15 ay içinde göreve getirdiği dördüncü hocayla yoluna devam etme kararı alan Galatasaray’da, Hamza Hamzaoğlu’nun çözmek zorunda olduğu sorunları masaya yatırıyoruz.

24 Eylül 2013 tarihinde Galatasaray ile Fatih Terim’in yollarının ayrılmasının üzerinden 15 aydan daha kısa bir süre geçti ve Galatasaray, ulusal takımda Fatih Terim’in yardımcılığını yapan Hamza Hamzaoğlu’nu göreve getirdi. Bu 2 ismin görev süresinin arasında da Avrupa futbolunda oldukça iyi bir imaja sahip 2 İtalyan hoca, Roberto Mancini ve Cesare Prandelli görevden geçtiler. Hamzaoğlu, sorunları çok kolay saptanabilen ve saymakla bitmeyecek olan bir kulübü başarıya ulaştırmaya çalışacak. Bu yüzden işi çeşitli açılardan hem kolay hem de zor. Biz de bu sorunların en önemlilerine değinelim. Zaten bu köşeyi takip edenler için, sorunlar tanıdık gelecektir.

İdeal kadro istikrarı: Galatasaray’ın bir kadro istikrarı var aslında, ama o kadronun ideal olmadığı konusunda çok ciddi sinyaller var. Hatta Galatasaray kadrosuyla ilgili istikrarlı tek şeyin formsuzluk olduğunu söyleyebiliriz. Hamzaoğlu, 2012 yılında, Akhisar ile Süper Lig’e yükseldiği Çaykur Rizespor maçında ilk 11’de yer alan 7 isme, 2 sezon sonraki Süper Lig maçlarında halen yer veriyordu. Geçen sezon, ideal 11’deki oyuncuların yarısından fazlası ilk 20 lig maçının 19’unda sahaya çıkmıştı. Defans dörtlüsü cezalar ve sakatlık olmadıkça değişmiyordu. Bu, Türkiye için çok yüksek bir yüzde. 44 yaşındaki hoca  Galatasaray’daki futbolculuğunda ilk büyük başarılarını, 1992-93 sezonunda, Karl-Heinz Feldkamp’ın muhteşem takımı ile yaşamıştı. Dolayısıyla kariyerinin başlarında ve devamında attığı temeller sağlam. İnşa edeceği binayı göreceğiz.

Bireysel performanslar: Selçuk İnan, Burak Yılmaz, Veysel Sarı, Tarık Çamdal, Yekta Kurtuluş... Bu oyuncuların hiçbirisi “çok kötü” oyuncular değiller ama takımın genel çizgisi yerlerde sürününce bireysel performanslarını da ona uyduruyorlar. Hamzaoğlu’nun bu performansları artıracak bir felsefe ve dizilişi uygulaması gerekiyor. Dahası, bu diziliş ve felsefeye gerekli değeri kazandıracak, yani takımı da kendisiyle beraber yukarı çekecek oyunculardan üst düzey verim alacağı bir plana ulaşmak zorunda. Yoksa bu takımın 2 sezon önce en değerli taşlarından Semih Kaya dahi büyük problemler yaşayabiliyor. 3 gün önceki basın toplantısında 4-2-3-1 sistemine olan sempatisiyle beraber değişime de açık olduğunu ve çift forvet seçeneğini gözden geçireceklerini ifade etti. Galatasaray kadrosunun son 2,5 sezonda teknik adamlara da çok yardım etmediği bir gerçek. Çift forvetli sistemde Sneijder’a yer bulmakta zorlanılırken, tek forvetli sistemde Burak Yılmaz’ın yetersizliğine mahkûm oluyorsunuz. Üstelik her 2 durumda da yaratıcılıktan uzak kanat oyuncularınız var.

Yönetim zaafları: Hamza Hamzaoğlu görevde kalacağı ilk 6 ay boyunca muhtemelen yönetimden geçmişteki 2 İtalyan hocaya göre daha fazla destek alacak. Ama tabii bunun olumsuz bir yönü de var. Galatasaray yönetiminin üyeleri, pazar akşamları spekülasyon üzerinden yayın yapmayı alışkanlık hale getiren programlara bağlanıp bu spekülasyonlar üzerinden konuşmaktan hiç çekinmiyor. Dolayısıyla da hocanın önüne saha içinde uğraşacağı sorunlara kendi yöneticilerinin yol açtığı problemler de gelebilir. Bunu önlemek için bir şekilde tepkide bulunması lazım. Sonuçta Telegol’e bağlanıp “futbolcuların hepsi Prandelli’yi seviyor, bir daha saha içinde futbolcular tartışırsa yine bağlanacağım” diyen bir adamın 2. Başkanlık yaptığı bir kulüpten bahsediyoruz.

Bağlarken şunu söyleyelim, kararda Fatih Terim etkisi, Sneijder hakkında Dünya Kupası sırasında yaptığı yorum, yerli-yabancı çekişmesi ve diğer yan etkenlerden bağımsız olarak bir futbol takımı ve teknik adam, sahada ortaya koyduğu futbol izlenmeden yargılanmamalıdır ki; Hamzaoğlu için de en doğru bakış açısı bu olacaktır.