Galatasaray, hakem kararlarının oldukça tartışılacağı Trabzonspor mücadelesini, Faslı oyuncusunun ilk 50 dakikadaki etkili performansı ile kazandı. Seyrantepe’de başlama düdüğü çaldığında Manchester’da da Guardiola’nın, Sarri’yi konuk ettiği maç başlamıştı Premier Lig mücadelesinde. Takımların kalibreleri ve liglerin oyun karakteri farklı olsa da aynı profilde devam eden 2 maç izliyorduk. City de Galatasaray da ilk 15-20 dakikada rakiplerini […]

Belhanda “Ben de VAR’ım” dedi

Galatasaray, hakem kararlarının oldukça tartışılacağı Trabzonspor mücadelesini, Faslı oyuncusunun ilk 50 dakikadaki etkili performansı ile kazandı.

Seyrantepe’de başlama düdüğü çaldığında Manchester’da da Guardiola’nın, Sarri’yi konuk ettiği maç başlamıştı Premier Lig mücadelesinde. Takımların kalibreleri ve liglerin oyun karakteri farklı olsa da aynı profilde devam eden 2 maç izliyorduk. City de Galatasaray da ilk 15-20 dakikada rakiplerini oyun içinde hapsettiler ve onlara nefes dahi aldırmadılar. Yarım saatler bittiğinde Manchester City 4-0 öndeydi, Seyrantepe’de ise skor tabelasında 1-1 yazıyordu. Tabii ki Guardiola’nın takımı uzun süredir bir arada oynuyor ve karşısında da hocasından pek memnun olmadığı söylenen bir oyuncu grubu vardı, fakat böyle başladığınız bir maçı koparamazsınız maçın sonunda yaşayacağınız problemlere de davetiye çıkarıyorsunuz demektir. Galatasaray’da Onyekuru ve Diagne bir hayli savruktular bu bölümde, ancak asıl tehlikeyi Luyindama-Marcao tandeminde gördük. Özellikle Kongolu ilginç bir oyuncu. Hücum özellikleri savunmaya göre daha iyi bile diyebilirsiniz Türkiye’de geçirdiği kısa süreye bakarak. Topla iyi çıkışlar yapıp hücumu en hızlı şekilde kuracak oyuncuya ulaşabiliyor, fakat yerleşmiş bir hücumu karşılarken göbekteki yerini bırakıp kanatlara oyuncu kovalamaya gidiyor zaman zaman ve onun bıraktığı alanda Marcao ve Linnes çaresiz kalıyorlar. Rodallega bunu çok daha erken cezalandıracağı pozisyonu yakalamıştı aslında, fakat golü kaydetmesi için 30. dakikayı beklemek zorunda kaldı. Luyindama’nın aynı zamanda büyük konsantrasyon ve çok tehlikeli sinyaller veren çevre kontrolü problemleri var. Önemli bir problem de Diagne. Maçın henüz 8. dakikasında gördüğü “aptalca” sarı kartı taşırken önce penaltı için hakemi aldatmaya teşebbüs etmesi sonra da kendi ceza sahası önünde Rodallega’yı arkadan indirmesini açıklamak mümkün değil. Hakem Ümit Öztürk bence onu ilk yarıda soyunma odasına göndermeyerek bir hata yaptı.

Maçın ikinci yarısında, Belhanda’nın ikinci golünden sonra, Galatasaray tüm futbol aklını dolaba kitleyip gitti adeta. Önce, VAR’a başvurulmasına rağmen verilmeyen bir penaltının içinde olduğu 5-10 dakikalık bir baskı yediler, sonra da oyun dengelendiğinde rakibi gafil avlayacak hiçbir hücum organizasyonu geliştiremediler. Portekiz Ligi’nde son haftalarda çıkışa geçerek lider Porto’nun ensesine yerleşen, Avrupa’nın en hızlı atağa çıkan ekiplerinden Benfica, özellikle Estádio da Luz’da eksik Trabzonspor gibi bonkör olmayacaktır.