Yerlikaya’ya açık mektup: Yasaklayan değil birleştiren olun
‘Groundhog Day’ diye bir film vardı; 1990’larda gösterime girmiş, dilimize de “Bugün aslında dündü” adıyla çevrilmişti. Bill Murray ve Andie Mc Dowell’ın başrollerini paylaştığı bu romantik komedide hep aynı güne uyanan hava durumu sunucusu Phil Connors’un fantastik hikâyesiydi söz konusu olan. Her gün 2 Şubat’a uyanan bir adamın hikâyesi. Son zamanlarda Phil Connors’unki gülümseten, romantik bir hikâye olmasa da sürekli aynı güne uyanan bir müzisyen olarak kalkıyorum yataktan. Bakıyorum bugün hangi konserler yasaklanmış, hangi festivaller iptal edilmiş? Bunların gerekçeleri ne? Bir üst mahkeme ne karar vermiş?
Yazdıklarımı takip eden değerli okuyucularım bilir, bu köşede yaklaşık üç senedir müzisyenlerin ve sektörün sıkıntılarını dile getirmeye çalıştım. Bu 161’inci yazım sevgili dostlar ve ne yazık ki müziğe karşı takınılan olumsuz tutum ve duyarsızlık azalacağına artarak sürüyor. Ben bu sene 40’ıncı senesini kutlayan bir grubun, Gündoğarken’in kurulduğundan beri bir üyesi olma gururunu doya doya yaşamayı çok isterdim. Ama ne yazık ki böyle bir lüksüm yok. Zira aynı zamanda bir müzik meslek birliği başkanıyım ve 3 bin üyemize bu yasakları açıklamakta çok büyük bir zorluk çekiyorum. Onun için bu sefer İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya’ya seslenmek istiyorum. Sayın Ali Yerlikaya, öncelikle yeni görevinizde başarılar diliyorum.
TALEBİMİZE DÖNÜŞ OLMADI
Yaklaşık beş sene kadar Türkiye’nin en önemli ili, İstanbul’un valiliğini yaptığınız için bence mesleki başarınız tartışılmaz. Sizden sekiz dokuz yaş kadar büyüğüm. Bu yüzden hemen hemen aynı dönemlerde yaşadık, yaşıyoruz desem yanlış olmaz. Fazla vaktinizi almayacağım. Aslında size böyle ulaşmak istemezdim, ama 1 aydan uzun süredir Bakanlığınızın Özel Kalemi’nden telefonla randevu almaya çalıştım. Ardından da 18 Temmuz tarihli -sayı 537- dilekçemizle sizden bir randevu talebimiz oldu, ondan da bir sonuç alamadık. Özel Kaleminizle yaptığım telefon konuşmasında Müzik Yorumcuları Meslek Birliği Başkanı olduğumu, ülkemizdeki hemen hemen bütün değerli sanatçıların (Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Ahmet Özhan, Özdemir Erdoğan, Gülşen, Tarkan, Fettah Can, Leman Sam, Yeni Türkü, İsmail Türüt, Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi ,Kenan Doğulu, Mustafa Sandal, Arif Sağ, Emel Sayın, Athena, Duman, Mabel Matiz, Hande Yener gibi yorumcu ve grupların) üyemiz olduğunu ve de onların telif haklarını temsil eden bu meslek birliğinin yöneticisi olduğumu anlatmaya çalıştım. 40 senelik bir müzisyen olduğumu ve sayın bakanımıza hem bir hayırlı olsun ziyaretinde bulunmak istediğimizi hem de bu festival iptallerinin ve konser yasaklarının önüne geçebilmek için bizlere de düşen bir görev varsa yapmaya hazır olduğumuzu, bunun için İçişleri Bakanımız Yerlikaya’dan bir randevu talep ettiğimizi söyledim. Birkaç gün içinde cevap vereceklerini söylediler ama bir dönüş olmadı.
MÜZİKSİZ HAYAT HATADIR
Arkasından tüm Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR) Yönetim Kurulu Üyeleri’nin imzasıyla bu sefer de yazılı bir randevu talebinde bulunduk. Ona da henüz bir yanıt gelmedi. Ayrıca yönetim kurulumuzda çok değerli insanlar var ama öyle iki isim var ki sayın bakanım. Şimdi sizin de şaşıracağınızı ve hatta biraz üzüleceğinizi tahmin ediyorum bu randevu taleplerimizin göz ardı edilmesinden dolayı… Edip Akbayram ve Belkıs Akkale’den söz ediyorum, ülkemizin yüz akı iki kültür mirasından. Bu çok değerli iki insan yıllardır üyelerimizin hakları için büyük bir özveriyle çalışıyorlar. Ve onlar da en az diğer yönetim kurulu üyelerimiz gibi devletimizin sanatçısıyla bu denli karşı karşıya gelmesinden rahatsızlık duyuyorlar. Biliyorum işiniz başınızdan aşkındır ama müzik birleştirir, müzik dostluktur, sevgidir, barıştır, kardeşliktir. Bu sorunu çözebilecek en yüce makam da sizsiniz. Gelin sizin öncülüğünüzde yeni bir adım atalım. Müziği yasaklayan değil kucaklayan bir içişleri bakanı olarak yer edin milyonların gönlünde… Müziksiz bir hayat hatadır sayın bakanım… Saygılar sunuyorum…