Finaller yaklaşıyor

Türkiye ve Avrupa’da normal sezonların sonuna geldiğimiz günlerde, dev takımların birbirleriyle birkaç kez karşılaşacağı harika bir voleybol ziyafeti bizleri bekliyor.

Şampiyonlar Ligi

CEV Şampiyonlar Ligi yarı finalinde karşı karşıya gelen Vakıfbank ve Fenerbahçe’nin Sultanlar Ligi’nde oynadığı son karşılaşma, iki takım arasında, oyuncu bazında fark yaratan mevkiyi de bize göstermişti adeta. Pasör, pasör çaprazı, smaçör ve liberoları arasında, kağıt üzerinde çok fazla fark olmayan iki takımı birbirinden ayıran orta oyuncu pozisyonundan başkası değildi. Sezon başından beri bir türlü istenen formu yakalayamayan Eda - Popovic ikilisinin karşısında, son Fenerbahçe derbisinde 9 blok yapmış ve sakatlıktan döndüğünden beri formunu yükselten Zehra Güneş ile, çok iyi bir Dünya Kulüpler Şampiyonası oynayarak takımdaki önemini bir kez daha hatırlatan Chiaka Ogbogu net bir üstünlük yaratıyorlardı. Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim, yarı finalin ilk ayağında bu ikili toplamda 22 sayı ve 7 blokla oynarken, Zehra, % 64’lük bir hücum yüzdesi tutturdu. Oysa Fenerbahçe takım halinde maç boyu 6 blok yapabilmiş, ve bunlardan sadece 1 tanesi Mina Popovic’ten gelmişti. Eda ise maçı blok yapmadan, -5 verimlilik puanı ve yüzde 20 hücum yüzdesi ile tamamladı. Ulusal takım sezonu yaklaşırken bu performansı bana göre oradaki yerinin de sorgulanması gerektiğini gösteriyor. Şunu da not düşelim, Naz ve Eda arasındaki pas alışverişi sonucu, Eda’nın tek ayak hücumları, Guidetti’nin takımına ezberlettiği rakip varyasyonlarından birisi ve bu ikilinin maçın başından itibaren denediği 10’un üzerinde hücum ancak Vakıfbank oyununu tamamen kabul ettirdiği bir anda olumlu sonuç verdi ki iş işten geçmişti. Bu arada son bir gözlemim de Naz’ın alışık olmadığımız derecede sahada olup bitenden memnuniyetsiz görünmesiydi. Onu takım arkadaşlarının ve hakemin kararlarına karşı bu kadar renk vermesine çok aşina değiliz, ülke voleybolunun efsanesi, sanki perşembe akşamı sahada pek mutlu değildi.

Fark yaratan bir başka nokta ise Arina Fedorovsteva’nın Vakıfbank servis planı sebebiyle olabildiğince maçtan düşürülmesiydi. Rus yıldız, 31 kez karşıladığı servislerde yüzde 32’lik bir mükemmel yüzde ile oyuna tam anlamıyla giremeyince alışmadığımız şekilde 15 sayı barajını dahi geçemedi ve % 28’lik bir hücum yüzdesi ile oynadı. Bu noktada hem Arina hem Eda üzerinden bir kıyaslama yapalım. Sultanlar Ligi’nin ilk yarısında, Fenerbahçe’nin 3-1 kazandığı maçta, Arina yüzde 43’lük bir hücum performansı ile oynamış ve 24 sayı ile maçı bitirmişti. Eda’nın katkısı ise 2 maç arasındaki büyük farkı da anlatıyor. Ekim ayındaki mücadelede Eda 4 blok yapıp, 12 sayı alırken, yüzde 88 gibi çarpıcı bir yüzde ile hücum etmişti. Bu tabloda, Fenerbahçe’nin tüm hücum yükünün Melissa Vargas’a kalması kaçınılmazdı. Kübalı elinden geleni yaptı, ama 5 oyuncunun 10 sayı barajını aştığı Vakıfbank karşısında tek başına ayakta kalması çok zordu. Tabii bu maçın yorumunu Gabi’den bahsetmeden bitirmek imkansız. Brezilyalı şu anda, dünyanın en formada birkaç oyuncusundan birisi ve Isabelle Haak’ın oyun girmekte zorlandığı, ufak bir sağlık problemi de yaşadığı maçta, takımını sürükledi ve son derece hak edilmiş bir MVP ödülü kazandı. 22 sayı, yüzde 42 mükemmel servis karşılama ve yüzde 69’luk hücum yüzdesi, çok iyi istatistikler. Gabi’nin en sevdiğim özelliklerinden birisi de sürprizlerde dolu bir oyuncu olması. Bir voleybol maçına sadece onu izlemek için dahi gidebilirsiniz. Çarşamba günkü rövanş maçında Vakıfbank’ın yine galibiyete yakın taraf olduğunu ve Imoco ile 1 yıl içinde oynayacağı üçüncü final için vize alacağını düşünüyorum.

