Avrupa kupalarında çok parlak bir hafta geçirmememizin ardından ligde ilk 6 sırada yer alan takımlar rakiplerini mağlup ederken Vakıfbank’ın son birkaç maçtaki formu, voleybol kamuoyunda bu sezonki performansları hakkında bazı soru işaretleri yarattı.

Vakıfbank geçtiğimiz çarşamba günü, CEV Şampiyonlar Ligi gruplarındaki üçüncü maçında, kendi evinde Vero Volley Milano karşısına çıktığında kimse maçın sonunda oluşacak skoru tahmin edemezdi. Milano’lu oyuncular ve teknik kadroları dahil. Vakıfbank setleri 17-25, 17-25 ve 16-25 kaybederken sahada hiçbir varlık gösteremedi. 7 hücumda 4 başarı sağlayan Zehra Güneş dışında hiçbir sarı-siyahlı oyuncunun hücum yüzdesi 35’i geçememişti. Rakipte ise hücumda yüzde 45’in altında oynayan oyuncu yoktu ve bu tablo, 14 servis hatası yapan, servis karşılamada da Vakıfbank’a çok büyük bir üsünlük kurmayan İtalyan ekibinin maçı çok rahat bir şekilde kazanmasında çok büyük bir etken olmuştu. Marco Gaspari’nin takımının Guidetti’nin takımına 2’ye karşı 10 blokluk bir performans gösterdiğini söylemek lazım. Geçtiğimiz sezon Vakıfbank’taki smaçör performans tartışılan Nika Daalderop (aşağıda çok daha ayrıntılı bir incelemeye de konu olacak), 11 servis karşılarken yüzde 90, mükemmelde de yüzde 80’lik oranlar tuttururken herkes bunu şaşkınlıkla karşıladı. Daalderop aynı zamanda Egonu’dan sonra en çok top alan isimlerden birisi olmuş (doğal olarak) ve maçı yüzde 67’lik bir hücum yüzdesi ile bitirmişti. Ama istatistiklerden bağımsız olarak en çok göze çarpan şey takımdaki kabullenmişlik ve maça dair umutsuzluğun çok çabuk çökmüş olmasıydı. İkinci setin sonlarına doğru skor 22-15 olduğunda, kenarda sürekli aktif olan Guidetti’nin dahi teknik ekibinin yanına oturarak he şeyi kabullendiğini gördük. Bu, pek görmeye alıştığımız bir tablo değil. Vakıfbank, Şampiyonlar Ligi tarihinde, en son böyle kaybettiğinde  tarih 6 Aralık 2006 idi. 2006-07 Şampiyonlar Ligi A Grubu maçında, Cannes, Istanbul'da 3-0 kazanırken, Vakıfbank yine hiçbir sette 20 sayıyı geçememişti, ama o maç bile Milano maçı kadar tek taraflı değildi. Vakıfbank, bu maçtan 3 gün sonra Aydın deplasmanında da ancak karar setinde kazanabildi. 

Voleybol otoriteleri, takımın uzun süredir bu kadar düşük bir performans göstermediğini düşünüyor. Aslında elinize puan tablosunu ve galibiyet/mağlubiyet sayısını alıp baktığınızda durumun düşünüldüğü gibi çok endişe verici olmadığını iddia edebilirsiniz. Kulüp, rüya gibi geçen ve 5’te 5 kupa ile kapattıkları o harika 2021-22 sezonunun ilk yarısında 2 mağlubiyet almıştı. Şu an ise ligde sadece 1 mağlubiyetleri var. Hatta son 10 sezonun 6’sında Vakıfbank, ligin ilk yarılarını en az 1 mağlubiyetle kapattı. Yani skorlar açısından daha önce hiç yaşanmamış bir durum yok. Üstelik takımın başında, hem aynı maç içinde, hem maçtan maça kısa sürelerde hem de sezonun genelinde, “geri dönüşleri” çok seven ve oyuncularına da bu kültürü aşılayan bir antrenör var. Yani “kötü” bile başlanmamış bir sezonu rayına oturtmak konusunda belki de en az zorlanacak kulüpten bahsediyoruz. Ancak yine de bu sezon, takımı izlerken bize farklı bir hava verdiğinin farkındayız. Bu yüzden de hem genel anlamda hem de biraz derine inip istatistiksel anlamda Vakıfbank’ı masaya yatırıp önümüzdeki günlerin neleri getirebileceği ile ilgili birkaç şey söyleyelim.

