Galatasaray’ın iki yüzü

Şampiyonlar Ligi arifesinde lider Kasımpaşa karşısına çıkan Galatasaray, maçın ikinci yarısındaki müthiş oyunuyla 4-1 kazandı ve koltuğu devraldı.

İlk yarı, Galatasaray formasıyla bir lig maçında ilk kez 11 gören 18 yaşındaki Ozan Kabak’ın 45 dakikasıydı adeta. Karşısında yetenekleri birbiriyle oldukça farklı, ancak bir araya geldiğinde uyumlu biçimde ciddi bir tehdit içeren Kasımpaşa forvetine karşı birçok atakta doğru yerdeydi ve tam zamanında müdahaleler yaptı. Martin Linnes’in vasatın oldukça altında oynadığı bir devrede Ozan’ın yerinde tek müdahelelik stoper Maicon olsaydı örneğin, ilk devre sonunda Galatasaray soyunma odasına mağlup olarak gidebilirdi, zira genç oyuncunun yaptığı müdahalelerin yarısı Linnes’in hücuma çıkıp kötü kullandığı topların ardından geride bıraktığı boş alandan gelişen atakları engelleme üzerineydi. Takımlar içeriye giderken stadyum onun ismiyle inliyordu ki arkadaşları da yanına gidip onu kutladılar yerinde müdahalelerinden ötürü. O savunmada görevini başarıyla yerine getirirken hücumda arkadaşları oldukça uyumsuzdu birbiriyle. Sağ tarafta Sinan ve Linnes, sol tarafta Nagatomo ve Rodrigues ile çoğu zaman yanlarına yaklaşan Emre Akbaba hücum denemelerinde bırakın tehlike yaratmayı ceza sahası içine iyi bir top dahi gönderemediler. Hal böyle olunca Eren Derdiyok’u sadece Muslera’nın uzun toplarında topu arkadaşlarına indirmeye çalışırken gördük. Yine de bu kontrolsüz kargaşada Sinan’ın rakibi zorlamaya en çok gayret eden oyuncu olduğunu söylememiz lazım. Bu gayret çoğu zaman sonuç vermedi, ama ona bu sebeple yüklenmek yanlış, özellikle de hücum hattındaki arkadaşları ortada görünmezken. Tabii bu noktada savunma ve hücum hattı arasında kopuklukları giderecek Donk ve Ndiaye’nin oyunun sadece tek yönünü oynayabilmeleri ve takımı öne itme konusunda da bir hayli problem yaşadıklarını da eklemek lazım.

İkinci yarıda bu saydıklarımızın tümü tersine döndü adeta. Linnes paldır küldür ileriye çıkıp arkasını boş bırakmadı, takım özellikle yan toptan bulduğu golün sonucunda ön tarafta bulduğu alanları çok iyi kullanmaya başladı, Ndiaye çok daha fazla rakip alanda görünerek oyuna etki etmeye başladı ve onun asistiyle ikinci golü atan Rodrigues maçı alıp götürdü. Tersine dönmeyen şey Ozan’ın performansıydı elbet. Genç oyuncu yaptırdığı penaltıya rağmen böyle bir 90 dakika performansıyla başladığı için çok şanslı, ancak kendi şansını kendisinin yarattığını da ekleyelim.

Galatasaray salı akşamı kendi ligine çok iyi başlayamamış Lokomotiv Moskova karşısına çıkacak. Oldukça iyi bir kura ile oluşan dengeli Şampiyonlar Ligi D Grubu’na 3 puanla başlamak çok önemli. Fatih Terim’in henüz tam anlamıyla takımını tahmin edilebilir bir seviyeye getiremediğini söylememiz gerekiyor. Bu akşam iki 45 dakika arasındaki büyük fark da bunu gösteriyor. Umarız Moskovalılar karşısında Kasımpaşa maçındaki ilk değil ikinci yarıyı izleriz.