Siz hepiniz, biz halk… Bakalım kim kazanacak?

Bir maç düzenleyeceksiniz, kuralları siz belirleyeceksiniz, sahayı yamuk inşa edeceksiniz, kendi kalenizi küçük, karşı takımın kalesini büyük çizeceksiniz, sınırsız transfer yapabileceksiniz, maçta karşı takımı tekme tokat döveceksiniz, hakemler sizden olacak ve faul çalamayacak… Ne âlâ… Yine de bir farkla kaybedeceksiniz. Sonra da federasyon sizde olduğu için maçın tekrarını isteyeceksiniz. Yok ya!

Evet, haksızlığa uğrayan futbolcu daha hırslı oynar ve 5 fark atar! Bu kez yenilgiyi kabul edecek misiniz? Etseniz de etmeseniz de kalenizde o golleri göreceksiniz.

Her şeyin çok güzel olması için herkes elini taşın altına koyacak. Ancak… Her şeyin güzel olması için neyle uğraştığımızın da unutulmaması gerekecek. Çalınan bir seçimi çalanların kurallarıyla yeniden oynamayı kabul ettiyse muhalefet, bize düşen ilk önce hırsızların kaybetmesi için elimizden geleni yapmak ama aynı zamanda da hırsızlık düzenini teşhir etmek…

Seçimlere giderken… Medya düzeninin yüzde 95’i iktidarın borazanı hatta düdüğü olmuş. Muhalefetin seçim bütçesi yok. İktidar devlet olanakları sınırsız… Halkın parası çarçur… AKP’nin atadığı YSK’nın güzide üyeleri kurul toplantısında söz almaktan aciz. Bugünün YSK üyeleri, geleceğin “Ali Demir”leri… AKP kazanıyorsa mühürsüz oylar kabul edilir, kaybederse şike var denir. “Kamu görevlisi açığı olan yerde banka çalışanlarından destek istenir” maddesi AKP’nin kazanıp kaybetme durumuna göre kullanılabilir. Seçimleri takip etmeye tek yetkili ajans verileri AKP’nin militanlarından alır, AKP kaybederse akışı kesebilir. Bu arada… Seçim öncesi istifa etmesi gereken İçişleri Bakanı her seçim malum partinin ergen bir militanı gibi… Bu sırada halk yoksulluk içinde, nereden ucuza soğan alacak onun peşindedir…

Böyle daha kaç seçime gireceğiz. Bu düzeni değiştirmekten, onun için örgütlenmekten başka çare yoktur. Bu kepazelikten kurtulmak için 23 Haziran’da da öncesinde de sonrasında da… Gereği yapılmalıdır. Konuyla ilgili ÖDP açıklamasından: “Bu aşamada fikrimiz, İstanbul seçimini kazanan tüm bileşenlerin ve muhalefet güçlerinin sandığı gasp eden, darbe yapan AKP-MHP blokunu sandıkta kendileriyle baş başa bırakmasıdır. Partimiz bu fikre sahip olmakla birlikte, halkımızın ve toplumsal muhalefet güçlerinin alacağı her türlü kararla ortak yürüme iradesi gösterecektir.” Kendi doğrusunu dayatmak yerine halkının duygusuyla umuduyla, direnciyle hemhal olanlar iyi ki varlar.

Mademki zaferi elinden alınan İmamoğlu ve partisi seçime girme kararı aldı, mademki halkımız her şeyin daha güzel olacağına inanıyor, mademki bu karar kendi seçmenlerinin bile vicdanında karşılık bulmuyor, o zaman ilk hedef düzenbazları bir kez daha yenmek olacaktır. Bu sırada da bu dalavere düzenini teşhir etmek…

Saha sizin, oyuncuları siz seçin, hakemler sizden, federasyon da… Çıkın oynayın şimdi… Siz hepiniz biz halk, bakalım kim kazanacak. İyi de bu kez yenilgiyi kabul edecek misiniz? Etseniz de etmeseniz de kalenizde o golleri göreceksiniz.