Nurcan Bilge Gökdemir
nurcangokdemir@birgun.netYoksulların “Faruk KOCA” sevdası…
“Beynim attı, gözüm karardı…” Ankaragücü Başkanı Faruk Koca, hakem Halil Umut Meler’i “Seni öldüreceğim” diyerek sert bir yumrukla yere yıktıktan sonra kendini bu sözlerle savundu. Bu yumrukla fitili ateşlenen linç girişimi şans eseri engellendi ve Hakem Meler yüzündeki kırık, vücudundaki tekmelere bağlı darp izleriyle hastaneye kaldırıldı. Yumruğu atan Koca da tansiyonu yükseldiği için stadyumdan hastaneye götürüldü.
Koca’nın, “Beyninin atması” sonucu savurduğu ve tüm tribünleri yangın yerine çevirebilecek, Hakem Meler’in yaşamına mal olacak yumruğunun anlık bir tepki sonucu yaşandığını söylemek mümkün değil. Çünkü aynı isim A Spor’da yayınlanan bir programda bunun anlık bir duygu olmadığının işaretlerini şu sözlerle vermişti:
“Karar merciinde olan hakemler, futbolu böyle yönetmeye devam ederlerse bu son tepkim. Bundan sonra oluşabilecek bir şeyde nasıl tepki vereceğim bende kalsın”
Önceki akşam kendisine “sakladığı” bu tepkiyi Türkiye ile birlikte bütün dünya gördü.
SPORA HİZMETTEN ÖTE
Spor kulüplerinde yönetici olmak çok uzun yıllardır spora hizmet etmenin ötesinde anlamlar taşıyor. Ekonomik gücü elinde tutan çevrelerde yer alanlar, bu kulüplerin etkili isimleri arasına girerek güçlerini artırıyor, işlerini büyütüyor. Sadece ekonomik güç değil elbette, siyasette isim sahibi olmaya, siyasi gücünü artırmaya da büyük katkısı var bu unvanların. Siyasette ön açma, güç artırma gibi kişisel katkısının yanı sıra taraftar gruplarını siyaseten konsolide etme olanağı da sağlıyor.
Bir yumrukla ününe ün katan Faruk Koca da böyle bir isim… İş adamı, müteahhit, AKP’li ve esas önemlisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kirada oturduğu iddia edilen evin sahibi. Tek eksik olan spor kulübü başkanlığını da görünüşte siyasetten uzaklaştıktan sonra unvanları arasına kattı.
YAĞMADAN PAYINI ALDI
AKP Kurucusu olmadan önce Ankara’da çok büyük ölçekli olmayan inşaat işleri ile uğraşan bir isimdi. Erdoğan’la yakınlaştıktan sonra Erdoğan’ın Ankara’da oturduğu evin sahibi olarak ünlendi. Erdoğan 2003’te Başbakan olduktan sonra ”Halkın adamı” sıfatıyla Başbakanlık Konutu’nda oturmayacağını, Ankara’daki daha düşük gelir grubundaki insanların yaşadığı Keçiören semtinde oturmayı tercih edeceğini açıkladı. Her ne kadar Keçiören denilse de Ankara’da geçmişin seçkin semtlerinden olan, bahçeli evleriyle hala o özelliğini büyük ölçüde koruyan Subay Evleri’ndeki bu evin sahibi Faruk Koca idi. AKP kuruculuğu ve iki dönem milletvekilliği yapan Koca da Erdoğan’ın üst katında oturdu uzun yıllar. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra evini boşaltmasının ardından Koca da bir süre sonra bu semtten taşındı.
Bu yakınlıkla hem siyasi gücü hem işleri büyüdü. Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in ”Parsel parsel” yağmasından nasibini alarak kentsel dönüşüm projeleri ile daha da büyüdü. Ankara’nın en büyük projelerinden biri olan Dikmen Vadisi projesini üstlenen müteahhitlerden biri olarak gücüne güç kattı. Yeni gelişen Beytepe dolayında lüks projelere imza attı.
HEP YAKININDA OLDU
Büyümenin getirdiği hedef olma riski dolayısıyla Koca 2007’den sonra aktif siyasetten uzaklaştı ama her zaman ve hala Erdoğan’a en yakın isimlerden biri oldu. İlişkileri Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki buluşmalarla sürdü.
