Alanya'da derin sessizlik

Alanya'da haftanın maçı... Bir tarafta liderlik koltuğunda oturan ev sahibi, diğer köşede son haftalarda tırmanışa geçen ekibi Medipol Başakşehir... Yeni kuşağın en çok heyecanlandıran iki hocasının kapışması merakla bekleniyor, 90 dakika sonucunda tabelada yazacak sonuç tüm şampiyonluk adaylarını ilgilendiriyor.

Santra öncesinde Akdeniz temsilcisi beklenen 11'iyle sahada. Efecan- Bakasetas- Fernandes- Cisse quarteti bakalım yine sahne alabilecek mi? İlk haftalarda işin savunma, sonradan da hücum tarafını halletmiş gibi gözüken Erol Bulut'un, özellikle dört atlısının formu müsabaka için önemli gözüküyor. İstanbul ekibinde Gulbrandsen kulübede, Elia çimlerde başlıyor. Okan Buruk, Mehmet Topal ile Azubuike'yi sahaya sürerek bu kritik virajda sanki dizginleri daha ilk dakikadan eline almayı hedefliyor.

Dengeli başlayan mücadelenin ilk çeyreğinde sakatlanan son haftaların formda oyuncusu İrfan Can, yerini Robinho'ya bırakıyordu. Sambacı'nın girişiyle takımın akoru bozulmuş gibiydi. Belki bunun da etkisiyle giderek rakip sahaya daha çok yerleşen ev sahibi, son vuruşlarda etkisiz kalıyordu. Deplasman ekibi devre boyunca Visca'nın ayağına bakarken, duran toplar dışında rakip kalede görünmüyordu. İkinci yarı kalite acaba yükselecek miydi...

İkinci 45 dakikanın ilk düdüğünü müteakip Alanyaspor, adeta oyunu öbür tarafa yıkıyordu. Öyle bir hava vardı ki satrançtaki gibi beraberlik teklif edilse, Buruk anında kabul eder, Bulut ise oynayalım derdi. 60'tan sonra tablo biraz tersine dönüyor, İstanbul ekibi kontrolü eline alıyordu.

66'da Robinho'nun muhteşem pasını Visca bitirememişti. 78'de yine aynı futbolcu yoktan var ediyor, daracık açıdan şutu tehlike yaratıyordu. Son bölümde önce Salih, ardından Cisse çerçeveyi bulamayınca mücadeleden gol sesi çıkmıyordu.

Dağ fare doğurdu desek yeri. Bir yerden sonra çimlerdeki "ne şiş yansın, ne kebap" anlayışı dikkat çekiciydi. Yine de her iki ekibin de takım savunması, bu ligin çok ötesinde yalan yok, rahat yenecekleri ekip çok!