Kart basmak işçi sınıfının gündelik pratiklerinden biridir. Aynı zamanda işçi üzerinde kurulan denetim araçlarındandır. Zamana esaretin simgesi. Peki ya sabah işe girerken kartınız basmazsa? Yani çalışmak için işe geldiğinizde kartınızın iptal edildiğini fark ederseniz? İş arkadaşlarınız birer birer yanınızdan geçerken, içeri giremediğinize mi, yoksa işsiz kaldığınıza mı yanacaksınız?

Takip ediyor musunuz bilmiyorum. Bursa’da metal işçisi açısından kritik bir süreçten geçiliyor. Yakın zamanda işçiler bir yanda metal patronlarının sendikası MESS’e grevle cevap veren DİSK Birleşik Metal’in grev yasağına rağmen verdiği mücadele sonucu elde ettiği kazanımlara tanıklık etti. Diğer yandan ise MESS- Sarı sendika (Türk Metal) ittifakına karşı birlik ve dayanışma zeminini güçlendiren Bosch işçisi eylemi sonucunda elde ettiği kazanımları gördü.

Türk Metal’in her zaman başvurduğu, hakkını arayan işçiyi patronla anlaşıp işten attıran, baskı mekanizması da bu sefer çalışmadı.
Şimdi binlerce işçi MESS-Türk Metal cenderesine karşı işyerlerinde kitlesel eylemler yapıyor. İstifaların ardı arkası kesilmiyor. Birleşik Metal’in eylemliliği ile metal sektöründe çatırdayan çark, şimdi parçalanıyor.

Umut fabrika fabrika dolaşıyor.

Bursa sanayinin kalbi

Bursa Türkiye için otomotiv sanayinin kalbi konumunda. Sektörde çalışan işçilerin yüzde 25’i yani 70 bini Bursa’da. Türkiye’deki araç üretiminin yaklaşık yüzde 60’ı burada. Bunun böyle olması bir tesadüf değil. Bölge tarihsel olarak  “ahşap, karoser, madeni parça ve yay üretimi” alanlarında, at arabası imalatı üzerinden uzmanlaşmış olan bir il. Bu özelliği ile 1950’lerde ithal araçların modifiye edilmesinde faaliyet yürütmüş. Bugün Fiat, Renault, Karsan ve Güleryüz gibi ana firmalar ve çok sayıda tedarikçi firma bölgede üretim yapıyor.

Otomotiv sanayi Türkiye açısından küresel pazar için üretim yapan ihracatçı en önemli  sektörlerden biri konumunda. AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında işçinin üretimden en az pay alabildiği ülkelerden biri Türkiye. Yani sömürü çarkları iyi işliyor. Bunu sermaye en çok kontra-sendika Türk Metal’e borçlu.

Renault fabrikasında Türk Metal’in talebi ile 16 işçinin kartı basmadı geçen gün. İşçiler arkadaşları için eyleme geçti. Atılan işçiler eylemle geri alındı.

“Kart basmazsa hepimiz beraberiz” dediler. “Birimiz bile işe giremezse, hiç birimiz girmeyeceğiz”.

Paul Mason, “Çalışarak Yaşamak Ya Da Savaşarak Ölmek” adlı kitabında geçmişten bugüne sınıf mücadelelerinin tarihini anlatır. Öyle benzerdir ki her şey. Kapitalizm kendini yenileyerek tekrar eder durur. Ama İşçi sınıfı da yeni mücadele araçları ile ama aynı kararlılıkla cevap verir. Ama mücadelenin özü hep aynıdır. Sınıf mücadelesinin tarihi her zaman birliğe, dayanışmaya ve mücadeleye işaret eder.

Metal işçisinin “kart basmazsa hepimiz beraberiz” çağrısı tüm işçi sınıfına, sınıf mücadelesi tarihine bir çağrıdır. Tarihin öğrettiği bir çağrı. Umalım ki çağrı yerini bulsun. Umalım ki Türk Metal boyunduruğundan kurtulan metal işçisi, sömürü çarklarını çatırdatan metal işçisinin örgütü  DİSK Birleşik Metal’de sınıf kardeşleri ile buluşsun. Yoksa Türk Metal gider belki ama yerine yeni bir kontra-sendika mutlaka yoldadır.