Geçen hafta sosyal medyanın Twitter ayağını tek etme önerim olumlu olumsuz bir hayli tepki aldı. Tepkilerin çok büyük çoğunluğunun sosyal medya üzerinden gelmesi ise benim önerimin gerçekçi olmadığının da tanıtı oldu. Evet, çok haklı Twitter’dan çıkmalıyız, sözünün de Twitter’dan yazılmış, iletilmiş olması durumu özetliyor.

Yazıda sosyal medya araçlarının tümünü değil özellikle Twitter’ın durumunu değerlendirmiştim. Sosyal medyanın diğer araçlarının Twitter’a göre çok daha etkin kullanılabileceği düşüncesini halen koruyorum. Ama, peki terk etmeyelim. Twitter’ı da kullanalım. Kullanalım da derdimiz ne olsun?
Işıklar içinde yatsın, geçen hafta ölen Baumann, son söyleşilerinden birinde sosyal medya için, “Ancak insanların çoğu sosyal medyayı bir araya gelmek veya ufuklarını genişletmek için değil, tam tersine, kendilerine kendi seslerinin yankıları olan sesleri duyacakları, kendi yüzlerinin yansıması olan yüzleri görecekleri bir konfor alanı yaratmak için kullanıyor. Sosyal medya çok kullanışlı ve keyifli bir tuzak” değerlendirmesinde bulunmuş (söyleşinin tümü için http://vesaire.org/zygmunt-bauman-sosyal-medya-bir-tuzak/).

Derdim kendime destek aramak değil. Sosyal medyanın muhalefeti sanallaştırıcı, edilgenleştirici etkisi üzerine süren tartışma da yeni değil zaten. Geçen hafta Doğan (Tılıç) yazı üzerine “devrimci özne her aracı bir devrimci gibi kullanır” diye haklı bir itirazda bulunmuştu.

Twitter devrimcisi olmak yerine Twitter’ı devrimci gibi kullanmak nasıl mümkün olabilir?

Soru sosyal medyanın diğer araçları için de geçerli. Bu soruda bir tür kullanma kılavuzu hazırlama riskini taşıyor. Yine de ne yapılmaması gerektiğine dair bir tartışma açmak mümkün olabilir.

Sosyal medyada bu insanları hiç muhatap almadan kendi haberleşme ağını kuran bir muhalif hareket olmanın yollarını önümüzdeki dönem daha çok tartışmalıyız

Öncelikle içimizi rahatlatacağını umduğumuz politik duygusal paylaşımların edilgenleştirici özelliklerini aklımızdan çıkarmamalıyız galiba. Sosyal medya, bir kişiyi, durumu, sözü, gelişmeyi sevdiğimizi ya da sevmediğimizi belirtmek için kullanıldığında işlevsizleşiyor. Odalarımızın yalıtılmışlığında falanca insanın kahraman ya da filancanın alçak olduğuna aynı bizim gibi inanan başkalarının da olduğunu bilmenin yararı yok. Zaten çoğu zaman bu tür paylaşımlar trol ordularının, robot hesapların saldırıları altında tam tersine sindirici, korkutucu etkiyle sonuçlanıyorlar.

Trollerle klavye dalaşına girmek onları meşrulaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Bir kere hiç bir ölçüleri yok. Ahlaksızlık, yalan, iftira en temel besinleri. Sizi kendilerine benzetmeye çalışıyorlar ve dahası emniyet, yargının peşinize düşmesi mümkün oluyor. Melih Gökçek’in kendisini eleştirenlere yaptıklarını hatırlayın. Telefon sapıklarını durdurmanın en kolay yolu onlara yanıt vermemektir. Beklentileri sizden bir tepki alabilmektir. O yüzden rica edin ya da küfür, bir tepki verdiğiniz sürece sizi ararlar. Oysa telefonu açıp, hiç konuşmayıp kaparsanız bir iki denemeden sonra sizi aramazlar. Yumurta hesap ya da kimliği belli tanınmış ya da tanınmamış trollerle muhatap olmanın bir yararı yoktur.

Sosyal medyada falanca kişiyi, madara etmek, kapak yapmak, ipliğini pazara çıkarmak onların moralini bile bozmuyor, değil ki gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlasın. Hilal Kaplan gibilerin eskiden söylediklerini sosyal medyada yüzüne vurmak ne onda bir etki yaratıyor ne de onun okurunda. Ne de sıradan bir Twitter kullanıcısının gerçekleri görüp, aydınlanmasına yol açıyor.

Türkiye’ ye özgü, daha doğrusu AKP ve şürekasına özgü bir özellik var. Değersizlik duygularıyla baş etmekte çok zorluk çeken vasıfsız ama kibir kumkuması olma hali. Alçaklıklarının bir nedeni de bu zaten. Biraz sert bir örnek daha açıklayıcı olabilir. Gerçekten aptal birine aptal derseniz o insan buradaki hakareti kavrayamaz (sadece ahlaksızlık etmiş olursunuz). Kendi aklından emin birine aptal derseniz, size güler geçer. Ama aptal olduğundan korkan ve çok zekiymiş gibi yapmaya çalışan birine aptal derseniz, yıkılır. Foyası meydana çıkmış gibi hisseder. Yandaş medyadaki “AKP aydınlarına” bir bakın, bu özelliklerini görebilirsiniz.

Sosyal medyada bu insanları hiç muhatap almadan kendi haberleşme ağını kuran bir muhalif hareket olmanın yollarını önümüzdeki dönem daha çok tartışmalıyız.