Turizmle ilgili istatistikler Alman turistlerin Türkiye kıyılarına akın ettiğini gösteriyor. Türkiye, koronavirüs pandemisi kısıtlamaları nedeniyle yaşanan iki yıllık gerilemenin ardından büyük bir canlanma yaşıyor. Bu durum ağırlaşan ekonomik kriz sürecinde döviz gelirlerini arttırmayı hedefleyen hükümeti memnun ediyor elbette. Almanya’dan gelen ve turizm sezonu boyunca gelecek turistlerin bu gelişmede önemli bir rolü var. İki yıldır evlerine kapanan insanlar salgının halen devam ettiğine dair uyarılara rağmen yüzbinlerce Alman, pandemi öncesi yıllarda gide gele alıştıkları, keyfini yaşadıkları Türkiye kıyılarında tatil fırsatını değerlendiriyor. Bunda Türkiye’deki turizmin onlar açısından büyük ölçüde ucuzlamasının da önemli bir rolü var. Türkiye’de 18 TL’lik alışveriş yapabilmek ya da hizmet alabilmek için sadece 1 Euro harcıyorlar ve ceplerindeki paranın Türkiye’deki satın alma gücü her geçen gün daha da artıyor.

Ancak TL’nin Euro karşısındaki gerilemesine rağmen Türkiye’nin turizm gelirlerindeki artış sürüyor. Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung’da (FAZ) yayınlanan bir analizde, son dönemdeki gelişmeler nedeniyle Turizm Bakanlığı’nın bu yılın turizm gelirleriyle ilgili beklentisini 35 milyar dolardan, 37 milyar dollara çıkardığı belirtiliyor. Deutsche Bank’ın analistleri ise bu rakamın 40 milyar doları bulabileceğini tahmin ediyorlar.

Alman turizm şirketleri yılın ilk aylarında Almanya’dan Türkiye’ye turist sayısının eski yıllarda olduğu gibi beş milyonu aşabileceğine dair öngörülerde bulunuyordu. Turizm Bakanlığı’nın yayınlandığı ilk altı aya ilişkin istatistikler bu öngörüleri doğruluyor. Haziran sonu itibarıyla Türkiye’ye gelen Almanya pasaportlu ziyaretçilerin sayısı iki milyonu geçmiş durumda. Bu rakam geçtiğimiz yılın aynı döneminde gelenlerin yaklaşık dört katı. Elbette bunun bir bölümünü Almanya vatandaşlığına geçmiş olan Türkiye kökenli göçmenler, onların çocukları ve torunları oluşturuyor. Daha önceki istatistiklerde de “Alman” olarak görünen bu “turistler”, klasik aile, akraba, memleket ziyaretinin yanısıra, tatillerinin bir bölümünü de turistik bölgelerde geçiriyorlar. Yani onların turizm analizlerinde “Alman” olarak yer alması gayet doğal bir durum.

Sonuç itibarıyla Türkiye’ye yılın ilk yarısında gelen 16,4 milyon misafirin sekizde biri Almanya’dan. Haziran sonrası dönemde bu sayı daha da arttı ve artıyor. Bu durum bu yıl beklenen turist sayısına ilişkin daha önce 42 milyon olarak açıklanan rakamın artırılarak 47 milyon olarak güncelleştirilmesine yol açmış. Şu ana kadar en fazla turistin geldiği ülkeler sıralamasında Almanya’yı, Rusya (1,5 milyon) ve Britanya (1,3 milyon) takip ediyor. İngiliz turistlerin sayısı geçtiğimiz yıla göre neredeyse 25 kat artmış, ancak Ruslardaki artış sadece iki kat olmuş. FAZ’ın analizine göre Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa ve Amerika’nın Rusya’ya yönelik ambargoları nedeniyle hava yolları bağlantıları da etkilendiği için Türkiye’ye gelen Rus turist sayısının daha önceki yıllarda olduğu gibi 4,7 milyonu bulması olasılığı çok düşük.

Rusya ve Ukrayna’dan Türkiye’ye turizmi olumsuz etkileyen savaşın Avrupa’nın geri kalan yörelerini hiç etkilemediği ortada. İlk haftalarında tüm Avrupa’yı şoka sokan, gündemi belirleyen savaşla ilgili haberler artık kanıksanmış durumda. Savaşın neden olduğu enflasyon ve diğer sorunlar bu ülkelerde ağırlaşarak sürüyor. Özellikle önümüzdeki sonbahar ve kış aylarnda onları da ciddi bir ekonomik kriz bekliyor. Ancak bir yandan güneşli sahillere özlem, diğer yandan da bunun ucuzlaması nedeniyle yurtdışında tatil alışkanlıklarından vazgeçmiyorlar. Hatta enerji harcamalarının büyük ölçüde artacağı soğuk kış aylarını da Türkiye gibi sıcak ve daha önemlisi ucuz tatil ülkelerinde geçirmeyi planlanlayanlar da var.

Rusya’dan gelen ya da gelecek olan turist sayısının önceki yıllarda olduğu gibi yüksek olmaması önemli. Ancak turizm sektörünün önde gelenleri arasında Rus turist sayısının azalmasının, Almanya ve diğer Batı Avrupa ülkelerinden gelen turistlerin artmasına yol açabileceğine işaret edenler de var. Onlara göre Avrupalılar Ruslarla aynı otellerde tatil yapmak istemiyorlar ve Rusların otel fiyatlarının yükselmesine neden olduklarını düşünüyorlar, dolayısıyla daha az Rus turistin gelmesi onların gözünde Türkiye’nin çekiciliğini arttırıyor.

Bilindiği gibi sağlık ve estetik turizmi de Türkiye’nin önemli döviz kaynakları arasında. Medikal turizm, termal ve spa-wellness turizmi, ileri yaş ve engelli turizmi, estetik ameliyatları ve saç ektirme gibi alanlarda Türkiye, giderek çekici hale gelen bir adres. Körfez Ülkeleri, Pakistan, Hindistan ve Azerbaycan başta olmak üzere birçok ülkeden düğün törenleri ve eğlenceleri için Türkiye’yi tercih edenlerni sayısı giderek artıyor. FAZ’a göre bu sektörün yıllık ciro beklentisi 500 milyon doları buluyor.

Türkiye turizmi 2022 itibarıyla hem turist sayısı, hem de bilanço açısından olumlu sinyaller veriyor.

Ancak ister Turizm Bakanlığı’nın beklediği gibi 37 milyar, isterse Deutsche Bank’ın tahmin ettiği gibi 40 milyar dolar ciro yapılsın, dışa bağımlı sanayii girdilerinin ve özellikle enerji harcamalarının faturası da eş zamanlı olarak arttığı için bunun ekonomik krizle mücadeleye çok büyük bir olumlu etkisi olmayacak. Sadece enerji harcamalarının iki kat artarak 100 milyar doları bulacağına dair öngörüler bu tespiti doğruluyor.

Avrupalılar Türkiye’de tatilden vazgeçmiyorlar ve onlar için her geçen gün daha da ucuzlayan Türkiye’ye öncelik verenlerin sayısı artıyor.
Enflasyonun yüzde 80’i bulduğu Türkiye’nin kendi insanı için ise bunun tam tersi geçerli. Neredeyse ikiye katlayan fiyatlar nedeniyle Avrupalıların keyfini yaşadığı cennet kıyılarda tatil yapmak birçok insan için artık mümkün değil.