Premier Lig seyir defteri; Evinde kral...

Premier Lig’in kuruluşundan çok zaman önce, 1971-1972 sezonunda ülke futbolunun 22 takımlı en üst liginde, evinde oynadığı 21 maçı arka arkaya kazanarak kırılması güç bir rekora adını yazdırmış Liverpool FC. İlginç olanı, evlerinde kazandıkları onca puana rağmen, o sezon ligi şampiyon Derby County ve ikinci Leeds United’in ardından ancak üçüncü sırada bitirebilmişler. O iki takım da nicedir Premier Lig’den uzakta, eski günlerine ağıt yakıyor. Premier Lig’in kuruluşundan sonra, o futbol şehrinin gürültücü takımı Manchester City 2011 senesinin Martından 2012 senesinin martına kadar evinde oynadığı 20 maçı da kazanmış…

Aralık ayının ortalarına yaklaşırken, çarşamba akşamı oynanan maçta bu sezon evinde kral Tottenham Hotspur’un konuğu 256 bin nüfuslu kuzey şehrinin sarı siyahlı futbol takımı, Hull City. Tarihlerinde elle tutulur başarıları yok; ne Şampiyonlar Ligi, ne UEFA Kupası! Uzun seneler şehrin iki büyük rugby takımının gölgesinde alt liglerde top koşturmuşlar, 80’li senelerde 4. Lig’i görmüşlükleri bile var. 2000’li senelerde değişmiş makûs kaderleri, 2008 senesinin mayıs ayında, Wembley’de oynanan play-of finalinde şehirde doğmuş büyümüş Dean Windass’ın golüyle Bristol City’i yenip Premier Lig’e terfi ettiler. Beş sezonda ülke futbolunun en alt liginden en üst ligine yükselmeyi başaran “Kaplanlar” 2009-2010 sezonunda Premier Lig’den düşse de 2013 senesinde bıraktığı yere yeniden döndü. Bu sezon oynadıkları 15 maçın 9’unu kaybetmişler ve 12 puanla sonuncu Sunderland’in bir puan üstündeler. İlginç olanı, Avrupa’nın beş büyük liginde bu sezon kalesinde en fazla gol gören (32) ikinci takım olmaları, Cagliari 37 golle ilk sırada…

Bu maça kadar evinde oynadığı yedi maçın beşini kazanıp, ikisinde berabere kalan Tottenham, evinde yenilgisiz. İki takım Premier Lig tarihinde 7 kez karşılaşmış, Londra takımı beşini kazanmış. Misafir takımın 18 kişilik kadrosunda daha önce Tottenham forması giymiş dört futbolcu bulunuyor. Kulübün Tottenham’dan rekor transferi (13 milyon Sterlin) Ryan Mason bu maçta yedek kulübesinde. 31.347 taraftarın önünde, üçlü savunma, solda Rose, sağda Walker, ortada Alderweild, önlerinde Vertongen ve Wanyama dizilişi ile başlıyor beyazlı Tottenham maça. Misafir Hull City beşli orta sahayla rakibin pas trafiğini engelleme hedefinde. Henüz 13. dakikada golü buluyor ev sahibi, soldan Rose’un getirip önüne bıraktığı topu soluyla tavana asıyor Eriksen. İlk yarım saatte Tottenham’ın topla oynama oranı yüzde 65. Oyuna genişlik kazandırdıkları ve ikinci bölgeyi çabuk geçtikleri anlarda Rose ve Kyle ile tehlikeli geliyorlar. İlk yarı 1-0 kapanıyor…

İkinci yarıya istekli başlıyor sarı siyahlılar, hücumda Snodgrass bu yarıda daha yakın rakip kaleye. Uzun toplarla gol arıyorlar, duran toplar en önemli silahları. 60’da Livermore kaleci ile karşı karşıya kaçırıyor. Sonra futbolun altın kuralı işliyor, atamayana atıyorlar. 63’de Walker sağdan getiriyor, Eriksen’e dokunmak kalıyor, 2-0. 72’de Wanyama, Eriksen’in direkten dönen topunu boş kaleye gönderiyor, fark üçe çıkıyor. Son 15 dakika antrenman maçına dönerken, takım değeri 318 milyon eden Tottenham 72 milyonluk rakibini rahat geçiyor…

***

O maçtan üç gün sonra, Londra’da soğuk bir pazar gününde Tottenham yine kendi mabedinde bu kez başka bir alt sıra takımı Burnley karşısında. İngiltere’nin kuzeyinde, Lancashire bölgesinde Calder nehrinin kıyısındaki 73 bin nüfuslu kasabanın bordo mavili takımı, günümüzden 134 sene önce, 1882 senesinde kurulmuş ve İngiltere profesyonel liglerinin kurucu takımlarından. Bu maçtan önce Premier Lig’de 16. sıradalar, onlar da Hull City gibi kümede kalma savaşında. Bu statta en son 1983 senesinin ocak ayında kazanmışlar, bu sezon deplasmanda galibiyetleri bulunmuyor. Evlerinden ırak oynadıkları 7 lig maçında sadece bir gol bulabilmişler…
Henüz ilk dakikada tehlike yaratıyor Tottenham, ligin muhtemel en iyi sol beki Rose’un başlattığı atakta kaleci le karşı karşıya dışarıya vuruyor Dele Alli. Bu maçta da üçlü savunmanın önünde Wanyama ve Dembele. Sağda oynayan Eriksen ligin yükselenlerinden, 2013 senesinin eylülünde katıldığı takımda 55 lig golüne katkısı var (28 gol, 27 asist). 21’de öne geçiyor misafirler, Gray soldan ortalıyor, Ashley Barnes yakın mesafeden takımını öne geçiriyor. Ama uzun sürmüyor sevinçleri, sağdan Walker’ın ortasına dokunan Alli skoru dengeliyor. Tottenham’ın topa daha çok sahip olduğu ama pozisyon üretmekte zorlandığı ilk yarı beraberlikle kapanıyor.
İlk yarıda yüzde 60 topa sahip olan Tottenham ikinci yarıya da tempoyu kontrol ederek başlıyor. Burnley rakibin oyununu kabul edip uzun toplarla gol arıyor. 60’da Alli’nin çaprazdan dönerek vurduğu top az farkla dışarda. 62’de Dembele’nin yerine Sissoko sahada. 71’de öne geçiyor Tottenham, Sissoko’nun orta sahadan kapıp taşıdığı topu sahanın en iyisi Rose soldan sert bir vuruşla ağlara gönderiyor, 2-1. Son on dakikada en azından bir puan koparma adına üç oyuncu değiştiriyor Burnley. Ama maçta başka gol olmayınca bu sezon evinde kral Tottenham sahadan galip ayrılıyor…

Dipnot: Geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Amedspor'un kaptanı Şehmus Özer'in mekanı cennet olsun, ailesine, sevdiklerine sabır dilerim...