Erdoğan’a yakın olmanın sağladığı güce karşın ismini işadamı ya da müteahhit olarak sürdürmekle yetinmeyen Koca, eksiğini kulüp başkanlığı ile tamamladı. Böylece etki alanını yeniden genişletti ve Ankaragücü Başkanlığı gibi sihirli bir anahtarla Ankara’da açamayacağı hiçbir kapı kalmadı.
2021 yılında gerçekleştirilen olağan genel kurulda 1058 oyun 802'sini alan Koca, MKE Ankaragücü Kulübü Başkanı seçildi. Koca, yönetiminde iki kadına yer vererek çok alışılmadık işler yaptı. Ekonomik olarak dezavantajlı kesimlerden oluşan taraftar gruplarını kontrol edebilmek için bir kadın yönetim kurulu üyesini görevlendirdi. Bunlar olumlu işler olarak öne çıkarken bir de Türkiye Futbol Federasyonu tarafından Fairplay Ödülü’ne layık görülerek “centilmenliğinin” altını çizdi.
Açıktan dillendirilmese de Koca’nın başka hakemlere, sınırda görevli bir polis memuruna yönelik şiddete varan tavırları biliniyordu. Ancak "Fairplay ödüllü" bu siyasetçi, iş adamı, müteahhit ve spor adamının bu ödülü ne kadar hakkettiği Trendyol Süper Lig’in 15. haftasında MKE Ankaragücü, Çaykur Rizespor maçından sonra tartışmalı olmaktan çıkıp yanıtı buldu. Bu yanıt, korumalarıyla saha içinde koşan ve hakem Meler’i ölümle tehdit ederek yumruklayan bir başkan görüntüsünde geldi.
Güç, hele de Saray’a yakınlıktan devşirilen güç kolay kolay hazmedilebilen bir şey değil. Buna ekonomik güç, Süper Lig’in büyüklerinden biri olan bir takımın başkanlığı da eklenince ayakların yerden kesilmesi mümkün. Faruk Koca işadamlığında, siyasette, güç odaklarına yakınlıkta başarılı bir yaşam öyküsüne sahip. Paraya, siyasette perde arkasında bile olsa etkiye sahip, bir işaretiyle milyonlarca taraftarı harekete geçirebilecek bir koltuğu var. Onun hikayesi bir yumrukla kesintiye uğrasa da kaybedecekleri çok büyük şeyler değil.
KOCA’NIN DESTEKÇİLERİ
Bu fotoğrafın bir başka figürü var, Ankaragücü taraftarları… Ankara’nın yoksul semtlerinde yaşayan, sosyoekonomik açıdan dezavantajlı kesimler bu taraftar grupları içinde en etkilileri. Kale arkasında oturmalarının yanısıra sınıfsal konumları dolayısıyla da kendisine Gecekondu ismini takan grup, siyaset ve ticaret ile oluşan bu gücün en büyük destekçileri. Koca, Hakem Meler’in yumrukladı, en büyük hamisi Erdoğan bile partiden ihracını istedi ama taraftarlar destek için Koca’nın kaldırıldığı hastanenin kapısında toplandı. “En büyük başkan” sloganlarına “Eline sağlık” dilekleri eşlik etti. “Bir kişiye 5-6 kişinin saldırmasını delikanlılık raconuna uygun görmediğini” söyleyeceği kesin olan bu gençler, Meler’e yapılanı haklı görmesi bir yana, yetersiz bulduklarını bile ifade ettiler.
Sosyal medya üzerinden Gecekondu’nun yanısıra, yine Ankara’nın gecekondu semtleri arasında simge olan bir başka bölgenin ismini taşıyan Yenidoğan, Beç, Sağ Kapalı, Genç Güçlüler, Başkan Koca’ya destek mesajları yayımladı. Bu mesajlarda “KOCA sevdamız” denilen Başkana olan sevgi dile getirilerek “Bu yumruğu unutmayın” ifadeleriyle örtülü uyarılarda da bulunuldu.
Soru çok, merak edilen çok, bu sürecin nasıl biteceğini konuşuyor herkes. Ama benim aklıma işsizlik, gelir dağılımı bozukluğu, geleceksizlik, ayrımcılık, eğitim, sağlık, barınma hakkından mahrum bırakılma karşısında çok görülmeyen bu karşı koyuşun futbol söz konusu olduğunda nasıl ortaya çıktığının yanıtı takıldı...