“İktidar dalkavukluktan hazzetmeye başladığı zaman, şeref daima ayaklar altında ezilmiştir.”

William Shakespeare


Bugüne kadar defalarca gözlemlediğim bir şey var: Yaşamında kayda değer hiçbir meziyeti, başarısı olmayan insanlar genelde yaşamları boyunca oradan oraya savrulup duruyorlar. Her zaman gücün yanında durmayı tercih ediyor ve kendilerince güçlü olanın yanında oluyorlar. İşin ilginci bu sözünü ettiklerimin hepsi o gün yanında oldukları ‘güçlüler’ tarafından kabul görüyor, seviliyor ve hatta ödüllendiriliyorlar.

***


Dünyalar güzeli insan, yönetmen Ahmet Uluçay 1953 yılında Kütahya-Tavşanlı'nın Tepecik beldesinde doğdu. Çocukken sinematografın icadından haberi olmadan önce fotoğrafın hareket edebileceğini düşündü. İlkokuldayken köyüne gelen bir seyyar sinemacı sayesinde sinema ile tanıştı. Daha sonra bundan “Lumiere kardeşler sinemayı icat etmeselerdi bile bunu Tavşanlı'da biz yapacaktık” diye söz edecekti. 12 yaşındayken arkadaşı İsmail Mutlu ile film makinası yapmaya başladı. Üç yıl sonra, uzun metrajlı ilk ve tek filmi Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak filminde de anlattığı gibi ahırda köy halkına filmler göstermeye başladı. Sinemalarda çöpe atılan film karelerini birleştirdi, insanlarla paylaştı. Köyünde “Tepecik Köyü Arkadaş Sinema Grubu'nu” kurdu. Tavukçuluk, kamyon şoförlüğü, inşaat işçiliği gibi işlerde çalıştı. 1993 yılında Almanya'dan gelen bir gurbetçiden aldığı VHS kamera ile ilk filmi “Optik Düşler”i çekti.

Çocukluğundan esinlendiği ilk uzun metrajlı filmi Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak'ı çekekerken, geçimini sağlamak için bir yandan hamallık yapıyordu. Ahmet Uluçay'ın bu filmi 26. Montpellier Akdeniz Filmleri Festivali'nin büyük ödülünü kazandı. İstanbul Film Festivali'nde en iyi film seçildi. San Sebastian Film Festivali'nin en iyi ikinci ödülü Altın Denizkabuğu'nu aldı.

Uluçay'ın son filmi yarım kaldı. Bozkırda Deniz Kabuğu filminin çekimlerine 2007'de başlamıştı ancak beyin tümörü nedeniyle İstanbul'da tedavi görürken zatürreye yakalanarak 30 Kasım 2009'da öldü. Mezarı köyünde; Tepecik'te.

***

Wikipedia ve sayısız internet sitesinden taramalarımdan sonra bulduklarımla devam edelim:

Savcı Sayan, yirmi dört çocuklu ailenin 12 çocuğu olarak Ağrı'nın Tutak ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğreniminin ardından -hangi üniversitede olduğunu ve bölümünü bulamadım- İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'ni bitirdi. Bir süre -nerede ne zaman bulamadım- öğretmenlik yaptı. Bir süre --nerelerde olduğunu bulamadım- öğretmenlik yaptı. Bölgedeki töre cinayetleri ile ilgili yazdığı makaleler -ben bulamadım- çeşitli gazetelerde yayımlandı. Sayan, ayrıca gençlik üzerine kitaplar yazdı. (Bunların hiçbirini bulamadım. Sayılı buldum o da zaten bir tane: Uzun Adam Gençliği. Kimi yazdığı zaten adından belli.)

***

1996-2000 yılları arasında CHP İl ve İlçe Gençlik Kollarında MYK üyeliği yaptı. 1999 ve 2004'te CHP'den Tutak belediye başkan adayı oldu. 2015’te CHP'den AKP'ye geçti. İzmir'den milletvekili adayı oldu, seçilemedi. Aynı yıl evet yanlış okumadınız, AKP'ye geçtiği yıl yukarıda sözünü ettiğim kitabı yayımladı. 2019 Türkiye Yerel Seçimleri’nde AKP Ağrı Belediye Başkan Adayı oldu ve seçildi.

Türkiye Savcı Sayan'ın 2011 yılında, Deniz Baykal istifa açıklamasını yaparken ağladığı performansı ile tanıdı.

AKP'ye geçip İzmir'den milletvekili olduğu dönemde CNN Türk'te çalışan Mirgün Cabas tarafından canlı yayından kovulan Sayan geçtiğimiz gün, artık evi gibi olan CNN Türk ekranlarında tarihi performanslarından birine imza atıyordu.

“Biz CHP'deyken her 2 Temmuz'da Alevilerle Sünnileri birbirlerine düşürmek için Sivas'a giderdik” ile başlayan performans “A4 kâğıtlardan seccade yapıp namaz kılardık” ile devam etti. Sayan, bu son performansı ile yine dillerden düşmeyeceğe benzer.

CHP'nin Genel Merkezi'nde bile mescit olduğu biliniyor; yazıldı çizildi. Ben başka, ufak, minicik bir çalışma yaptım.

67x133 cm boyunda bir seccadeyi internette saniyesinde buldum. Fiyatı 99 TL. Bir A4 kâğıt aşağı yukarı 21x30 cm ölçülerinde. Aşağı yukarı 14 sayfadan bir seccade yapılabiliyor. Ayrıca onları birbirine yapıştırmak için kullanacağımız bant var. Hadi o da bizden olsun. Devam edelim...

1250 yapraklık bir koli A4 kâğıdın fiyatı 199,95 TL. 1250'yi 14'e böldüğümüzde çıkacak sayı ise kaç kere kâğıttan seccade yapabileceğimizin sayısı olacaktır. Yuvarlarsak 90 çıkıyor. A4 kâğıdın canı nedir ki, bir vakitte bir A4 seccade parçalanır. Demek ki 90'ı 5 vakite bölersek bir top kâğıt kaç günde bitecek onu bulacağız: 18!

18 günde 199,95 liralık A4 kâğıt harcamak yerine 99 liraya seccadeyi almak her şekilde daha akıllıca.

Hem paranız cebinizde kalır, hem de AKP'nin orman yok etme geleneğini sürdürmemiş olursunuz.

***

Her fırsat bulduğumda dile getirmeye çalışıyorum. Bu ülkenin aydınıyla, sanatçısıyla uğraşmayın. Karpuz kabuğundan gemiler yapan sanatçı Ahmet Uluçay bundan 200 sene sonra da unutulmamış olacak, ancak A4 kâğıttan seccadeler yapan siyasetçi Savcı Sayan bugüne kadar yazıp, yönetip oynadığı fıkralara rağmen üç beş yıla hafızalardan silinecek.