İnsan türü çok hızlı ve sağlıksız üredi. Gün geçmiyor ki şaşırılacak aptallıklar karşımıza çıkmasın. Bunları söyleyip yazınca da üsttencilikle, kibirlilikle, küstahlıkla suçlanıyorsunuz. 

Artık benim beklentilerim çok düştü. Karşımda çok üstün zekalar beklemiyorum. Tüm alfabeyi baştan sona takılmadan sayabilen, Türkiye’nin herhangi on ilini takılmadan arka arkaya sıralayabilen, başkent neresi, hiç takılmadan söyleyebilen ve bunların hepsini aynı anda değil, sadece bir tanesini bile becerebilen kişiyle yine de diyalog kurabilirim gibi geliyor. Ama görüyorum ki günümüzde bunu bulmak da zor. 

Hıyarın birinin Atatürk posteriyle olan sinir bozucu videosu geçtiğimiz haftanın gündemiydi. Evladım olsa eldivenle sevmem, öyle de antipatik bir çocuk. Çocuk önce gözaltına alındı, sonra da tutuklandı. Sosyal medya hesabımda “Cahil bir çocuktan nasıl bir militan yaratılır! Bu çocuğun tutuklu yargılanması hukuksuzluktur!” yazdım. 

Vay efendim bir linç, bir linç! 

Yahu kardeşim, ben fikrimi yazmıyorum ki. Hukuki bir durumdan bahsediyorum. Konu tartışmaya kapalı yani! Bu durum hukuksuzdur! Nokta! 

***

Bakın neler yazmışlar, bazılarını paylaşayım: 

“Cahil bir çocuk dediğin kişi seneye oy kullanacak yaşa girecek. Kendisine yapılan tüm işlemler gayet hukuk çerçevesinde.” 

(Bunu yazan bir siyasi partinin genel başkan yardımcısı!) 

“Benzer bir hassasiyetinizi 16 yaşındaki çocuk (yazıyla onaltı) tutuklanırken de görmedim, okumadım. Hassasiyetleriniz, kanunun uygulanması refleksleriniz kişiye özel midir Güvenç Bey? Çifte standart tehlikeli bir yaklaşımdır.” (Bunu yazan bir doktor. Bana söylüyor bunu! Bana! Yahu kardeşim cevap yetiştireceğin adamı bir aç incele önce!) 

“Hadi canım cidden mi? Ailesinin görüşünü yansıtıyor üstelik 12 yaşında çocuk gelinlerin olduğu ülkede yetişkin sayılır. Geçiniz bunları. Yaptığı affedilemez.” 

(Ben sizinle fikir tartışması yapmıyorum ki. Hukuk var, kanun var! Açın okuyun.) 

“17 yaşında yaptığı hareketlerin sorumluluğunu alması gerekiyor.” 

(Tutuklanması yanlış diyorum, siz ne diyorsunuz.”) 

“Hangi kanun maddesine göre? Biz de öğrenelim.” 

(Bunu buraya yazabildiğinize göre internet erişiminiz var. X kullanabildiğinize göre Google’da arama da yapabilirsiniz. Yapınız! Ayrıca zaten sonraki paylaşımlarımda nedenini yazmışım.) 

Bu kadar örnek seçebildim, yerim dar. 900’den fazla cevap var! Çoğunluğu böyle. Bir de annemle, ebemle ilgili falan fikir beyan edenler var. Onlar zaten blok mezarlığının en dibini boyluyorlar hemen. 

*** 

Çok sayıda hukukçu bu tutuklamayı doğru bulmuyor. Hatta avukat Hüseyin Ersöz daha tutuklama yapılmadan önce, çocuk gözaltına alındığında şöyle diyor: 

“Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik hakareti asla tasvip etmeyiz ancak ‘çocuk’ şüpheliye gözaltı işlemi uygulanmasını da hukuken doğru bulmuyorum. Tıpkı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasyla gözaltına alınan diğer ‘çocuklar’ gibi… Çocuklarımız hata yapabilirler, onları topluma kazandırmak asli amacımız olmalı. Atatürk’e hakaret de sıradan bir kişiye hakaret de kanunlarımızda suç olarak tanımlanmıştır. Suç olan bir eylem gözardı edilemez, üstü örtülmez. Ancak çocuklar suç işlediğinde uygulanacak özel düzenlemeler vardır. İfadesi alınabilir, iddianame düzenlenebilir, yargılanabilir ama tekrar ediyorum, ‘gözaltını’ doğru bulmuyorum. Olayı ‘hukuki boyutuyla’ değerlendirmek isteyenler için mevzuatı da şuraya bırakayım: ‘Çocuk henüz bedensel, ruhsal ve sosyal yönlerden erginliğe ve olgunluğa ulaşmamış bireydir. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde ‘çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır’ tanımı yer almaktadır.” 

Hüseyin Ersöz, şu anda hukuksuz bir şekilde demir parmaklıkların ardında esir olan gazeteci Barış Pehlivan’ın da avukatı! 

Tekrar tekrar söylemek şart: 

Hukuk sadece bizim işimize geldiği zaman değil, her zaman gerekli. Aklı başında insanlar olup hukukun üstünlüğünü sonuna kadar savunmak zorundayız. 

Yani; 

Barış Pehlivan’a özgürlük! 

O salak çocuğa da özgürlük! 

Şimdi de bu yazımdan dolayı beni yerden yere vuranlar olacak ve hatta “Sen Barış Pehlivan ile o çocuğu nasıl kıyaslıyorsun” falan diyecekler. Bak yapmayın, vallahi kalp kırarım! 

Hepinize güzel bir hafta dilerim. Artık ne kadar güzel olabiliyorsa!