2022-23 Sultanlar Ligi’nin ilk yarısını geride bırakırken, şu ana kadarki sezonla ilgili genel bir değerlendirme yapmak istedik.

İlk yarının enleri
Fenerbahçe, Sultanlar Ligi’nin ilk yarısını lider tamamladı. (Fotoğraf: Depo Photos)

2022-23 Sultanlar Ligi’nin ilk yarısını geride bırakırken, şu ana kadarki sezonla ilgili genel bir değerlendirme yapmak istedik.

Kadın voleybolunda ulusal anlamda harika geçen bir seneyi geride bıraktık. Önce Şampiyonlar Ligi’nde 2 takımımızın oynadığı final, ardından ulusal takımın katıldığı 3 turnuvanın tümünü zirvede kapatması ve nihayetinde Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda, aynı 2 takımın (Vakıfbank ve Eczacıbaşı’nın) oynadığı final, Türkiye’nin voleybol ülkesi olma iddiasının ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bu süre zarfında, Sultanlar Ligi’nin ilk yarısını da geride bıraktık. Zirvede 1’er mağlubiyetli 3 takım set averajı ile birbirinden ayrılırken, 4.lük koltuğunda geçtiğimiz 3 sezondan farklı olarak yeni bir takım var. Bu arada belirtelim, geçtiğimiz aylarda, Türkiye ve İtalya Kadın Voleybol Ligleri’ni karşılaştırmış ve İtalya’nın, rakipsiz Imoco’ya rağmen son 3 sezonda Türkiye’den çok daha çekişmeli bir lige sahip olduğunu belirtmiştik. Bu sezon ise durum tersine işledi. Aslında Türkiye Ligi’nin çekişme seviyesinde bir değişiklik yok, ancak İtalya’da bir hayli geriye giden bir durum var.

İtalya’da ilk 4 sıradaki takımların aldığı mağlubiyetler birbirine karşı ve hatta sıralı biçimde dağılmış durumda. 2. Milano Imoco’ya, 3. Scandicci, Imoco ve Milano’ya, 4. Novara ise, Imoco, Milano ve Scandicci’ya kaybetti. Yani tam bir “küçük balık büyük balığı yer” durumu var. Lig sonuncusu Trentino’nun 1 galibiyeti var ki bu konuda da İtalya, bu sezon Türkiye’nin önünde değil. Sultanlar Ligi sonuncusu Karayolları da 1 galibiyete sahip. Üstelik bu sezon ilk 4 dışından bir takım, 4. Kuzeyboru’yu mağlup edebildi (Muratpaşa Bld.), İtalya’da böyle bir durum yok. Kısacası biz çekişme anlamında büyük yol kat etmedik, fakat İtalya’nın geriye gidişi, bizi bu sezon onlardan daha izlenir bir lig haline getirdi. Tabii kesin karar için normal sezonun sonunu beklemek lazım.

Fenerbahçe ve Kuzeyboru

Fenerbahçe beklenenin de üstünde bir performans gösterdi ilk yarıda. Vakıfbank ve Eczacıbaşı gibi ilk yarıda sadece 1 mağlubiyet aldılar, fakat ilk yarıda bütün maçlarda puan alan tek takım oldular, zira o mağlubiyetleri, karar setini 15-11 kaybettikleri Eczacıbaşı mücadelesinde geldi. 38 set alıp 8 set kaybettiler ve bu alanda da lider durumdalar. Arina Federovtseva set başına 0.84 ace ile ilk yarının en iyi servis kullanan ismi olurken, Aslı Kalaç da set başına 0.97 blokla ilk yarının en iyi blokörü oldu. Aslı’ya ayrı bir parantez açmak lazım, kariyerinin ikinci yarısında hem Fenerbahçe hem de ulusal takımda çok önemli bir güç haline geldi ve onun bu formu, mevkiisinde çok yetenekli oyuncular olan ülke voleybolunun kalitesine ilave bir katkı sağlıyor. Zehra Güneş’in önceki sezonlara oranla çok da iyi bir sezon geçirmediği göz önüne alınırsa onun bu formu bir nebze endişeleri azaltıyor. Rakamları bir kenara bıraktığınızda da Sarı Melekler’in, şampiyon oldukları bir sezondan sonra yaşadıkları deneyimden başarılı biçimde çıktıklarını söylemek lazım. Antrenör pozisyonunda Zoran Terzic-Stefano Lavarini değişikliği, Brezilyalı pasör Macris’in yerini Bojana Drca’nın alması ve tabii ki yine Çin’de, Tianjin’in yolunu tutan Melissa Vargas’ın yerine transfer edilen, Polonyalı pasör çaprazı Magdalena Stysiak, takımın ritminde bir değişiklik olmasına izin vermedi. Tabii belirtelim, Fenerbahçe şu anda geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi çeyrek finalindeki Imoco eşleşmesindeki formunda değil, bununla beraber o forma da bir daha ulaşabilecekler mi, hatta ulaşmaları gerekli mi tartışılır. Zira o form düzeyinde dahi bir sonraki turda Vakıfbank’a 3-0’ın rövanşında 4-0 mağlup olmuş, hatta Sultanlar Ligi play-off maçında da aynı şeyi yaşayacakken altın seti kazanarak hayatta kalmış, sonra da şampiyonluğa yürümüşlerdi. Kısacası, geçen sezon mart ayındaki o fırtına kendilerine 3 potansiyel kupadan 1’ini getirdi ve belki de bu sezonki plan daha ayakları yere basan ve inişli çıkışlı olmayan bir performans ile daha büyük başarılar getirebilir. 

