiş te farklı zamanlarda yayılarak kademeli olarak biriktiğini gösterdi. Bu da inovasyonun tek bir evrimsel adımla değil, aşamalı olarak gelişebileceğini gösteriyor. Çalışma uzmanlar, doğum tarzındaki bu yeni değişimin hızlı mı yoksa kademeli olarak mı gerçekleştiğini keşfetmek için yeni bir metodoloji kullandılar ve bu metot eğer ki diğer laboratuvarlarca da tekrar edilebilirse, bulguları evrimdeki diğer dramatik değişimleri açıklamayı da mümkün kılabilir.  

EVRİMSEL KÖKENLER  

Önemli yeniliklerin evrimsel kökenini anlamak önemli, çünkü bu değişimler canlılığın gidişatını tamamen değiştirebilirler: Mesela memelilere özgü “canlı doğurma” davranışının memelilerin çeşitlenmesindeki rolü bir düşünün ya da tüylerin kuşların uçmasına yardımcı olması sonucunda yaşananları. Örneğin ikincisi öylesine büyük bir devrimdi ki 66 milyon yıl önce dinozorların tamamı (o dönemin bütün türlerinin %75 ile birlikte) yok olurken, kuşlar hayatta kalabildiler ve dinozorların tek temsilcisi olarak yaşamlarına devam ediyorlar. Ama işte, şimdiye kadar bu büyük değişimleri incelemek için çok az fırsat vardı, çünkü çoğu evrimsel değişiklik çok uzun zaman önce gerçekleşti. 

Memeliler, dinozorlar ve kuşlar gibi “popüler” canlıların yanında deniz salyangozları sıkıcı kalabilir; ama doğadaki her tür, ona doğru şekilde bakmayı bilirseniz, aklınıza hayalinize gelmeyecek gerçekleri size fısıldayabilir. Bu salyangozların da doğum yapma şeklinde meydana gelen en son evrimsel değişimleri, memeliler veya kuşlar gibi daha ilgi çekici canlılardaki büyük değişiklikleri de anlamamızı mümkün kılıyor.  

Uzmanlar, deniz salyangozlarının evrimiyle ilgili elde ettikleri bu sonuçların, biyologların büyük evrimsel geçişlere bakış açısını değiştireceğini ve evrimsel odağı büyük sıçramalardan yine küçük evrimsel adımların kademeli birikimine kaydıracağını düşünüyorlar. Bu sayede birçok organizmanın günümüzde hızla değişen çevre şartlarına adapte olmakta neden zorlandığını da daha iyi anlayabileceğiz. Uzmanlar, bazı türlerin iklim değişikliğinden kurtulması için evrimleşmesi gereken termal tolerans gibi diğer adaptasyonların nasıl ve ne hızla ortaya çıktığını da anlayabilmeyi umuyorlar.