Sorumluluklar ve Gabi: 2021-22 sezonunda, lig etabı maçlarında Gabi Guimares’in, pasör çaprazı Isabelle Haak ile ilk 6’da maça başlayıp ondan daha fazla top aldığı sadece 1 maç vardı, 2 maçta da toplar eşit dağılmıştı. İlk 6’da sahaya çıktıkları kalan 20’ye yakın maçta Haak, Gabi’den fazla top almıştı ve bu, üst sıralardaki takımlarla oynanan maçlarda gözle görülür bir hal alıyor, hele Eczacıbaşı ve Fenerbahçe derbilerinde, farkı 2 katına kadar yaklaştırıyordu. Öyle ki Gabi’nin Meryem Boz’un çapraz oynadığı 6. haftadaki Nilüfer Belediyesi maçında ondan daha az pas aldığı dahi olmuştu (14’e karşı 20). 2022-23 sezonunda bu fark daha da belirgin. Gabi, Egonu ile beraber tüm maç boyunca sahada olduğu 21 karşılaşmada hiçbir zaman ondan daha fazla top alamadığı gibi, yüzdenin daha fazla çapraza kaydığını görüyoruz. Bu, Egonu’nun olmadığı maçlarda Aleksia Carutasu sahada olduğunda dahi değişmiyor. Tabii, bu olağanüstü bir durum değil. Günümüz voleybolunda, pasör çaprazlarının hücum gücünü taşıması, özellikle de yıldız pasör çaprazları olan takımlarda her 10 toptan 6’sının onlara gitmesi büyük bir sürpriz değil. Bu sezona gelince ortada büyük bir fark olduğunu görüyorsunuz. Yeni pasör çaprazı Thompson’ın, ilk 12 maç sonunda Gabi’den daha fazla top aldığı maç sayısı sadece 3 ve bunlar birkaç sayılık farkı geçmiyor. Üst sıralardaki takımlarla oynanan maçlarda durum, son sezonlarda olanların tersine işliyor. Gabi, Fenerbahçe’ye 3-1 mağlup olunan maçta 33 top alırken, Jordan Thompson 24 top almıştı. Ayrıca topların Gabi’nin dışındaki 2. smaçöre de daha fazla gittiğini görüyoruz. Vakıfbank, bu sezon sorumluluğu daha fazla dağıtarak bir seçim yaptı, tabii bu Thompson’ın yapabileceklerine de bakılarak yapılmış bir seçimdi. Ama ortada bir önemli bir nokta var. Birincisi kestiğiniz topların, günümüz voleybolunun üzerinden oynanmaya başladığı pasör çaprazından olması ve Vakıfbank’ın Avrupa voleybolunun zirvesini hedeflerken bu mevkiide çok güçlü silahları olan takımlarla mücadele etmesi, ikincisi de ondan aldığınız toplarla smaçörlerin, özellikle de 2. smaçörün ne yaptığı. Bu da bizi diğer maddeye getiriyor.  

2. Smaçör etkisi: Vakıfbank’ın, Gabi dışındaki 2. smaçörünün son 3 sezonda, liglerin ilk yarısındaki servis karşılama ve hücum yüzdelerine baktığımızda ilginç verilerle karşılaşıyoruz. Belirtelim, elbette sezonun geneli ile kader maçları yaklaştıkça yüzdeler ve ağırlığın konulduğu anlar değişebiliyor ve liglerin ilk yarıları, sezonun sonu için asla tek başına belirleyici değil. Bununla beraber içinde bulunduğumuz sezonun ilk yarısını neredeyse bitirmişken, verileri eşit değerlendirebileceğimiz bir sınır koymak zorundaydık. Gabi’yi bu incelemenin dışında tutmamızın sebebi ise 3 sezondur yerinin sabit olması ve diğer smaçörlerin değişmesi.  