Kuzeyboru sezonun bir başka çıkış yapan takımıydı. Herkes, takımı Ze Roberto’ya teslim eden THY’nin, son 3 sezon demir attığı dördüncülükten daha yukarı tırmanıp zirveyi zorlayıp zorlayamayacağını konuşurken, Mehmet Bedestenlioğlu’nun takımı onların koltuğuna talip oldu ve sezonun ilk yarısını ilk 4 sıra içinde bitirdi. THY, ligin ikinci yarısını Eczacıbaşı deplasmanında, Kuzeyboru ise PTT’yi konuk ederek açacak ve ardından bu 2 takım İstanbul’da karşı karşıya gelecek. Hemen ardından da Kuzeyboru, Fenerbahçe’yi konuk ediyor. Kısacası ikinci yarının ilk 3 haftası bu 2 takımın sezon sonu bulunacağı yer hakkında hayati önem taşıyor. Kuzeyboru’da 33 yaşındaki Büşra Kılıçlı 46 blokla hem ilk devrenin en çok blok yapan ismiydi hem de Aslı Kalaç’tan sonra set başına en çok blok yapan ismi. Kariyerinin son döneminde müthiş bir form yakaladı ve aldığı sorumluluk da azımsanmayacak seviyede. Büşra, 8. haftada deplasmanda Beşiktaş’ı mağlup ettikleri maçta tam 22 top almış ve yüzde 68’lik bir performansla oynamıştı. Libero Dilek Kınık’tan da bahsetmek lazım. Dilek geçen sezon servis karşılama yüzdesi listesinin 5. sırasındaydı, fakat listenin en çok servis karşılayan oyuncusuydu, bu sezon aynı listenin lideri, hem de yine en çok servis karşılayanı olarak ve yüzdesini daha da geliştirdi. Oldukça pragmatist bir antrenör olan Daniele Santarelli, umarım bu performansı görür ve kendisini, hak ettiği şekilde, en azından VNL’in 1 etabında kadroda, hatta sahada görürüz. Aynı şeyi, formunu sürdürürse Büşra için de düşünüyoruz. 

Eczacıbaşı

Eczacıbaşı, sezon başında, Ferhat Akbaş üzerinden yapılan eleştirilerle çok fazla haşır neşir oldu. Büyük maçlardaki performanslar, ilk 6 seçimleri, Yasemin Güveli’nin uzun süre kenarda kaldıktan sonra geçici olarak kadro dışı kalması derken, kulüp, kamuoyunda nerede ise her hafta tartışmalı konuların odağındaydı. Buna rağmen yılı uzun süre sonra gelen bir kupa, Dünya Kulüpler Kupası Şampiyonluğu ile mutlu olarak bitirdiler. Bu, teknik kadrodan oyunculara herkes için bir nefes alma imkanı verdi. Özellikle sırtında önemli bir yük taşıyan Akbaş ve kaptan Boskovic bu kupaya en çok sevinenler oldular, muhtemelen. Boskovic’e ait en önemli istatistiklerden birisi, son 5 sezonun en düşük sayı ortalamasına sahip olması. Tabii bu onun formsuz olmasından değil, takım arkadaşlarının üzerindeki yükü daha fazla paylaşmasından ileri geliyor. Boskovic ayrıca son 4 sezonun (oranladığımızda) en az set oynadığı ilk devresini geçirdi. Bu noktada son birkaç sezonda oldukça gündeme gelen, Hande Baladın’ın, kendisine oranla aldığı pas sayısına da bakmak lazım. Bu sezon başında Ferhat Akbaş, Hande’ye birkaç hafta çok fazla şans vermedi ve nihayetinde, 7. Haftadaki Beşiktaş maçından başlayarak ikili düzenli olarak beraber oynamaya başladı. Aynı anda ve maç boyunca sahada oldukları mücadeleler göz önüne alındığında Ferhat Akbaş’ın ilk sezonunun ilk yarısında, Boskovic’in yüzde 44’ü, ikinci sezonunun ilk yarısında yüzde 55’i oranında pas alan Hande Baladın, bu sezonun ilk yarısında Sırp oyuncunun yüzde 58’i oranında top aldı. Yıldız smaçörün yaz aylarında yükselen formunun devam ettiği düşünüldüğünde, kendisine daha fazla sorumluluk vermenin, iyi sonuçlar doğurduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, Hande’nin yine formda olduğu bir dönem olan 2020-21 sezonunda (özellikle ocak ayındaki meşhur olimpiyat oyunuları elemeleri göz önüne alınırsa) aynı anda sahada olduklarında Boskovic’in yüzde 67’si oranında top alması da bunun bir göstergesi. Bir not düşelim, Hande, Sultanlar Ligi’nde son 5 sezonun ilk yarılarında, 2 oyuncunun da oyunda kaldığı maçlar göz önüne alındığında en son 2019-20 sezonunun 7. haftasında, Bolu Belediye’yi 3-0 mağlup ettikleri maçta, Boskovic’ten daha fazla top almıştı. O gün Eczacıbaşı’nın Amerikalı pasörü Carli Lloyd Boskovic’e 22 top verirken, Hande’ye 25 top vermişti. O günden bu yana, 5 sezondur, liglerin ilk yarılarında Boskovic’ten daha fazla top aldığı bir maç olmadı (Boskovic’in erken kenara alındığı maçları dikkate almıyoruz). 

Gelecek hafta, yeni yılın ilk yazısında Vakıfbank’tan ve 2023 yılının çeşitli alanlarındaki enlerinden bahsedeceğiz.