Luton… Başkent Londra’nın 50 kilometre kuzeybatısında, Lea nehrinin kıyısına kurulmuş, Bedfordshire bölgesinin 215 bin nüfuslu kasabası. 1700’lü senelerden başlayarak şapka üretiminin merkezi olarak bilinirmiş. 1905-2002 arasında dünyanın önde gelen otomotiv devlerinden birine ev sahipliği yapan kasabada Londra’nın dördüncü büyük havaalanı bulunuyor. Kasabada bulunan Bedfordshire Üniversitesi 14 bin öğrenciye eğitim verirken bölgede 90’ın üzerinde okulun bulunması […]

Şapkacıların dönüşü…

Luton… Başkent Londra’nın 50 kilometre kuzeybatısında, Lea nehrinin kıyısına kurulmuş, Bedfordshire bölgesinin 215 bin nüfuslu kasabası. 1700’lü senelerden başlayarak şapka üretiminin merkezi olarak bilinirmiş. 1905-2002 arasında dünyanın önde gelen otomotiv devlerinden birine ev sahipliği yapan kasabada Londra’nın dördüncü büyük havaalanı bulunuyor. Kasabada bulunan Bedfordshire Üniversitesi 14 bin öğrenciye eğitim verirken bölgede 90’ın üzerinde okulun bulunması kayda değer.

İşte o kasabanın, kökleri 1885’a kadar uzanan portakal renkli takımı Luton Town FC, nam-ı diğer (Hatters) ‘Şapkacılar’. Yerel kulüpler Wanderers ve Excelsior’ın birleşmesiyle futbol alemine giriş yapmışlar. İlk zamanlarında siyah beyaz renkleri kullanırken sonra portakala dönmüşler. 1950’lilerin ortaları ilk kez 1. Ligde boy gösterdikleri zamanlar, 1959 Federasyon Kupası finalinde Nottingham Forest karşısında sahaya çıkmışlar. 80’lerin başından 90’lara kadar Ada futbolunun en üst liginde mücadele ederken, 1988’de o zamanki adıyla Lig Kupasını kazandılar. Tarihlerindeki en büyük başarıları da bu kupa. Ülkede sentetik çimi kullanan ilk kulüp, 1985’ten 1991’e kadar kendi sahalarında o zemine alışkın olmayan nice takımın belalısı oldular. 90’ların başında Ada futbolunun haşarı çocuğu Millwall ile oynadıkları olaylı Federasyon Kupası maçından sonra deplasman takımı taraftarlarını yasaklamaları tarihe düşen notlar.

2007-2009 arası dara düştükleri, maddi sıkıntılarla boğuştukları zamanlar. 2008-2009 sezonunda borçları ve mali tablodaki açıkları yüzünden 30 puanı silinen kulüp amatör kümelere kadar düşüp 5 sezon futbolun görünmez köşelerinde eskiye ağıt yaktı. Ama düşmekle köklerinden, sevdalılarından kaybetmez takımlar, futbol fena halde hayata benzer, her düşüşün çıkışı da olur. 2013-2014 sezonunda amatör küme Conference Premier’de yaşadıkları şampiyonluktan sonra yeniden döndüler profesyonel liglere. Amatörde mücadele ettikleri 2013-2014 sezonunda evlerinde maç başına taraftar ortalaması 7.387 oldu. Ne diyelim amatör candır. Bu yazının yazıldığı zamanlarda League One’da (3. Lig) 38 maçta topladıkları 80 puanla lider durumdalar. Altyapıları sağlam, 2016’da EFL Kupasında forma giyen 15 yaşındaki forvetleri Connor Tomlinson’u oynatabilmek için öğretmeninden izin almışlar.

Takıma 1905’ten beri ev sahipliği yapan 10.356 kapasiteli mabetleri Kenilworth Road Stadı’nda bu sezon 18 maçta 9.401 taraftar ortalaması yakaladılar. 3. Lig diye yabana atmayın, bizim üç takımla lanetlenmiş futbol fakiri coğrafyanın ligine benzemiyor bunlarınki, 3. sıradaki Sunderland’ın taraftar ortalaması 31.502 ve onlar da Luton Town gibi dönmek için gün sayanlardan.

Milli maç arasından yararlanıp ziyaret ettiğimiz Kenilworth Stadı’nda Luton Town play-off’u kovalayan Doncaster Rovers karşısında. Takımın geçici teknik direktörü Mick Hartford 1959 doğumlu, 1984-1990 arasında takımın formasını giydi o yılların önemli golcüsü. Bulundukları 3. Lig 24 takımlı, rekabet kıyasıya. Öyle ki 12. Plymouth Argyle küme düşme potasının sadece üç puan üzerinde. Lidere dönersek, kadronun değeri 7,2 milyon sterlin, en değerli oyuncusu 26 yaşındaki defansif orta saha Thorne, üst ligdeki Derby County’den kiralık.

Maça gelince… Luton Town 4-3-1-2 dizilişinde başlıyor maça, hücumda üst liglerde forma giymiş LuaLua ve Hylton. Takımın golcüsü Collins attığı 20 golle gol krallığında zirvede ama milli takımda olması nedeniyle bu maçta kadroda yer almıyor. Alt liglerin değişmez kuralı olan uzun toplarla başlıyor iki takım da maça, zemin enfes, tribünler tıka basa. İlk bölümde sahaya daha iyi yayılan ev sahibi arka arkaya kornerlerden sonuç alamıyor. 9 numaralı Hylton hücuma yön veren oyuncuları. Savunmadan uzun toplarla çıkan kırmızı siyah Doncaster Rovers, 26. dakikada Marquis’le net fırsattan yararlanamıyor.

Sonrasında orta saha üstünlüğünü ele geçiren Luton 36. dakikada Pelly Ruddock Mpanzu’nun ceza sahası dışında yerden köşeyi bulan vuruşuyla öne geçiyor. Golden sonra tempoyu yükselten ev sahibi rakip kaleyi üç kez yokladığı, topa yüzde 52 oranında sahip olduğu devreyi tek golle önde kapatıyor.

İkinci devreye iştahlı başlıyor Luton, 46. dakikada Hylton’un kafa vuruşu az farkla dışarda. 57. dakikada farkı ikiye çıkartıyorlar, Berry’nin enfes asistinde yakın mesafeden kaçırmıyor 9 numara. Taraftarının ateşlediği takım gollerinin getirdiği özgüvenle saldırıyor, LuaLua’nın yeteneklerini hatırlatan tezahürat yankılanıyor tribünlerde. 67. dakikada yine gole yaklaşıyorlar, Lee’nin vuruşu üst direkte patlıyor. Son 20 dakikada ablukaya alıyorlar rakip kaleyi, 7 numaralı sağ kanat Stacey çabukluğu ve oyun zekâsıyla göze batanlardan. 83’te 3. gol LuaLua’nın ayağından, golde Stacey’nin enfes asisti takdire şayan. Doncaster kalecisi Marosi farkın artmasını önlerken dalga dalga geliyor Luton hücumları. Uzatma dakikalarında oyuna sonradan giren Berry’le bir gol daha buluyorlar ve 10,071 taraftarın şahitliğinde dört farkla kazanıyor Luton Town, maçın adamı LuaLua. Kazaya uğramazlarsa büyük olasılıkla gelecek sezon Championhip’te mücadele edecekler. Onca zaman alt liglerde çile çektiler, mutlulukları daim olsun.