"kim anlatabilir ki hüznün mesafesini
dağ öyle durmuşsa, bir bildiği olmalı
bir bildiği olmalı, deniz çıldırmışsa
şu yalnızlık, şu aşk, şu ölüm
geceyi deliyor kuşun soluğu, baksana"*

Yaşama hakkının gitgide değersizleştiği, doğanın ranta feda edildiği, hayvanlara şiddet uygulanan, türlerin tehlikede olduğu, talanın geleceğe dair umutlarımızı törpülediği şu günlerde size iyiliğe ve geleceğe ait bir doğa öyküsü aktaracakken; doğayı şiirlerine taşıyan güzel yürekli insanlardan birini, şair Salih Bolat’ı sonsuzluğa uğurladık. O artık çok sevdiği kuşlara, toprağa, çamlara, rüzgârlara emanet. Bize de onun bıraktığı yerden onun emanetlerini korumak, yaşamı güzelleştirmek, yaşatmak ve unutmamak görev.

Ölüme inat doğaya, yaşama çocuksu bir coşkuyla bağlı, insanlardan ümit kesmeyen Salih’e ve size benim içimi ısıtan, umudumu pekiştiren haberler vereceğim.

***
Yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapan, dünya flamingo nüfusunun yüzde onuna sahip Gediz Deltası için bir süredir İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’in koruma planı çerçevesinde çalışmalar yürütülüyor. Delta, metropol alan içinde bulunan yeryüzündeki nadir sulak alanlardan biri. Ulusal ve uluslararası yasalarla koruma altına alınsa da tehlike altındaki doğal alanlar arasında yer alan Gediz’e sahip çıkmak hepimizin görevi. Bu bilinçle İzmir Büyükşehir Belediyesi Gediz Deltası’nın UNESCO Dünya Doğa Mirası Listesi'ne alınması için resmi adaylık başvurusunda bulundu. Çiğli, Menemen ve Foça sınırlarında bulunan Gediz Flamingolar başta olmak üzere Bern Sözleşmesi kapsamında kesin korunacak kuşlar statüsünde yer alan Tepeli Pelikan, Küçük Kerkenez, Mahmuzlu Kızkuşu, Karagagalı Sumru, Akça Cılıbıt ve Kocagöz ile nesli tehlike altında olan Akdeniz Foku ve CarettaCaretta deniz kaplumbağası gibi binlerce canlı ve bitki türünün yaşama alanı konumunda.

***

Doğu Avrupa’da yaşayan su kuşları için sahip olduğu uygun iklim koşulları ve beslenme şartlarıyla önemli bir kışlama ve konaklama merkezi olmasının yanı sıra Ege Denizi’ndeki en önemli balık yavrulama ve beslenme alanlarından biri. Dört farklı tip ekosisteme sahip olan delta bir kısmı 1. Derece Doğal Sit ve 3. Derece Doğal Sit alanı olarak korunma altına alında. Ancak her ne kadar ulusal ve uluslararası yasa ve yönetmeliklerle korunuyorsa da İzmir şehir merkezi çeperinde, denizin yanı başındaki geniş bir bölgeyi kapladığı için büyük bir kentleşme baskısı altında. Bu alan geçtiğimiz 20 yılı aşkın süredir iktidarın “büyük yapılaşma” planlarıyla, hedefteydi. Deltanın Çamaltı Tuzlası sınırları içinde kalan kısmına liman yapmak, Çiğli ile Balçova ilçelerini körfezin üzerinden bir otobanla bağlamak için projeler yapıldı. 2017 yılının Nisan ayında ÇED Olumlu kararı verilen Körfez Geçiş Projesi için meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların açtığı davalar sonucunda 2018 yılının aralık ayında kararın iptali kararı alınmasına rağmen koruma bölgesi üzerindeki rant baskısı sürüyor. Şaşırtmayan gelişmelerle doğa lehine alınan kararlar bozuldu. 2018 yılında sit yönetmeliği güncellenip doğal sit alanlarındaki statüler değiştirildi. Buna bağlı olarak bu alanların doğal niteliklerinin bozulmasının önü açılarak, yapılaşma tehdidine açık hale getirildi.

***

Tunç Soyer ve Çiğli Belediye Başkanımız Utku Gümrükçü tüm zenginlikleriyle Gediz Deltası’nı kurtarmak ve korumak için sivil toplum kuruluşları, dernekler ve üniversiteler ile dayanışma içinde ortak çalışmalar yürütüyorlar. Tunç Soyer “İstanbul'da Kanal İstanbul'un maliyeti 70 küsur milyar lira. 50 Gediz'i temizleyebilirsiniz” diyerek Gediz Nehri'ndeki kirlilikle ilgili 12 maddelik acil eylem planı başlattı. Çiğli Belediyemiz, doğayı korumak amacıyla başlatılan bu mücadelenin yanında olarak kendi bölgesinde üzerine düşeni yapıyor.

***

Bu kapsamda Kuş Cenneti’ni, flamingoların yaşamlarını, bölgenin flamingolara sunduğu imkânları ve Gediz Deltası’nın doğal güzelliğini ulusal ve uluslararası anlamda tanıtmak ve bölgenin korunmasına ilişkin bilinç yaratmak amacıyla 30 dakikalık belgesel filmin ilk gösterimi geçtiğimiz günlerde yapıldı. Utku Gümrükçü tarafından desteklenen Pembe Misafirler adlı filmi izlemenizi tavsiye ederim. Ben Allı Turna’nın flamingonun Anadolu’da kullanılan adı olduğunu bu belgeselden şaşırarak öğrendim. Yanıbaşımızdaki doğal güzelliğin derinliklerinde yapılan çekimlere bayıldım. Güzelim flamingoların pembe rengini karides yemekle kazandığını biliyordum ama ilgimi çeken birçok yeni bilgiyle ve belki de hiç o denli yaklaşamayacağım flamingoların doğada muhteşem görüntüleriyle heyecanlandım.

***

Yaşama hakkının tüm canlılar için olduğunu unutmayalım. Hem doğal mirasımız Gediz deltasına sahip çıkarak gelecek nesillere aktarımının güvencesi olmak hem de ülkemiz güzelliklerini ulusal ve uluslararası boyutta tanıtmak için yürütülen bu çalışmaları çok değerli buluyorum. Dünyanın yalnızca insanlara değil tüm canlılara ait olduğunu hepimize bir kez daha hatırlatan bu film için Utku Gümrükçü’ye gönül dolusu teşekkürler. Hepimiz bir ucundan tutabiliriz. Bu dünya bizim, İzmir bizim, Gediz bizim.

“ısıtmaktan yorulmuş mart güneşi
erkenden batmaya gidiyor
karda ilerleyen tek atlı bir arabada.
zamanla aramdan geçtin, gördüm
yanında bir yaz öğlesi
iki kuş daha.”*

*Salih Bolat