Lig ve Kupa Volley

Sultanlar Ligi normal sezon karşılaşmaları sona erdi. Son haftanın en çok merak edilen mücadeleleri, Karayolları–Fenerbahçe ile Nilüfer Bld. –Yeşilyurt mücadelesi idi. 16 puanla ligin 12. sırasında bulunan Karayolları kendi evinde Fenerbahçe’ye 3-0 mağlup olunca, gözler diğer maça çevrildi, zira Bursa’da, 15 puanlı ev sahibinin kazanması halinde Karayolları, Yeşilyurt’un ardından küme düşen ikinci takım oluyordu. Yeşilyurt skoru 2-0’dan 2-2’ye getirdiğinde, Ankara’da umutlar yeşerdi, fakat final setini 15-9 kazanan Nilüfer Bld. Puanını 17’ye yükseltip ligde kaldı. Nilüfer Belediye, gelecek sezon 2018’de Polonya erkek takımı ile Dünya Şampiyonluğu’na ulaşmış, şu anda Almanya Kadın Voleybol Takımı’nın antrenörlüğünü yapan Vital Heynen’in yönetiminde olacak ve ciddi bir atılım yapmaları bekleniyor.

Ligdeki play-off ve Kupa Volley’deki yarı final eşleşmeleri ilginç bir görüntüyü ortaya çıkardı. Play-off yarı finalinde karşılaşacak olan Vakıfbank ve Türk Hava Yolları ile Eczacıbaşı ve Fenerbahçe aynı zamanda Kupa Volley yarı finalinde de karşı karşıya gelecek. Yani bu takımlar birbirleri ile minimum 3’er kez karşı karşıya gelecekler. Kısacası İstanbul ve Ankara, nisan ve mayıs aylarında tam bir voleybol şölenine ev sahipliği yapacak.

Yayıncılık Faciası

Yazının sonuna yaklaşırken eleştiri köşemizden sürekli nasibini alan Misli TV’ye yine değineceğiz. Önce ligin 25. haftasında 2 maçın yayınına ilk setin ortalarında girebilen yayıncı kurum, ardından yayınları yurt dışına kapatma gibi bir işe imza attı. Artık voleybol ligimizin, Misli TV üzerinden verilen maçlarını, YouTube üzerinden Türkiye dışından izlemek mümkün değil. Ligin ve oyuncuların ülke dışı hayranlarının giderek arttığı, gelecek yıl yeni yıldızlara ev sahipliği yapacak, sadece 2 Taylandlı oyuncu transferi ile aynı anda 30-35 bin civarında Taylandlı voleybolseverin, onbinlerce kilometre uzaklıktan ligi takip ettiği bir ortamda bu uygulamaya geçmek, kendi ayağına sıkmaktan başka hiçbir şey değil. Federasyonun, bu konuya acilen çare bulması gerekiyor. Yayın haklarını ellerinde bulunduran kurumların, yayınları, belli bir ücret karşılığında, tüketicilere sunması çok aykırı bir durum değil. Fakat mevcut yapının içinde, bir anda değişiklik yapıp, bu tür ciddi sonuçlar doğuracak bir işe imza atmak, pek akıl kârı değil.

Bu hafta yer vermediğimiz Haftanın En’lerine, normal sezonun bitişi sebebiyle gelecek haftaki yazımızın tümünde değineceğiz.