Hafta sonu Antakya’da BirGün Okur İnisiyatifi’nin toplantısındaydık. Türkiye’nin birçok yerinde kendi aralarında örgütlenen BirGün okurları bu toplantıları düzenliyorlar. Gazetenin yazarları bu toplantıların bir bölümüne katılıyor. Ama okur inisiyatifleri asıl toplantılarını düzenli olarak kendi aralarında yapıyorlar.

BirGün okur inisiyatifleri kendi yaşadıkları bölgelerde bir yandan gazetenin satış, dağıtım, abonelik süreçlerini yönetirlerken, belli aralıklarla da gazete çalışanlarını toplantılara çağırarak karşılıklı etkileşimlerle gazetenin çizgisini belirliyorlar. BirGün okurları sessiz sedasız gibi görünse de bir dip dalgası olarak yeni türden bir muhalefet ve toplumsal örgütlenme biçimini hayata geçirmeye başlamış durumda.

Antakya’da Halit Ertürk, Özgür Tıraş, Ekrem Deveci, Bülent Oymak ve Emin Nerguz yürütüyor çalışmaları. Birbirinden farklı siyasi görüşleri ya da aidiyetleri olan kişileri biraya getiren bu toplantılar gazetenin kendisini gözden geçirmesini, yenilemesini sağlayan kaynaklar olmaya başlıyor.

Türkiye’nin dört bir yanında patlayan bombalar çok sayıda işlevin yanında alçakça bir stratejiyi de uygulamaya çalışıyor. Her biri tekil bireylerden oluşan halkı birörnek bir korkunun etkisinde aynılaştırmayı amaçlıyor. Böylece patlayan bombalar tıpkı çoban köpeklerinin koyunları sürü halinde bir hedefe yöneltmesi gibi insanları sürüleştirmeye uğraşıyor. Tekilliklerini unutan ve güruhun içinde kimlikleri silinerek aynılaşmalarını ve korku içinde bir güce doğru itilmelerini sağlamak. Korkunun, dehşetin hüküm sürdüğü zamanlarda insanlar birey olmaktan çıkıp, korunmak için en güçlüye doğru yönelme eğilimi gösterirler. Çok insani ama aynı oranda insanlıkdışı bir amaca hizmet eder bu özellik.

Ya bendensin ya da düşman ikilemi de tam da bu durumun karşılığıdır. Düşman tanımının sınırları belirsizleştirilir ve aslında ondan olmadığında sadece düşman haline getirilir. İktidar ve medyasının CHPHDPPKKDHKPCFETÖ diye kısaltmaları bir araya getirip kullanması da bu yüzdendir. Bu strateji muhaliflerin hayır biz onlarla bir değiliz diye kendilerini ayrıştırmak için çabalamasına neden olur. Kısa süre içinde muhalefet grupları birbirleriyle benzerliklerini ortadan kaldırmak için birbirlerini eleştirmeye başlarlar. CHP kendisini HDP’den ayrıştırmak için HDP’yi eleştirir olur. Bu strateji sadece iktidarın gücünü artırarak sokaktaki insanın sınırları kesin çizgilerle belirlenmiş ve gücü elinde tuttuğunu şiddetle gösterene doğru eğimlenmesine neden olur.

BirGün Okur İnisiyatifleri bu iktidar stratejisini boşa çıkarmak için çok elverişli bir alan açıyor. BirGün’ün hakikat haberciliği çevresinde farklı siyasi gruplar kendilerine temsil olanağı buluyorlar. Böylece farklılıklarını koruyarak bir arada muhalefet etme yollarını tartışabilmek için birlikte olabilmeye başlıyorlar.

Bu anlamda Gezi’nin BirGün’e yüklediği sorumluluğu şimdi BirGün okurları bir tür yetkiye çevirerek pratiğe dönüştürüyor.

Bir arada, birlikte BirGün mutlaka…