Almanya’nın Ukrayna’ya şu anda dünyanın en iyi taarruz silahı olarak bilinen Leopard 2 tanklarını biran önce vermesi için yürütülen kampanya son günlerde olağanüstü bir hız ve yaygınlık kazandı. Bu konuda son sözü söylemesi gereken sosyal demokrat Federal Şansölye Olaf Scholz, kendisini her taraftan kuşatan, sıkıştıran bu kampanyaya karşı halen direniyor gibi görünüyor. Son olarak yaptığı açıklamada bu konudaki taleplere ilişkin klasik yanıtı tekrarladı. Bu konudaki müttefiklerden bağımsız bir adım atmak istemediklerini, ortak karar alınması gerektiğini vurguladı. Ardından da “herşeyden önce kendimizi yüksek sesli çağrılara kaptırmayacağız!“ dedi.


Ancak bu tavrıyla hem Transatlantik ittifakı içinde, hem de kendi ülkesinde, hatta başında olduğu koalisyon hükümetinde ve hatta kendi partisi içinde bile giderek yalnız kalıyor. Bu savaşın “mutlaka Ukrayna’nın nihai zaferi“yle bitmesi gerektiğini savunan ana akım medyadaki yaygayara bakılırsa bu zaferin gecikmesinin tek nedeni Leopard 2 tanklarının halen teslim edilmemiş olması. Sadece Ukrayna ya da Polonya, Baltık ülkeleri gibi müttefik ülkelerden değil, Almanya’dan da çok sayıda yetkili politikacı bunu açıkça dile getiriyor, dahası Rus saldırıları sırasında yaşanan ölümlerin, tahribatların sorumlusu olarak da “Scholz’un tereddütü“ gösteriliyor.

***

ABD, İngiltere ve Fransa gibi ittifakın güçlü ülkeleri Ukrayna’nın hizmetine ağır silah sistemleri, savaş teknolojisi, cephane sunuyor, ancak kendi ürettikleri Leopard 2 ayarındaki tankları henüz vermediler. Kimi yorumculara göre bu silahların Rusların eline geçmesinden çekiniyorlar… Bu konuda kesin bir bilgi yok.

Ancak Almanya’ya yönelik baskılar, savaşta Almanya’yı doğrudan çatışmaların bataklığına sokmayı hedefliyor sanki. Scholz’u bu konuda en çok sıkıştıranlar da koalisyon hükümetinin Yeşil kanadı. Bir yıl içinde hepsi de “askeri uzman“ kesilen partinin tüm üst düzey yöneticileri, bakanlar Ukrayna’dan gelen talepleri tartışmasız destekliyorlar. Son olarak Polonya’nın Almanya’yı, daha doğrusu Scholz’u çok zor durumda bırakan çıkışına ilk destek yeşillerin liderlerinden, Federal Şansölye Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Robert Habeck oldu. Tabii hükümetin liberal kanadı, merkez sağ muhalefetten ve bir yığın batı başkentinden de benzer destekler onu takip etti. Ardından bu konuya daha önce sukunetle bakan SPD’li üst düzey politikacılardan da “Ukrayna’ya silah yardımı konusunda kırmızı çizgimiz yok!“ açıklamaları gelmeye başladı. Bu arada bu konuda Scholz’un politikalarının sadık destekçisi ve “çok başarılı bir savunma bakanı“ olarak savunduğu Christiana Lambrecht’in bakanlıkta alınacağı ya da istifa edeceğine dair söylentiler yoğunlaşmaya başladı. Neydi Polonya’nın son çıkışı?

“Madem Almanya, Ukrayna’ya istediği Leopard 2 tanklarını vermiyor. O halde biz daha önce Almanya’dan aldığım Leopard’ları vereceğiz.“

Böylece bir taşla iki kuş vurmuş oldular. Birincisi bu tankları bir başka ülkeye verebilmeleri için Almanya’dan izin almaları gerekiyor. İkincisi ordularında Leopard 2 tanklı olan diğer ülkelerin de benzer bir yola gitmelerinin yolu açılıyor.

Bilindiği gibi Almanya, savaşın başından beri ellerindeki Varşova Paktı döneminden kalma Rus yapısı ağır tankları Ukrayna’ya teslim eden müttefik ülkelere Leopard tankları vermişti.

Böylece bu konuda zaten sıkışmış olan Scholz, biraz daha sıkıştı. Çünkü şimdi de gereken izni vermeyerek, Polonya’nın (ve belki onu takip edebilecek diğer ülkelerin) Ukrayna’ya çok önemli ve zaruri yapacağı yardıma engel olmakla suçlanıyor.

Büyük bir hararetle yürüyen bu tartışmanın büyük olasılıkla daha önceki benzerleri gibi sonuçlanabilir.

Hatırlanacağı gibi Scholz, savaşın başında Ukrayna’ya ağır ya da hafif silah verilmemesini savunuyordu. Ama yoğun baskı sonucu bu tavrını değiştirdi. Almanya’nın savaşın ilk haftalarından bu yana Ukrayna’ya verdiği askeri desteğin maddi boyutu milyarca euroyu buluyor. Bunun içinde sadece “savunma amaçlı“ olduğu ileri sürülen ağır silahlar da var. Bu arada bir diğer Leopard’lara göre “daha hafif“ olan Alman tankı “Marder“lerin Ukrayna’ya teslim edilmesi için kesinleşti. Önümüzdeki günlerde “sansar“ anlamına gelen bu hafif tanklardan (ya da diğer bir deyimle “zırhlı muharebe aracı“) 40 tanesi teslim edilecek. Ukraynalıların bunları kullanmasını öğrenip, etkin bir biçimde kullanması için ne kadar süre gerekiyor, bilinmez. Ama eğer bunu başarırlarsa bu silahların da Rusların işini zorlaştıracağı kesin.

***

Rusya’nın II. Dünya Savaşı’na gönderme yapıp “Almanlar yine tanklarıyla karşımızda!“ propogandasından çekinen bir takım “askeri uzmanlara“ bakılırsa bunlar tank değil, piyade birliklerinin emrindeki “zırhlı personel taşıyıcı“ymış. Bunların üç kişilik mürettebatının yanırısa, altı asker taşıyan transport araçları olduğunu savunuyorlar… Tepesinde 20 mm. çapında bir makinalı topu olan bir “transport aracı“!.

Alman halkının halen çoğunluğu Ukrayna’ya ağır silah verilmesine, savaşa bulaşılmasına karşı.

Ancak Alman ordusunun tüm olanaklarıyla Ukrayna’nın yanında yer almasını, bu savaşa bulaşmasını hedefleyen yaygara giderek daha da gürültülü hale geliyor.

Sosyalist ve demokratik muhalefete en çok ihtiyaç duyulan bir dönemde Almanya…

Ve maalesef Sol Parti’nin bu konudaki itirazları, uyaları, protestoları, kendi içlerindeki sorunlar nedeniyle kamuoyuna ulaşmıyor bile.