“Seni kim çizebilir şubat yolcusu / yalnız akşam olsun dağınık olsun / ceplerinde bozuk bir bulut uğultusu / geceleyin dörtte bir ölüm korkusu / dörtte dört sabaha karşı yağmursun” der dizelerinde Atilla İlhan. Ligde Tottenham Hotspur’e konuk olan siyah beyaz takımı hatırlayalım bu yazıda, şubat yolcusunun hal ve gidişine göz atalım. Taraftar sayısına, gelirine, köklerine […]

“Seni kim çizebilir şubat yolcusu / yalnız akşam olsun dağınık olsun / ceplerinde bozuk bir bulut uğultusu / geceleyin dörtte bir ölüm korkusu / dörtte dört sabaha karşı yağmursun” der dizelerinde Atilla İlhan. Ligde Tottenham Hotspur’e konuk olan siyah beyaz takımı hatırlayalım bu yazıda, şubat yolcusunun hal ve gidişine göz atalım.

Taraftar sayısına, gelirine, köklerine rağmen başarıya nicedir hasret kalmış takımların başında gelir Newcastle United, İngiltere’nin kuzeyinde Tyne nehrinin kıyısında, 1,6 milyon nüfusuyla ülkenin en kalabalık 8. şehrinin siyah beyazlı takım nam-ı diğer ‘Toon-Army’. Hani hüsranı anlatan bir futbol filmi çevrilecek olsa başrolüne en iyi onlar yakışır, tıpkı o enfes şarkının sözlerindeki gibi: “Siyah beyaz bir aşk hikâyesi, içinde gözyaşı, umut ve ihtiras…”

Ada futbolunda en son şampiyonlukları 1926-27 sezonunda, Federasyon Kupasını en son kaldırdıkları 1955’te dünyaya gelenler şimdilerde 60’lı yaşlarda. 2015’te 169,3 milyon sterlinle dünya futbolunun en fazla geliri olan 20 kulübünden biri olarak tarihe geçtiler. Kökleri 1892’ye uzanan kulübün mabedi 52.354 kapasiteli St James’s Park Stadı’nda 2017-18 sezonunda 52.297 taraftar ortalaması yakaladılar, 2000’li yıllarda 5 şampiyonluğu bulunan Chelsea’den bile fazla. Ama onca parasal desteğe, sevdaya rağmen düşmeler ve çıkmalarla geçti asansör takımların izlerini taşıyan zamanlar, Premier Lig’in kurulduğu 1992’den beri 3 kez düşüp geri döndüler. Lige tutunmaya çalıştıkları 2017-18 sezonunu, sona doğru yakaladıkları çıkışla 10. sırada bitirdiler. Bir sezonda daha lige tutunma savaşındalar, bu yazının yazıldığı saatlerde düşme potasının 5 puan üzerinde, 14. sıradalar.

Kulübün 54 yaşındaki sahibi Mike Ashley, 2012’de Forbes dergisi tarafından ülkenin zenginler listesinde 15. sırada yer alıyordu. 1,5 milyarlık servetini tekstil sektöründen ve spor mağazalarından kazandığını, 135 milyon sterline satın aldığı kulübü bir seneyi aşkın zamandır satmaya çalıştığını hatırlatalım.

***

Soğuk ama aydınlık Londra gününde yeni mabedine taşınması yılan hikâyesine dönen Tottenham, Wembley Stadı’nda Newcastle United karşısında. Ocak transferinde kulübün 20 senelik transfer rekorunu kırarak Amerika MLS Ligi’nden Paraguaylı Miguel Almiron’u 20 milyon sterlin karşılığında transfer eden Newcastle’da yeni transfer kadroda yer almıyor. Misafir takım, ilk 6 içindeki takımlar karşısında son 10 deplasmandan puan çıkartamadı. Wembley yaramıyor siyah beyazlılara, 1955’in Federasyon Kupası finalinden sonra oynadıkları 7 maçı da kaybetmişler bu statta.

4-5-1 dizilişinde başlıyorlar maça, gol umutları Rondon 2018’den beri West Brom’dan kiralık. Tottenham’da Kane’nin yokluğunda Son ve Moura forvette. Beklendiği gibi atak Tottenham, Pochettino’nun takımının en önemli özelliği enerjisi ve sahanın her bölgesinde uyguladıkları amansız pres. Top rakipteyken ileride sadece Rondon’u bırakarak takım halinde kapanıyor Newcastle. Benitez’in takımı topa sadece yüzde 27 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi bulamadığı devreyi golsüz kapatıyor.

İkinci devrede takımlar aynı kadrolarla sahada. 60. dakikada o ana kadar etkisiz Moura’nın yerine Lorente oyuna giriyor. Baskıyı artıyor Tottenham. 70’ten sonra tek kaleye dönüyor maç, eskilerin deyimiyle bu sıcağa kar dayanmaz! 78’de Tottenham’da Lamela’nın yerine Rose sahada. Aradığı, hak ettiği golü 83’te Son’un ceza sahası dışından vuruşuyla buluyor Tottenham, golde kaleci Dubravka hatalı. Geriye düştükten sonra golü düşünmeye başlıyor Newcastle ama zaman yetmiyor. Tottenham’ın rakip kaleyi 21 kez yokladığı, Newcastle’ın katı savunma yaptığı 90 dakikayı kazanan ev sahibi oluyor. Velhasıl Newcastle United’ta değişen bir şey yok, hüzün şehrinin takımı bir sezonda daha kümede kalma savaşında.

Maçtan sonra
Ayote Perez ile…