Galatasaray son yıllarda oldukça zorlandığı ve birçok kez hüsran yaşadığı Trabzonspor deplasmanında, beklenmedik ölçüde rahat kazandı.

Trabzon’da hafif bir ter idmanı

Abdullah Avcı, Başakşehir’in başındayken çıktığı Galatasaray maçlarında sürekli ön alan baskısı ve oyunu kendi istediği bir futbolcunun üzerinden kurdurma arzusu ile maça başlamıştı. Örneğin 4 yıl önce onları mağlup ettikleri mücadelede rakibini Sabri ve Semih’in paslaşmasıyla oyuna başlamak zorunda bırakmıştı. Bu sefer başka bir planla sahadaydı. Topu karşı takıma bırakıp, kendi yarı sahasının ortasında kaptığı toplarla hızlı baskınlar planladı. Marcao’nun bu pas trafiğinde önde yakalandığı sırada kaptıkları topla Djaniny’i koşturdukları pozisyondan gol çıkarabilseler maçın kalan 80 dakikası Terim’in takımı için oldukça sıkıntılı geçebilirdi. O andan, Arda Turan’ın attığı gole kadar geçen uzun süre oyunun sıkışmasının 2 temel sebebi var. Yerleşik oyunda Galatasaray’ın, baskınlarda Trabzonspor’un bir türlü doğru pas kanallarını bulamaması ve çok basit top kayıpları yapmaları. Çok sağlam durmayan Donk-Marcao ikilisi ilk yarı boyunca birkaç deneme dışında zorlanmadılar, işin Galatasaray tarafındaki sorun da, “aşırı sahte” bir 9 ile oynamasıydı. Oğulcan birçok pozisyonda çizgilere deplase olmaya çalıştı, fakat bu anlarda, rakip ceza sahası içinde hiçbir turuncu formalı oyuncu kalmıyordu. Arda’nın golü için, Trabzonspor’un devre boyunca atmaya çalıştığı türden bir gol diyebiliriz. İkili oyunlarla geriden gelen oyuncuların yarattığı bir pozisyon. Oğulcan tarafından Emre’ye çıkarılan o ince ve doğru pas golü yaratmaya yetti.

Maçın ikinci yarısında bir Abdullah Avcı takımının, Galatasaray’a karşı ilk kez açık alanda, savunmasını ileriye çıkararak birçok kez hazırlıksız yakalandığını gördük. Avcı’nın Başakşehir’i önceki sezonlarda Galatasaray’a mağlup olduğu maçları kıl payı kaybetmiş ya da sonuç maçların son bölümünde kesinleşmişti. Sarı-kırmızılılar o kadar rahattı ki, uzun süreli sendromları olan, önde oldukları maçları tutamama problemini yaşamaya bir an bile yaklaşmadılar ya da başka bir deyişle Trabzonspor onları bu hale sokamadı. Tabii bu anlarda bile Belhanda’nın, kendi sahasının ortasında yaptığı top kayıpları ile Trabzonspor’u iştahlandırdığını söylemek lazım. Buna rağmen özellikle çizgilerde Trabzonspor’un felaket bir oyun ortaya koyduğunu söylemek lazım. Saracchi ve Omar defansif anlarda büyük sıkıntılar yaşamadıkları gibi, hücuma çıkışlarda da Süper Lig kariyerlerinin en rahat maçlarından birisini çıkardılar.

Muhtemelen son 2 haftadaki performans sonrası, ülkemizin meşhur “skor” otoriteleri Galatasaray’ı tekrar ligin mutlak favorisi olarak görmeye başlayacaklar. Bu doğru olabilir, fakat sınırların dışındaki performansı yerlerde sürünen bir ligin favorisi olmak, takımınızın iyi olduğunu göstermiyor. Terim’in ve kadrosunun, iyi bir takım olmak için daha gidecek çok yolu var.