“Köydeki evleri yakılınca Nasır Öğüt küçük çocuklarını camdan dışarı çıkarıp kurtarmaya çalıştı. Ama askerler izin vermedi, hepsi yanarak öldü.”

En küçüğü 2, en büyüğü 14 yaşında yedi çocuk, hamile bir kadın ve çocukların babası, 23 yıl önce evlerinde yakılarak öldürüldü. Görenler olayı böyle anlattı.

Aynı aileden 9 kişi Muş'un Korkut ilçesine bağlı Vartinis köyündeki o evde hayatını kaybetti.

Çocukların ablası, Aysel Öğüt, aileden hayatta kalan tek kişi oldu.

Ailesini kaybettiği o gün, 2 Ekim 1993'te Aysel 16 yaşındaydı.

“BURAYI BAŞINIZA YIKACAĞIM”

2 Ekim 1993 sabahı askeri birlikler, kırsal alanda operasyon gerçekleştirdi. Köyde yaşayanlar da bu operasyon nedeniyle tedirgin oldu çünkü komutan, operasyonda ölen astsubayın cenazesiyle köye gidip “Burayı sizin başınıza yıkacağım” dedi.

Köylülerden bazıları evlerini o geceliğine terk etti, ancak hayvanlarını bırakamayanlar, çocuklarını taşıyamayacak olanlar, yani Öğüt ailesi gibi küçük çocukları olanlar mecburen köyde kaldı.

Gece önce araç sesleri duyuldu. Ardından silah sesleri. Bazı evler yanmaya başladı. Biri de Öğüt ailesinin eviydi.

EV “İKİ GÖZ” DİYE

Nasır Öğüt hem çiftçilik yapıyor hem de kapı-pencere gibi marangozluk işleri yaparak hayatını kazanıyordu. İlk evliliğinden sekiz çocuğu dünyaya gelmişti. Çocuklarının en büyüğü Aysel evlendikten kısa bir süre sonra annesi Zülfinaz öldü. Nasır Öğüt, ikinci eşi Eşref Oran ile evlendi.

Aysel Öğüt de amcasının oğluyla yeni evlenmişti, bir çocuğu vardı, yakındaki başka bir köyde yaşıyorlardı. Olayın gerçekleştiği günün sabahı ailesini ziyaret etmek için Vartinis’e gitti.

Ama babasının evi “iki göz” olduğundan, bebeği ağlar da babası rahatsız olabilir diye o akşam kalmak üzere amcasının kızının evine gitti. Ailesiyle birlikte yanmaktan tesadüfen kurtulmuş oldu.

Köydeki erkekler evler yakılırken meydana toplanmış, elleri başlarının üstünde, diz çökmüş halde bekletilmişlerdi. Olayın görgü tanıkları “evin alevler içinde olduğunu, imdat çığlıklarını duyduklarını” anlattı.

“Köydeki evlerde kara demirden pencereler var, demirlerin arası bir çocuğun rahatça geçebileceği kadar.”

Tanıklar Nasır Öğüt’ün çocuklarını camdan dışarı çıkarmaya çalıştığını ancak askerlerin izin vermediğini, çocukların alevler içinde kaldığını mahkemede anlattı.

Mahkeme demişken…

Muş Cumhuriyet Başsavcılığı, evin PKK tarafından yakıldığını söyleyerek dosyayı kapattı. Aysel Öğüt’ün 2003’te yaptığı ikinci suç duyurusu üzerine dosya yeniden incelendi, yıllar sonra dava açıldı. 2016’daki karar duruşmasında, “kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermekten” yargılanan tüm sanıklar beraat etti.

Karar duruşmasında bir gün önce, Aysel, “23 yıldır bu günü bekliyorum” demişti.

Dosyanın taşındığı Yargıtay etkili bir soruşturma ve kovuşturma yapılmadığını belirterek yargılanmanın yenilenmesi gerektiğine hükmetti ve dava yeniden görüldü.

Sonuç değişmedi: Geçen hafta Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi, zamanaşımı üzerinden iki aylık bir süre geçtiğine, bu gerekçeyle davanın düşürülmesine karar verdi. Zaten davanın tek sanığı Bülent Karaoğlu da halen firariydi…

Aysel Öğüt şimdi 46 yaşında. 30 yıllık adalet arayışının sonuna geldi. Adalet, bir kez daha “zamanaşımına” uğradı.