Hemen hemen aynı yaştaki saldırganlar, evdekilerin ellerini arkadan bağlayıp yüzükoyun yere yatırdılar. Odaları dolaşıp arama yaptılar. Haluk Kırcı, “Böyle devrimcilik mi olur, evde bir silah bile yok,” dedi.

Evde silah yoktu. Tek bulabildikleri dergi ve kitaplardı.

Yerde yatan beş gencin suratlarına sırayla Abdullah Çatlı’nın getirdiği eter ve pamuğu batılar. O sırada kapı çaldı. Telaşlandılar. İki Türkiye İşçi Partili genç daha gelmişti. Çatlı, soğukkanlılıkla emri verdi. Bahçelievler’den çıkıp İstanbul otobanına geldiler. Çatlı farları açık tutarken Haluk Kırcı ve Kürşat Poyraz, yolun kenarında 24 yaşındaki Faruk Erzin’in kafasına üç, 26 yaşındaki Salih Gevence’nin kafasına da üç kurşun sıktı...

Vahşet bitmemişti. Bahçelievler’deki eve geri döndüler. Yerde beş genç yarı baygın yatıyorlardı.

ODTÜ elektrik bölümü öğrencisi 23 yaşındaki Serdar Alten.

Ankara Devlet Mimarık Mühendislik Akademisi öğrencisi 26 yaşındaki Hürcan Gürses.

Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi, Gazetecilik Bölümü öğrencisi 23 yaşındaki Efraim Ezgin.

Hacettepe Üniversitesi, İstatistik bölümü öğrencisi 20 yaşındaki Osman Nuri Uzunlar ve yine aynı okuldan 20 yaşındaki Latif Can.

Saldırganlar beş solcu genci nasıl yok edeceklerini tartışıyorlardı.

Haluk Kırcı, “Ben iple boğarım” dedi.

Bu teklife arkadaşları bile şaşırdı: “Sahi yapabilir misin?”

Haluk Kırcı, “Denerim” dedikten sonra içeri gidip telden yapılmış bir askı getirdi. Osman Nuri Uzunlar’ı sürükleyerek mutfağa götürdü. Telle boğazını sıktı. Ancak telle boğamayacağını anlayınca gidip banyodan bir havlu aldı. 20 yaşındaki Uzunlar’ın yüzüne havluyu bastırdı...

Dakikalar geçti, Osman Nuri Uzunlar havlunun altında can çekişiyordu...

Üniversite öğrencisi Uzunlar’ın öldürülmesi epey zaman aldı! Bunun üzerine Haluk Kırcı ülkücü arkadaşlarına dönüp, “Bu böyle olmayacak, siz evden çıkın, ben hepsinin kafasına sıkıp çıkarım” dedi.

Eskişehir yolunda kullandığı silahını ülküdaşı Kürşat Poyraz’la değiştirip, ondan mermi dolu 14’lü tabancayı aldı. Ercüment Gedikli, Kürşat Poyraz, Mahmut Korkmaz dışarı çıktılar. Ercüment Gedikli, gözcülük yapan Ömer Özcan ve Duran Demirkıran’a “görevlerinin” bittiğini bildirdi. Sonra Çatlı ile otomobilde bekleyen Kürşat Poyraz ve Mahmut Korkmaz’la birlikte 15’inci sokaktan hızla uzaklaştılar.

Haluk Kırcı otomobilin sesini duyar duymaz silahını elleri arkadan bağlanmış yerde yatan dört gencin üzerine boşalttı...

Serdar Alten’ın mide ve bağırsaklarını üç kurşun;

Hürcan Gürses’in kalp ve böbreğini üç kurşun;

Efraim Ezginin başını dört kurşun;

Latif Can’ın akciğerini iki kurşun parçaladı...

Tabancasındaki kurşunlan bitiren, “İdi Amin” lakaplı Haluk Kırcı evden koşarak uzaklaştı.

★ ★ ★

Haluk Kırcı, yedi kez idama mâhkum edildi.

Kırcı firarda iken 1 Ağustos 1992’de Erzurum’da evlendi. Nikâh şahitliğini dönemin Erzurum Valisi Mehmet Ağar yaptı.

1996’da yakalandığı gün emniyetten kaçtı.

1999’da yeniden yakalandı.

18 Mart 2004 tarihinde tahliye edildi.

Ekim 2004’te Ukrayna’da yakalandı.

27 Mayıs 2010’da tekrar tahliye edildi.

8 Şubat 2011 tarihinde tekrar tutuklandı.

4 Şubat 2015 tarihinde yeniden tahliye oldu.

★ ★ ★

Türkiye, Muğla’da vahşice katledilen Pınar Gültekin’e ağlarken Haber Global ekranlarında Jülide Ateş, sosyopat bir katile 40 soru soruyor. Eline tutuşturulmuş soruları sıralıyor Ateş. Sıra Bahçelievler Katliamı’na geliyor. “Hiç vicdanınız sızlıyor mu? Pişman mısınız...” romatizmi ile devam ediyor “sohbet”...

Yedi pırıl pırıl genci gözünü kırpmadan katletmiş Kırcı “Biz davamıza inanmıştık” diyor.

“Vatan, millet, Sakarya” diyor.

Jülide Hanım diyemiyor ki “Abdullah Çatlı’nın 24 Ekim 1984 tarihinde Paris’te uyuşturucu ticareti nedeniyle yakalanarak tutuklanması da mı vatan içindi”...

Rahmetli Mehmet Ali Birand bile bilmediği konuları okur, araştırır, eksik kaldığı yerde de yanına bir bileni alırdı.

Türkiye; sosyal medyanın, Netflix’in nasıl sansürleneceğini falan tartışadursun, bir TV kanalında iki saati aşkın bir süre hasta bir katile sorulan 40 soru-40 cevap pornosunu izliyoruz.

Hâlâ midem bulanıyor...

★ ★ ★

#SenHavuzsanBizDeniziz

İstanbul Sözleşmesi Yaşatır! İstanbul Sözleşmesi’ni okuyun ve okutun! İstanbul Sözleşmesi’ne karşı olan, kadına düşmandır.

★ ★ ★

Bahçelievler katliamı ile ilgili detaylar Doğan Yurdakul ve Soner Yalçın tarafından yazılan ‘‘Reis’’ kitabından alınmıştır.