2021-22 SEZONU İLK YARISI

Michelle Bartsch-Hackley SK Pozitif % 54 – Mükemmel % 32 Hücum % 42

Tuğba Şenoğlu SK Pozitif % 44 – Mükemmel % 21 Hücum % 51

Derya Cebecioğlu SK Pozitif % 21 – Mükemmel % 21 Hücum % 46 

Takım ortalaması SK Pozitif % 39 – Mükemmel % 26 Hücum % 46

2022-23 SEZONUNUN İLK YARISI

Kara Bajema SK Pozitif % 49 – Mükemmel % 38 Hücum % 40

Nika Daalderop SK Pozitif % 51 – Mükemmel % 31 Hücum % 50

Derya Cebecioğlu SK Pozitif % 33 – Mükemmel % 20 Hücum % 46 

Takım ortalaması SK Pozitif % 44 – Mükemmel % 30 Hücum % 45

2023-24 SEZONU İLK 12 MAÇ

Ali Frantti SK Pozitif % 40 – Mükemmel % 26 Hücum % 35

Bianka Busa SK Pozitif % 35 – Mükemmel % 25 Hücum % 38

İdil Naz Başcan SK Pozitif % 40 – Mükemmel % 27 Hücum % 23 

Takım ortalaması SK Pozitif % 38 – Mükemmel % 26 Hücum % 32

Bu veriler bize, içinde bulunduğumuz sezonun, Vakıfbank’ın 2. smaçör pozisyonundan hem servis karşılama hem de hücum anlamında son 3 sezonun en az katkısını aldığı sezon olduğunu gösteriyor. Servis karşılama yüzdelerinin 2021-22 sezonuna yakın olmasının sebebi Derya Cebecioğlu’nun o sezonun ilk yarısındaki oldukça kötü yüzdeleri. Hackley ve Şenoğlu’nu, Frantti ve Busa ile karşılaştırdığımızda fark daha da açılıyor. Toplamda Nika Daalderop’un en iyi ilk yarı performansını vermiş olması da ilginç bir durum. Tabii, bu rakamlar, kimin hangi zorlu maçta oynadığına veya hangi toplara hücum ettiğine göre değişebilir, fakat üç aşağı beş yukarı, karşılaştırma için eşit şartlar olduğunu da söylemek lazım. Bir de ekleme yapalım, ligin ilk yarısında, Jordan Thompson’ın hücum yüzdesi, Haak ve Egonu’ya göre hiç de aşağı değil hatta Haak’dan iyi durumda, tabii Amerikalı oyuncu, İsveçli ve İtalyan oyuncu kadar top alsaydı, yine de yüzde 51’lik bir oran tutturur muydu, onun yorumunu size bırakıyoruz.  

Vakıfbank son 3 sezondur, Gabi dışında, kadrosundaki 1 pasör çaprazı ve 2. smaçör koltuğuna aday 2 oyuncu dahil 3 köşe oyuncusunu da değiştiriyor. İşin ilginci gelecek sezon için yeni bir değişim rüzgarı konuşuluyor ve buna, sözleşmesi biten Gabi’nin de eklenmesi muhtemel. Bu, köşe oyuncularının tümünün değişmesi demek. Rakip, Fenerbahçe’nin, Arina Federovtseva’nın sezona pek de iyi başlamamasına rağmen onlardan daha iyi bir takım görüntüsü vermesinde, (Vargas’ın kontratından doğan zorunluluk olmasa) bu değişimi neredeyse hiç yapmamasının da etkisi olmalı. Üstelik, onlar, geçen sezonki Anna Lazareva performansı yerine Magdelena Stysiak gibi bir ismi kadroya kazandırdılar ve bu, onların ritminde hiçbir kaymaya yol açmadı. Bağlamadan son bir ekleme yapalım, bu yazıda, Vakıfbank’ın bu sezonki bir başka sorunu orta oyunculara hiç değinmedik, zira orada da net bir handikap olduğu açık, ancak bunu da sonraki yazılara bırakıyoruz. 

Dünya kulüp voleybolunda, artık kendini kabul ettirmiş ve bu tür zor zamanlardan çıkmasını çok iyi bilen, hatta bu konuda uzman olan bir kulüp Vakıfbank. O yüzden yukarıda yazdıklarımız, sezon sonunda çöp kutusuna gidebilir ve harika biten bir sezonun ilk anlarında yaşanan ufak aksaklıklar olarak kalabilir. Bununla beraber, sezon başında, Vakıfbank’ın geçtiğimiz sezonların başına oranla hem istatistikler, hem de takımın saha içindeki havası göz önüne alındığında alışmadığımız bir noktada olduğu aşikar. Bu durumu nasıl lehlerine çevireceklerini göreceğiz. 

Son olarak bizden bir not, düzenli olarak voleybol yorumlarına yer vereceğimiz YouTube kanalımız, Fileloji’ye hepinizi bekliyoruz.