Beşiktaş şölen havasında geçen maçta Osmanlı’yı 4-0 mağlup etti. Siyah-beyazlılar maç sonu kupasını aldı

Şampiyonun taç töreni!

Beşiktaş, şampiyon olarak çıktığı ligin son maçında, etkili bir oyun ortaya koyarak taraftarlarına 4 farklı bir galibiyet hediye etti.

Sezonu tam bir bayram havasında kapattı Beşiktaş. Tribünde sevdikleri futbolcularla fotoğraf çekinenler, teknik direktör tarafından alkışlatılan futbolcular ve 4-0’lık galibiyet. Maçla ilgili söylenecek çok şey yok elbette. Yine de Beşiktaş’ın attığı gollerin sezon başından beri sergiledikleri oyunun karakteri ile örtüştüğünü söyleyebiliriz. Şenol Güneş’in takımı artık herkesin bildiği ancak çare bulmakta zorlandığı üzere sahayı çok geniş kullanabiliyor ve özellikle kanat oyuncuları arasındaki uzaklık zaman zaman aynı pozisyon içinde 65 metreyi bulabiliyor. Bu sefer bir kanat oyuncusu olmasa da Cenk Tosun taç çizgisine kadar inerek aldığı topla gole gitti ilk yarıda. Yani Beşiktaş sezon boyunca ne oynuyorsa, sezonun son haftasında şampiyonluğu garantilemişken de onu oynadı sahada. Aslında bu aynı zamanda onların neden istikrarlı bir sistem takımı olduğunu gösteriyor.

Şenol Güneş için zor bir transfer dönemi olacak. Elinde bazı mevkilerdeki oyuncu sayısı fazla ama bazı mevkilerde hala istekleri var. Dolayısıyla bir kez daha takım iskeletindeki 2-3 oyuncunun değişimini kaldırabilir mi bilemiyoruz. Tabii avantajı, sezonu şampiyon olarak kapatmış ve artık son 16’ya kalmak istediği Şampiyonlar Ligi mücadelelerine kadar bunu planlayacak zamanının olması. Geçtiğimiz hafta içinde katıldığı programlarda anlattıklarına bakılırsa kendisini bir transfer listesiyle ya da oyuncu grubuyla sınırlamıyor. Güneş, o anki şartlara, kulübün mali yapısına ve elindeki kadroya göre taktik ve dizilişinde esneklikler yapabilen bir teknik direktör. Beşiktaş iki sezon önce onu göreve getirdiğinde sadece sahada oynanan futbol açısından değil, UEFA’nın finansal kriterlerini göz önüne aldığında da olabilecek en iyi seçimi yapmıştı, zira hoca örneğin Advocaat’ın yaptığı gibi sürekli kadrodan şikayet etmek yerine elindeki oyuncu grubundan en iyisini almaya uğraşıyor. Bunu Romen hoca Mircea Lucescu, 2000’lerin başında Galatasaray ve Beşiktaş’la başarmıştı üst üste. Şimdi Şenol Güneş aynı takımla üst üste başarıyor. Bu gerçek diğer takımlar için de, hem kadro planlaması hem de teknik direktör seçimi açısından bir ders olmalı.